Annapurna Pictures: Piyangodan Çok Para Çıksa!

Yılbaşı yaklaştıkça ve piyangonun büyük ikramiyesinin ne kadar olacağı açıklanınca hayallerini paraya bağlayan herkes “Çıkarsa şunu yapacağım, şuraya yerleşeceğim, şöyle yaşayacağım” diye rüyalarını anlatmaya başlar. Hatta sinema virüsünü yiyip, sinefil hastalığına yakalananlar “Para bana çıkarsa gidip şu yönetmene parayı vereceğim, istediği filmi çeksin” diye gaza gelenler bile olmuştur.
Megan-014
Hollywood’da bu gaza gelme halini devamlı yaşayan bir isim var: Megan Ellison. Ellison’a piyango doğarken vurmuş. ABD’nin en büyük bilişim şirketlerinden Oracle’ın sahibi Larry Ellison’ın kızı olan Megan, babasının büyük servetinin verdiği güvenle daha 21 yaşındayken film yapımcılarıyla ve yönetmenlerle takılmaya başladı. 23 yaşında ilk filmini finanse etti. 5-6 yıl içinde de önemli yönetmenlerin “kurtarıcı meleği” haline geldi.

“Babasının parasını zevkine göre harcıyor” demek de biraz haksızlık olur. Gençliğinde iyi bir sporcu olan Ellison, beraber çalıştığı yönetmenlere göre programlı ve yönetmenleri sıkmadan yönlendirmeyi başaran iyi bir takım oyuncusu… Gay olduğunu da açıklayan Ellison, Hollywood’un bağımsız ve özgür ruhlarının idolü olma yolunda hızla ilerliyor.

Megan Ellison’ın bizim için önemi ise yapım sürecinde yaşadıkları mali sorunlar nedeniyle sık film çekemeyen yönetmenleri yeniden üretkenliğe itmesi oldu. Örneğin Paul Thomas Anderson, sinema yaşamının ilk bölümünde 5-6 yılda bir film çekebiliyordu. Ellison’ın desteğiyle The Master’ı çekti ve film biter bitmez Inherent Vice’ın başına oturabildi. Coen’lerin hızlanmasına, Spike Jonze’un sinemaya daha çok konsantre olmasına da Ellison ön ayak oldu.

John Hillcoat, Andrew Dominik, Bennett Miller gibi bağımsız sinemanın yükselen yıldızları, Harmony Korine, David O.Russell, Kathryn Bigelow gibi artık ustalık dönemi eserlerini vermek isteyen yönetmenler Megan Ellison sayesinde art arda film yapmaya başladılar. Uluslararası sinemanın ustaları Wong Kar Wai ve Alejandro Gonzalez Inarritu da Ellisonın desteğini alan isimler olarak öne çıktılar.

2006’da Nepal’de çıktığı Himalayalar’daki Annapurna Tepesi’nin ismini kurduğu şirkete veren en azından bir süre daha bağımsız sinemacıların koruyucu meleği olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Yorum Gönderin