Nuh Tepesi: Birkaç Dönüm Arazi İçin

Geçtiğimiz günlerde katıldığım Nuh Tepesi galasından sizin için bazı notlar aldım. Bu notların bir kısmı, çıkışta bana soran olur paniğiyle kafamda birikti, bir kısmı ise Haluk Bilginer’le film izleme heyecanıyla yoğruldu. 1 sene önce Amerika’da sonra Antalya’da övgüler alan film için bu kadar beklemiş olmak oldukça üzdü öncelikle. İyi film izlemek için festival kovalamamalıyız.

Tribeca Film Festivali’nden 2 ödülle dönen filmin kadrosu ön plana çıkıyor. Özellikle Ali Atay-Haluk Bilginer tandemini Masumiyet dizisinden sonra bir kez daha izliyoruz. Yönetmen ise Cenk Ertürk, kendisinin ilk uzun metraj filmi olduğu için kafamızda yönetmen hakkında fikir oluşmamıştı. İlk uzun metrajından iyi film garantili kadroyu toplayabilmiş. Galada çok heyecanlıydı, yapımcısı ve yönetmeni genç olan filmler bize de heyecan katıyor.

Konusu tek başına bu kadar güçlü bir temel oluşturan film azdır. Ağacın tekini kutsallaştıran köylülere karşı gelen, araları bozuk baba oğul ilişkisi. Köylüler ise Şahsiyet’teki gibi kendi aralarında leş bir sistem kurmuş. Para, rant ve rüşvet kol geziyor. Bu sistemin bile delinmesi oldukça zor. Köylülere karşı gelmek, amacın bir kenara bırakılıp mücadelenin önem kazanmasına neden oluyor. Bizim cephede ise işler karışık; İbrahim karakterinin acıları ve oğluna karşı mahçupluğuna, Ömer’in etrafıyla mücadele ederken kendisiyle yüzleşmesine tanık oluyoruz. Cefakar olduğu kadar insanlara yukarıdan bakan (ayrıca çok iyi küfreden) bir karakter. Sonuçta herkesin acıları var. Mağdur edilmiş olmak kimseyi melek yapmıyor. Peki eksileri neler?

Son zamanlarda filmleri kafamda ikiye ayırmaya başladım; Bir şeyler anlatma amacı bulunanlar ve belirli duyguları hissettirme dürtüsü uyandıranlar olarak. Bu film hem anlatıyor hem hissettiriyor. Oyuncular sağ olsun, imamın ve Ali Atay’ın oyunculuğuna parantez açmak gerek, hissettirme işinin altından rahatça kalkılıyor. Anlatma kısmında ise bazı aksaklıklar var.

Ne kadar görmezden gelinebilir bilmiyorum. Bazı karakterlerin motivasyonunu öğrenememiş olmak beni rahatsız etti. Kafamda ise halen oturmamış senaryo açıkları var. Fakat bunlar çok ufak. Filmin etkisini düşürmüyor. İmam demiştik; Ahlat Ağacı’na benzerliği fark ediliyor. Genel olarak konsantre NBC filmi gibi diyebilirim. Derdini daha kısa sahnelerle anlatıyor. Fakat böyle böyle özgün bir iş olmaktan uzaklaşmış.
Sonuç olarak görselliği iyi kotarılmış, konusuyla, oyuncularıyla, anlatmaya çalıştıklarıyla izlenmesi gereken bir yerli film Nuh Tepesi. 6 Mart’ta vizyonda, giden izler.

Emir Erdönmez tarafından

Yazı yazıyorum. contact: emiringham@gmail.com https://www.instagram.com/kafadangiriyorum/

Yorum Gönderin