Orson Welles Cahiers du Cinema’ya Haziran 1958’de verdiği röportajda kurgunun önemini ve kurgu odasına olan aşkını anlatmış.
Film üzerinde bir yönetmenin gerçekten kontrol sahibi olabildiği tek yer kurgu odası… Kurguda olmayı çok seviyorum, kurgu odalarına tutkunum diyebilirim. Kurguda o kadar çok zaman geçiriyorum, o kadar yavaş davranıyorum ki genelde süreç yapımcıların gelip filmi elimden almaya çalışmasıyla sona eriyor.
Kurguya neden bu kadar aşığım bilmiyorum. Bir filmin kurgusu için sonsuza kadar çalışabilirim. Benim için orası seluloit şeridin bir müzik eseri gibi bir araya getirildiği bir yer. Kurgu şarkının nasıl olacağını belirliyor. Tıpkı bir maestronun orkestranın eseri nasıl çalacağını belirlediği gibi. Biri orkestranın rubato çalmasını sağlar, diğeri tamamen akademik ve notaya uygun çaldırır, bir diğeri aynı eserden romantik bir versiyon çıkarır.
Sadece elinizdeki görüntüler yeterli değil. Çok önemliler ama sonuçta sadece görüntüler. İşin sırrı her görüntünün uzunluğu, bir görüntüyü hangi görüntünün takip edeceği. Sinemanın akışkanlığı kurgu odasında kendini bulur, başka bir yerde değil.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.