Hollywood’ta Amerika’yı eleştiren filmler yapmak pek kolay değil. Ama yapılıyor mu? Buna hayır demek de doğru olmaz. Zira zor da olsa eleştirel filmler çekiliyor. Amerika’nın sömürgeci dış politikasını yerden yere vuran filmler çekildiği gibi tek cümlelik eleştirilerle bunun üstünü kapatmaya çalışan filmler de çekiliyor.
Tabii dış politikayı olumlayan filmlere de çok sık imza atılıyor. Oliver Stone’un biraz muhalif bir kanatta yer aldığını söylemek mümkün. “W.” ile George W. Bush dönemine mizahi bir eleştiri getirmişti. Ama bu filmden önce çekilen 11 Eylül filmi “World Trade Center”da muhalifliğinden eser kalmamıştı. ’89 çıkışlı “Born on the Fourth of July” filmindeyse ABD’nin gazilerine davranış şeklini de, Vietnam İşgali’ni de eleştirmişti. ’86 yapımı “Platoon”da ise katledilen Vietnamlılara değil, o topraklarda psikolojileri bozulan Amerikan askerlerine ağlamış, ağlatmıştı Stone. Kısacası Stone bu otuz senede eleştirel filmler de çekti; tam zıt, propagandist filmler de çekti. Ama şu bir gerçek ki geçmişte çektiği “Platoon”, “Born on the Fourth of July”, “JFK” ve yazının konusu olan “Salvador” güçlü ve kaliteli filmler.
“Salvador” başladığında fakir, eşiyle arası çok kötü olan, çalıştığı gazeteden atılmış, bir şans daha için El Salvador kentine gidip buradan bir haber çıkarmayı planlayan gazeteci Richard Boyle (James Woods) ile tanışıyoruz. Boyle, arkadaşı R0ck (James Belushi) ile birlikte arabaya atlayıp El Salvador’a gider. El Salvador nasıl bir yer? Richard ile Rock daha Salvador’a ulaşmadan öğreniyoruz buranın nasıl olduğunu. Hükümet tarafından dağıtılan kimlikleri üstünde taşımayanın saniyesinde öldürüldüğü, askerlerin yönettiği, çocukların eline silah verildiği, bunların hepsinde Amerikan kurumu olan CIA’nın parmağının olduğu, yaşamanın şans eseri olduğu bir yer El Salvador. Stone duygularına gem vuramayan, pek de nitelikli bir gazeteci olamayan, Amerika’daki sevgilisini Salvador’daki kadınla aldatan, her şeye bir espriyle yaklaşan Richard üzerinden CIA’nın buradaki askerleri desteklediğini, hükümetin liderliğini üstlenen askerin CIA tarafından eğitildiğini ifade eder. Stone’da bile sık rastlamadığımız bu tavır şaşırtır. Stone, Richard üzerinden aynı sahnede Vietnam’a da el atar ve Vietnam’a girmenin yanlış bir karar olduğunu ifade eder. Lakin bu cümlelerden sonra Rich’e “Ben ülkemi en az senin kadar seviyorum. Biz örnek bir ülke olmamız gerekirken yaptığımız şeylere bakın.” der. Sonrasında gelen sekanslarda ise Amerika’nın dış politikasına dönük eleştiri yerini oradaki birkaç Amerikalı’ya yapılan eleştiriye bırakır. Sonuçta “Salvador”, Amerika’yı eleştirerek başlayan, daha sonra dümeni kırıp orada yaşanan katliamların suçunu oradaki işgüzar Amerikalı görevlilere atarak sona eren bir film olur.
Altmetni pek memnun etmiyor haliyle. “Amerika örnek bir ülke olmalı, bunu yapmamalı,” kafasındaki Stone’dan en fazla bu kadar eleştirel bir film çıkıyor demek ki. Altmetnini geçersek… Yukarıda belirttiğim gibi kaliteli bir film. Stone’un en iyilerinden olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Merkezde gazeteci Richard yer alıyor. Stone film boyunca merkezdeki bu karakteri derinleştirmeyi ve ilginçleştirmeyi başarıyor. Hayatta kalmak için her şeyi yapan, zaman zaman kaypaklıkta sınır tanımayan, nitelikli bir gazeteci olmasa da bir fotoğraf için canını ortaya koyabilen (savaşta en etkileyici kareyi çekmeye çalışırken ölen Robert Capa gibi etkileyici bir kare çekmek isterler Rich ve meslektaşı) Richard’la özdeşleşmek de mümkün, özdeşleşmemek de. Stone bir kahraman yaratmaya yeltenmemiş. En büyük meziyeti ise karakteri tüm defolarıyla ortaya koyması.
Usta aktör James Woods da bu karakterde döktürüyor. Keza onun komik, çenesi düşük arkadaşı Rock rolünde adaşı James Belushi de iyi bir performans ortaya koymuş.”Salvador”un yönetmenliği güçlü; Stone çatışma sekanslarının hakkını verir. Bilhassa askerlerle devrimciler arasındaki çatışmada Stone döktürmüş. Eleştirel tarafı da hoş. Oyunculukları da iyi. Gene de “Amerika, örnek bir ülke” gibi replikler yüzünden, sisteme vurmayı bırakıp suçu oradaki görevlilere yıkması yüzünden film tam anlamıyla tatmin etmiyor. Bu arada bu filmle “Platoon”un Oscarlara aday gösterildiğini ama eleştirel tarafı olan “Salvador”un görmezlikten gelinip “Platoon”un daha çok ödüllendirildiğini de belirtelim. Akademi’nin Stone’a mesajı açık: “Eleştirel filmler değil, askerlerimizi mazlum gösteren filmler çek”.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.