Bahadır Boysal’ın aykırı çizgi karakteri Büşra sinemaya aktarıldı. Türbanlı bir genç kız olan Büşra’nın sinemadaki macerası 19 martta başlıyor.
Konusu itibariyle beraberinde pek çok tartışmayı da getireceği düşünülen filmin genç yönetmeni Alper Çağlar’ı daha önce kısafilmleriyle biliyorduk. Şimdi o da ilk uzunmetrajını çekme başarısı gösteren genç yönetmenler arasında katıldı. Biz de kendisine bu süreci, bıçaksırtı olan Büşra’yı, yalnızlığı ve özgürlüğü sorduk. Alper Çağlar da bizleri ofisinde ağırladı ve videoröp sorularını yanıtladı.
Yarım saatlik bu söyleşiyi iki bölüm halinde izleyebilirsiniz.
Alper Çağlar VideoRöp – Birinci Bölüm (16:29)
[flashvideo file=http://video.ak.facebook.com/cfs-ak-ash1/27334/000/319/10150116507155014_17530.mp4 /]
Alper Çağlar VideoRöp – İkinci Bölüm (17:05)
[flashvideo file=http://video.ak.facebook.com/cfs-ak-sf2p/27331/000/120/10150116696935014_56759.mp4 /]
Fotoğraflar: Ali Güler
Bu video röportajlarda neden sürekli yönetmeni olumlama yoluna gidiyorsunuz? Alper Çağlar, sıkıştırılması gereken birçok noktada sıkıştırılmamış.
çok şaçma bir film bence başörtü bu şeklde lanse edilmemeli zaten adam gibi muhafazakar bir insan büşranın yaptıgı gibi bir iş yapmaz …
büşranın amına koyayıöm
Filmi dün gece izledim, tek kelimeyle muhteşemdi.
Az kopyayla ve fazla reklam olmadan giren bir film olduğu için akıbeti ne olur bilmem ama, bana göre rahat bu senenin en başarılı öyküsü.
Film güzel konulara değinmiş aslında.Her karakter kendine özgü bir mesaj taşıyor.Ancak yönetmenin dediği gibi “yaftalar etiketler sizi genelleyemez”.Bir filmden halkın tümünün sesi olması tabiki beklenmemeli,ama filmdeki örneklerin cüzi olduğu akıldan çıkarılmamalı.
İslamiyette türban değil tesettür vardır.Tesettür=başörtü demek değil,başörtü tesettürün bir parçasıdır.Kişinin diğer kılık kıyafet ve davranışları da birer tesettürdür.Başı örtülü olan birinden çok çok daha tesettürlü ama başı örtülü olmayanlar vardır.İslamiyette namaz öncelikli olmasına rağmen namaz kılmayan başörtülüler de vardır.Anne babasının ya da eşinin zoru,mahalle baskısı yüzünden örtünenler de vardır.Ya da filmde olduğu gibi “imanlı genç” diye bilinen ama insanlara nefret bakışları dağıtan tipler de vardır.Ancak bu örneklerin varlığı İslamiyetin doğrularını değiştiremeyeceği gibi onlara leke de süremez.Bence böyleleri “başörtülü(yada türban deniyor)” ya da “müslüman” olarak adlandırılmamalı ki diğer müslümanlara suizanda bulunulmasın,gerçek müslümanların hakkı yenmiş olmasın.İslamiyet herşeyden önce Yaratıcı'ya imanı ve “güzel ahlakı” önemser.Bunlara sahip olmayan birinin müslümanlığı(!) şekilcilikten öteye geçer mi?Bunlara sahip olan biri ise namaz kılıyorsa O'nu sevdiği için,başını örtüyorsa da O'nun içindir.Ya da öyle olmalı.Toplumda yanlış örneklerin bulunması doğruları değiştirmez.En az dünyadaki insanlar kadar hata vardır yeryüzünde.Hepimizin hataları var,elbet olmuştur, kimse kendini düzeltmeden birbirinde kusur bulmaya çalışmamalı.Kimseyi yaftalamamalı.İki insan birbirini anlayabiliyorsa medenidir.Yoksa medeniyet çabaları da şekilcilikten öteye geçmez.
Yönetmen röportajda bütçesinin düşük olduğunu söylüyor ama filmin televizyon reklamı, belediye panolarında reklamı, metrobüslerde reklamı var. Neden bunu sormadınız? Bu nasıl düşük bütçe?
muhtemelen roportaj cekildiginde henuz filmin iletisimi baslamamistir.