Alef’in üçüncü bölümü yavaş ilerleyen bir bölümdü… Bu bölümde neredeyse hiçbir şey olmadı. Bölüm açıklaması olarak Filler bölüm de (doldurma bölüm) diyebiliriz. Üçüncü Bölümü seyretmeyen birine, bu bölüm hakkında spoiler bile veremezsiniz. Tek sezonluk ve topu topu sekiz bölüm sürecek bir dizide böyle bir bölüme gerek var mıydı?
Biz yine de bölüm hakkında birkaç kelam edelim.
Bu bölümde konu hiç ilerlemedi sadece karakterleri biraz daha tanıma fırsatı bulduk. Geçmişleri hakkında az biraz bilgi sahibi olduk. Settar’ın çocuğunu kaybettiğini öğrendik. Kemal ise hem çocuğunu hem de eşini kaybetmiş gibi görünüyor. Gibi dememin sebebi ise öyle olmadığını düşünmem. Eşinin yüzünü hiç görmememiz, sadece kızının sesini duymamız ve görmemizin arkasında, kızın ölümünden annesinin ihmali olabileceğini düşündürttü. En azından o sahne bana öyle hissettirdi. Eşinin ihmalkarlığı yüzünden çocukları ölür, Kemal de eşini bırakıp Türkiye’ye döner. Tabi ki yanlış çıkabilir ama bölümü seyrederken böyle bir izlenime kapıldım. Kemal’in gözünden olayları gördüğümüzden, eşinin yüzünü bize göstermemeleri bende böyle bir his uyandırdı.
Bölümün en önemli sahnesi Kemal’in mezarlıkta, boş bir mezara düştüğü sahneydi. Öncellikle Kemal’in mezara düştüğü sahneyi beğenmedim. Yan çekimde düşüşü sert ve aniyken, üst çekimde Kenan İmirzalıoğlu’na pek kıyamadıklarından, Kemal karakteri yavaşça ve tuhafça mezara düşüyor. Böyle küçük şeylere pek takılmamak gerekir ama ben biraz banal buldum o sahneyi. Bana göre o sahnenin en önemli olayı; Kemal’in, yaşanılanları bir halüsinasyon olarak algılaması ve bu yüzden Settar’a hiç bahsetmemesi. Bence halüsinasyon değildi. İlerleyen bölümlerde Kemal’in halüsinasyon sahneleri artabilir ve biz izleyiciler hangisi gerçek, hangisi hayal algılayamayabiliriz. Mezarlıktaki adamın Kemal’e söyledikleri de gelecek bölümler için kritik öneme sahip olabilir.
Son sahne ile birlikte bir ceset daha ortaya çıkıyor. Kim olduğunu bilmiyoruz ama bir ses kaydı ile birlikte kafası kesilmiş birini görüyoruz. Ses kaydında; ‘Cennete inanmayan şehitlerin hikayesini kimse bilmek istemeyecek.’ diyor. Çok enteresan bir cümle. Bu cümle üzerinden farklı çıkarımlar ortaya çıkabilir. Bu cümle nasıl bir oksimoron? ‘Cennete inanmayan şehitler’ sözü çok tuhaf ve dizinin devamı için önemli anlamlar taşıyabilir.
Dizinin karanlık atmosferi devam ediyor. Bu karanlık tema sezon boyunca devam edecektir. Ercan Kesal ve Berkay Ateş gibi önemli simaları da görmemiz hoş duruyor. Umarım ilerleyen bölümlerde bu devam eder.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.