Mr. Nobody: Hayatta Yaptığımız Seçimler ve Sonuçları

Yazı, Mr. Nobody filmi ile ilgili spoiler içerir.

“As long as you don’t choose, everything remains possible”

Bir bebek dünyaya gözlerini açtığında ilk iletişimini annesiyle kurar. İletişim kurduğu bir sonraki kişi ise babasıdır. Bu ikili yepyeni bir yere gelmiş daha isteklerini belirtmekten aciz bebeklerinin ilk rol modelleridir. Bebek onları seyrederek hayatı boyunca asla yapmayı bırakmayacağı öğrenme eylemine başlar. Çoğumuzun aileleri sadece anne ve babadan oluşmaz. Örnek aldığımız birey sayısı bu ikiliden fazladır. Böylece kişiliğimiz anne ve babamıza yakın olsa da bizi biz yapan değerler, sadece onların etkisiyle kazanılmaz. Peki, okula başlayana kadar sadece anne ve babasını örnek alan, 1975 doğumlu bir çocuk olsaydık? Jaco Van Dormael, tarafından yazılıp yönetilen ve hem harika kurgusu hem de bir o kadar kaliteli müzikleriyle dikkat çeken 2009 yapımı Mr. Nobody’nin başrolü, bahsettiğimiz şekilde büyümüş olan Nemo, Nobody’dir. Nemo 1984 yılında –henüz 9 yaşındayken- hayatında karşılaşabileceği en zor karar ile baş başa bırakılır. Hayatta ona yol gösterici görevi gören annesi ve babası ayrılmaya karar verirler ve Nemo’dan ikisinden birini seçmesini isterler. Nemo’nun önünde iki seçenek vardır: ya annesiyle gidecektir ya da babasıyla kalacaktır. Nemo annesinin bindiği trenin peşinden koşarken aklından seçimine göre gerçekleşecek olan olayları gözden geçirir. Her kararın bambaşka sonuçları olacaktır.

Mr. Nobody’nin temelinde –filmde de örneklerini gördüğümüz üzere- kelebek etkisi yatmaktadır. Edward N. Lorenz’in ortaya attığı Kelebek Etkisi fikrine göre bir kelebeğin kanat çırpması gibi basit bir şey, dünyanın öbür ucunda oldukça yıkıcı bir kasırgaya sebep olabilmektedir. Burada kastedilen şey, çok minik bir olayın bile çok büyük sonuçlara yol açabilme ihtimalidir. Ana karakterimiz Nemo, 9 yaşındadır ve muazzam bir hayal gücüne sahiptir. Bu hayal gücünün etkisiyle geleceği görebildiğine inanır. Hatta yaşadığı uyurken altına kaçırma problemini bu ‘’yeteneğine’’ bağlamaktadır. Nemo’nun geleceği gördüğü fikriyle hareket eden film boyunca olan her olay, küçük bir çocuğun zihninden çıktığını bize gösterir aslında. Abartılı gelecek tasviri, absürt tipi ve yaşıyla Nemo’nun yaşlı hali ve Nemo’nun hayatını değiştiren kararlarda sadece 9 yaşındayken tanıdığı 3 kızın bulunması yaşananların hayal olduğunu ima eder. Nemo geleceğini ‘bilen’ ancak aynı zamanda merak eden bir çocuktur. Nemo filmin ilk başlarından itibaren birçok soru ile karşı karşıya bırakır izleyiciyi. Sorduğu sorular aslında hepimizin aklından en azından bir kere geçmiştir belki de. ‘’Ben gerçekten var mıyım?’’, ‘’Neden ben benim de bir başkası değilim?’’, ‘’Neden geçmişi hatırlıyoruz da geleceği hatırlamıyoruz?‘’ Bu ilginç sorulara annesinin cevabı oldukça basittir: ‘’Neden diye sormaktan vazgeç, çok karmaşık’’ Nemo’nun cevap alamadığı bu sorulara cevap arayışını film boyunca belgesel tadında giren sahneler ile görürüz.

Nemo bazı geleceklerde bir belgeselin anlatımını yapmaktadır. Annesinin bu cevabı üzerine sorular sormayı kesen ve içindeki çocuksu merakı öldüren Nemo, filmi tümüyle özetleyen yazının açılışındaki repliği söyleyeceği seçim ile baş başa kalır. Sokakta tatlı satan bir standın önündedir Nemo. Karşısında iki tatlı seçeneği vardır ancak sadece birini alabilecek kadar parası vardır. Seçim yapmadığı sürece her şeyin mümkün olacağını bilen Nemo, iki tatlıyı da almaz ve her şeyin mümkün olma ihtimalini devam ettirir. Fakat hayatta her zaman bu tarz küçük kararlarla karşılaşmayız ve kaçma şansımız olmaz. Bu durum bana göre bizi şu sonuca getirir: Hayatımızı değiştiren yegane şey, yaptığımız seçimlerdir. Bazen bu seçimler tamamıyla bize ait olur. Bazı durumlarda ise başkasının seçimleri bizim hayatımızı etkiler. Mesela Nemo, filmin temel noktasında tatlı durumunun aksine bir seçim yapmaya zorlanmıştır. Asıl tercihinin anne ve babasının boşanmaması olduğu oldukça tahmin edilebilirdir. İkiliyi boşanmaya iten şey ise fabrikalardan birinde üretilen bir atıştırmalıktan çıkan küçük yumurta parçasıdır. Baba, atıştırmalığı yerken dişlerine takılan bu parça yüzünden arabasının frenine dikkat etmez ve bebekli bir kadının ölümüne sebep olur. Baba depresyona girerken anne artık mutluluğu başka bir adamda –Anna’nın babasında- bulmaktadır. Nemo film boyunca göreceğimiz üzere kendisinin vermediği bu kararlar topluluğunun yükümlülüğü altına girecektir.

Annesi ile babası tren garında ayrılırken arada kalan Nemo, ilk başta babasının yanında garda kalırken daha sonra annesinin peşinden koşmaya başlar. Burada iki temel ihtimal ile karşı karşıya kalır Nemo: annesi ile trene binmek veya babasıyla kalmak. İlk ihtimalde Nemo hiçbir sorun ile karşılaşmadan annesinin peşinden koşar ve trene yetişir. İkinci ihtimalde ise yine Nemo’ya bağlı olmayan kararlar silsilesi sonucu Nemo babasının yanında kalır. Bu kararlar silsilesinde babası Nemo’ya seslenerek onun dikkatini dağıtır ve koşuşunu yavaşlatır yine de bu durum başkarakterimizi annesine yetişmekten alıkoyamazken, bu sefer giydiği ayakkabı firmasının adiliği sonucu Nemo’nun ayakkabısı çıkar ve annesine yetişemeyip babasının yanında kalmak zorunda kalır. Nemo’nun neden annesinin peşinden koştuğu da açıktır. Anna’ya aşık olan ve onun yüzme bildiğini görünce boğulmak uğruna havuza atlayan Nemo, annesi ile Anna’nın babasını birlikte görünce tercihini annesinden yana kullanmıştır ancak hayat her zaman ‘doğruyu’ seçmenize izin vermez. Daha da önemlisi hangi seçim doğrudur ki? Nemo trenin peşinde koşarken bu iki seçimin muhtemel sonuçlarını görmektedir. Annesi ile gittiğinde Anna ile tanışır ve yakınlaşır. Sonuçlardan birinde Nemo, salaklarla yüzmeyeceğini söyleyerek Anna’yı kendinden uzaklaştırır ve gelecekte yalnız bir adam olarak Anna ve çocuklarıyla karşılaşır. Daha sonra aynı olayı tekrar görürüz. Nemo bu sefer Anna’ya doğruları söyler ve aralarında büyük bir aşk başlar. Nemo bu sefer verdiği karar ile Anna ile birlikte olmayı başarır ancak annesi yüzünden Anna’dan kopar. Babasıyla gittiğinde ise karşılaştığı kişi Elise’tir. Nemo, bu sefer yine kendine bağlı olmayan durumlar sonucu Elise ile birlikte olur veya olmaz. Birlikte olamadığında kesinlikle mutlu olamadığı Jean ile evlenirken, birlikte olduğunda Elise’in depresyonu ile uğraşır. Ancak her seçimin sonunda farklı farklı ölümler Nemo’yu bulur. Nemo neredeyse her seçimde 34 yaşında ölmektedir. Sadece bir durumda Elise ölürken bir durumda da Nemo, Anna ile tekrar karşılaşır. Peki, yaşlı Nemo hangi seçimin sonucu olan Nemo’dur?

Film boyunca gördüğümüz bütün sonuçlar aslında 117 yaşındaki Nemo tarafından hastanedeki odasına gizlice giren bir muhabire anlatılmaktadır. Muhabir, Nemo’ya bir sürü soru sormakta ancak hiçbirine cevap alamamaktadır ve Nemo’nun hikayesi her dakika daha da karmaşıklaşmaktadır. Bu durumdan benim okumalarım sonucu çıkarımım ise şu şekildedir: Muhabir film boyunca 9 yaşındaki Nemo’dur aslında. İnanılmaz gelişme gösteren teknolojiye rağmen kullandığı çok eski ses kayıt cihazı bunu göstermektedir bizlere. Nemo geçmiştedir halen ve geleceğini öğrenmek istemektedir. Bu durumda yaşlı Nemo, 9 yaşındaki Nemo’nun hayal gücüdür yani ‘doğru’ seçimi sorduğu zihnidir. Yaşlı Nemo/hayal gücü olacakları muhabire/9 yaşındaki Nemo’ya anlatır. Sonuçları bilmeyen Nemo neler olacağını kestiremediğinden seçim yapamazken, neler olacağını öğrenince yine seçim yapmaktan aciz kalır. Nemo bu durumdan satranç oyunundaki Zugzwang ile kurtulur. Satrançtaki bir durum olan Zugzwang’a göre bazı durumlarda en doğru hareket, hareket etmemektir. Gördüğü geleceklerde Anna ile yaşayacağı mutluluğu fark eden Nemo, arasında kaldığı iki seçimden kurtulur ve bambaşka bir yöne saparak Anna’nın yanına gider. Film yavaş yavaş sonlanırken yaşlı Nemo/hayal gücü görevini tamamlamış ve son söz olarak Anna’nın ismini söyleyerek ‘ölmüştür’ Ancak Nemo’nun Anna tercihi sonucu zaman onun adına geri döner ve Nemo’nun farklı seçimiyle oluşacak olan bambaşka gelecek için tekrar hazırlanmaya başlar. Nemo ‘bildiği’ geleceği görmeye devam edecektir. Nemo’nun bu tercihi ne kadar doğrudur bilinmez ancak filminde alt metninde görülebileceği üzere unutulmaması gereken bir şey vardır: Doğru veya yanlış seçim diye bir şey yoktur; yapılan her seçim en az yapılmayanlar kadar mantıklıdır.

Yorum Gönderin