Cannes’da Cumartesi Ödülleri

Cannes Film Festivali’nde genel olarak en önemli ikinci ödül olarak bilinen Un Certain Regard ödülü Kim Ki-Duk’un Arirang’ı ile Andreas Dresen’in Halt Auf Der Strecke (Yolun Üstünde Durmak) isimli filmleri arasında paylaştırıldı. Un Certain Regard özel jüri ödülü ise Andrey Zvyagintsev’in Elena’sına verildi. En iyi yönetmenlik ödülü ise İran’da Jafar Panahi ile birlikte hapis cezasına çarptırılan Mohammad Rasoulof’un Be Omid e Didar isimli filmdeki performansına verildi.

Cinefoundation ödüllerinde birincilik ödülü Doroteya Droumeva’nın “Der Brief (Mektup), ikincilik ödülü Kamal Lazraq’ın Drari, üçüncülük ödülü ise Tae-gyum Son’un Ya-Gan-Bi-Hang isimli filmine verildi.

Fipresci ödüllerinde Aki Kaurismaki’nin Le Havre’ı, Pierre Schöller’in “The Minister”ı ve Jeff Nichols’ın “Take Shelter”ı ödülleri paylaşan filmler oldular. Ekümenlik ödülü ise Paolo Sorrentino’nun “This Must Be The Place”e gitti.

Cannes’da “Eleştirmenler Haftası” bölümünde yönetmenlerin ilk veya ikinci filmleri izlenerek ödüllendiriliyor. 50.yılını kutlayan ödül Jeff Nichols’ın Take Shelter’ına verildi. Lee Chang-dong başkanlığındaki jüri, özel ödülünü de Avustralya’dan “Snowtown”a verdi. Avustralya’da yaşanan gerçek bir seri cinayet olayına odaklanan film, ilk gösteriminde şiddet sahneleri nedeniyle büyük tepki almış ve salonu terk edenler olmuştu. Filmi sonuna kadar izlemeyi becerenler ise yönetmen Justin Kurzel’i ödüllendirdiler.

Bağımsız Sinema Dağıtımcıları Birliği tarafından verilen CID/CCAS ödülü ve Genç Eleştirmenler ödülü, arjantinli Pablo Giorgelli’nin ilk filmi Las Acacias’a gitti. Film, tüm izleyenlerden olağanüstü eleştiriler alıyor ve “Yarışma bölümünde olsa altın palmiye bile kazanabilirdi” sözleriyle övülüyor.

Ödüller veriliyor, tartışmalar yapılıyor ama festivaldeki filmlerin “en kötü sahnesi” şimdiden belli gibi. Nanni Moretti’nin “Habemus Papam”ındaki kardinallerin voleybol oynadığı sahne “O kadar kötüydü ki, kafamı çevirdim” cümleleriyle anılıyor.

Cannes’da Cumartesi Ödülleri ve Haberler

Cannes Film Festivali’nde genel olarak en önemli ikinci ödül olarak

bilinen Un Certain Regard ödülü Kim Ki-Duk’un Arirang’ı ile Andreas

Dresen’in Halt Auf Der Strecke (Yolun Üstünde Durmak) isimli filmleri

arasında paylaştırıldı. Un Certain Regard özel jüri ödülü ise Andrey

Zvyagintsev’in Elena’sına verildi. En iyi yönetmenlik ödülü ise İran’da

Jafar Panahi ile birlikte hapis cezasına çarptırılan Mohammad

Rasoulof’un Be Omid e Didar isimli filmdeki performansına verildi.

Cinefoundation ödüllerinde birincilik ödülü Doroteya Droumeva’nın “Der

Brief (Mektup), ikincilik ödülü Kamal Lazraq’ın Drari, üçüncülük ödülü

ise Tae-gyum Son’un Ya-Gan-Bi-Hang isimli filmine verildi.

Fipresci ödüllerinde Aki Kaurismaki’nin Le Havre’ı, Pierre Schöller’in

“The Minister”ı ve Jeff Nichols’ın “Take Shelter”ı ödülleri paylaşan

filmler oldular. Ekümenlik ödülü ise Paolo Sorrentino’nun “This Must Be

The Place”e gitti.

Cannes’da “Eleştirmenler Haftası” bölümünde yönetmenlerin ilk veya

ikinci filmleri izlenerek ödüllendiriliyor. 50.yılını kutlayan ödül

Jeff Nichols’ın Take Shelter’ına gitti.

Lee Chang-dong başkanlığındaki jüri, özel ödülünü de avustralya’dan

“Snowtown”a gitti. Avustralya’da yaşanan gerçek bir seri cinayet

olayına odaklanan film, ilk gösteriminde şiddet sahneleri nedeniyle

büyük tepki almış ve salonu terk edenler olmuştu. Filmi sonuna kadar

izlemeyi becerenler ise yönetmen Justin Kurzel’i ödüllendirdiler.

Bağımsız Sinema Dağıtımcıları Birliği tarafından verilen CID/CCAS ödülü

ve Genç Eleştirmenler ödülü, arjantinli Pablo Giorgelli’nin ilk filmi

Las Acacias’a gitti. Film, tüm izleyenlerden olağanüstü eleştiriler

alıyor ve “Yarışma bölümünde olsa altın palmiye bile kazanabilirdi”

sözleriyle övülüyor.

Ödüller veriliyor, tartışmalar yapılıyor ama festivaldeki filmlerin “en

kötü sahnesi” şimdiden belli gibi. Nanni Moretti’nin “Habemus

Papam”ındaki kardinallerin voleybol oynadığı sahne “O kadar kötüydü ki,

kafamı çevirdim” cümleleriyle anılıyor.

Yorum Gönderin