Daha çok televizyon için filmler ve diziler çekip kaleme alan, birkaç filmde oyunculuk da yapan Katalan sinemacı Jesus Gray’in yazmadan yönettiği Eloïse (2009) başlıktan da anlaşılacağı üzere liseye giden bir genç kızın lezbiyenliğini keşfini konu alan bir film.
Filmin merkezinde filme adını veren Eloïse değil de ona aşık olan Asia yer alıyor. Daha küçük yaşta babasından koparılan Asia kendisine sevgi göster(e)meyen, tek bildiği onun üstünde hakimiyet kurmak olan annesiyle sıkıcı yaşantısına devam ederken hakkında kötü söylentiler çıkan, herkesin uzak durduğu lezbiyen Eloise’le bir arkadaşlığa başlar. Zamanla bu arkadaşlık aşka evrilir.
Gray’in filminde ne yazık ki tek orijinal hamleye/sahneye denk gelemiyoruz. Asia’nın komadaki haliyle başlayan film geriye dönüşlerle genç kızın bu noktaya nasıl geldiğini anlatıyor. Filmin asıl önemli tarafı da burası. Komada olan Asia hangi şartlar yüzünden kaza geçirip komaya girdi ve finalde ne olacak?
Gray flashback-flashforward tekniği sayesinde bununla ilgili merakı biraz olsun artırıyor. Lakin düşük tempo, klişelerle dolu sekanslar (bir erkekle bir kadının aşkını anlatan binlerce filmde kadınla erkek tanıştıktan sonra olaylar nasıl devam ederse burada da öyle devam ediyor. Tek fark bunun lezbiyenliği anlatıyor olması) ve kötü yönetmenlik yüzünden film anbean etkisini yitiriyor.
80’lerden beri sektörün içerisinde olan Gray 2009 yapımı bu filminde varlık gösteremiyor. Filmin kaydadeğer tek sekansı iki genç kızın havuzda yüzdükleri sekanstı. Burada filmin geneline göre daha iyi bir yönetmenlik söz konusu. Ama neticede bu sahne Gray’i kurtaramıyor haliyle.
Senarist ise aslında bazı şeylere daha iyi odaklansa belki de ortaya iyi bir senaryo çıkabilecekti. Mesela iki genç kızın ressamlığı filmde önemli bir yer tutsa da buna iyi bir şekilde değinildiğini söylemek güç. Ayrıca Asia’ya baskı uygulayıp duran annesi de, kazada yitirdiği babası da, hatta filme adını veren Eloïse de yüzeysellikten nasibini alıyorlar. Asia’nın Eloise ile ilk cinsel deneyiminden sonra kirlendiğini düşünmesi üzerine gidilse daha iyi olabilirdi film (kimliğiyle ilgili kafa karışıklığını gösteren bir sahneyi-daha doğrusu fikri- sevdim: Asia’nın kız arkadaşını öpmeden önce aynaya bıyık çizdiği sahne. Fikir çok hoş ama bunun sahneye aktarımı-yani yönetmenlik- kötü).
Filmin finalinde de sorun var. Asia’nın öldüğü açıklandıktan sonra (ki pek de sürpriz değildi) Asia ile Eloïse’i otobüse bindirip gün batımında başka diyarlara göndermek doğru bir seçim olmamış final için. Senarist ne yazık ki tüm fırsatları kaçırıyor ve klişelerle dolu bir senaryo ortaya koyuyor. Yönetmen de bu senaryoyu vasat bir yönetmenlikle ve aynı derecede kötü bir kurguyla filme taşıyor.
2009 yapımı Eloïse trajik sonuçlar doğuran lezbiyen bir ilişkiyi kötü bir şekilde anlatan, vasatı aşamayan bir film. Yer yer geçen senenin en çok konuşulan filmlerinden La vie d’Adele filmini hatırlattığını (birbirlerine aşık olan iki genç kızın resme ilgi duymaları; Asia’nın arkadaş çevresinin Adele’in çevresi gibi homofobik olması gibi bazı benzerlikler var) ama tabi ki lezbiyenliği ve karakterleri bu film kadar iyi işlediğini söyleyemeyiz.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.