Kubrick’in Bitmeyen Senfonileri

stanley-kubrick-bitmeyen-filmler.jpg

Her yazarın, yönetmenin, bestecinin kısacası sanatçının hayatında ‘bitmemiş, hayal edilmiş, üzerinde çalışılmış’ ama hiç başlanamamış, yarım kalmış eserler vardır.Konu Kubrick olunca durum biraz daha farklı… Hem ustanın zamansız ölümü, hem de giriştiği her projenin hakkını vermesi nedeniyle insanlar sinema tarihinin en büyük beyinlerinden birinin içinden neler geçtiğini hep merak etti. Ölümünden bugüne kadar geçen 10 yıllık sürede bu konuda araştırmalar yapıldı. Kubrick’in kutularda sakladığı arşivi didik didik edildi. Ortaya yüzlerce fikir, ön çalışma, çekim hazırlığı planları çıktı. Kubrick’i yazılarımızla andığımız bu özel bölümde iki büyük projesi başta olmak üzere ustanın neler yaptığı kadar yapamadığını da sizlere bir kez daha hatırlatalım istedik.

Başkalarının Tamamladığı Projeler:

One Eyed Jacks: Charles Neider’ın The Authentic Death of Hendry Jones yayınlanır yayınlanmaz dünya sinemasının en önemli isimlerinin gözdelerinden biri oldu. Marlon Brando filmin yayın haklarını satın aldı. Sam Peckinpach senaryoyu yazdı. Kubrick filmi çekmeye başladı. Ancak Kubrick yıllardır beklediği Nabokov’un Lolita’sının haklarını ele geçirince, Marlon Brando’dan binlerce kez özür dileyerek filmi bıraktığını açıkladı. Film, Brando tarafından tamamlandı.

Artificial Intelligence: Kubrick’in en büyük projelerinden biri olarak gördüğü AI, ölümü nedeniyle Steven Spielberg tarafından tamamlandı. Kubrick, projeyi zaten Spielberg’le sık sık tartışmış ve filmin temellerini birlikte atmışlardı. Spielberg, Kubrick’in ölümünden iki yıl sonra notları, eskizleri ve ön çalışmalarını aldı, Kubrick’in prodüksiyon ekibiyle bir araya geldi ve filmi tamamladı. Bu filmin hikayesinin ve altmetinlerinin bambaşka bir yazının konusu olduğunu düşünüyoruz.

Hiç Başlamadığı Projeler:

Stefan Zweig’ın The Burning Secret’ı, Calder Willingham’ın Natural Child’ı, Jim Thompson’ın Lunatic At Large’ı Kubrick’in yakından ilgilendiği ancak sonra “filme çekilemez” diyerek vazgeçtiği romanlar oldular. The German Lieutenant, I Stole 16 Million Dollars isimli senaryolar da Kubrick’in bir süre ilgilenip sonra vazgeçtiği senaryolar oldular.

İki Büyük Proje: Napoleon ve Arayan Papers

Kubrick’in başlayıp, ön prodüksiyon hazırlıklarını tamamlayıp, çeşitli nedenlerle vazgeçtiği en önemli iki proje ise Napoleon ve Arayan Papers. Bu iki film hakkında ortaya çıkan bilgi ve belgeler, Kubrick’in iç dünyası, çalışma sistemi, senaryoyu ele alış biçimiyle ilgili çok ilginç ipuçları veriyor.

Arayan Papers

Kubrick, çeşitli kereler İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan soykırım üzerine bir film yapmaya çalıştı. Bu fikre en çok yaklaştığı yıllar Full Metal Jacket ile Eyes Wide Shut arasındaki 11 yıllık süre idi. Kubrick’in film için 4-5 yıl çalıştığı, araştırmalar yaptığı ancak daha sonra Spielberg’in Schindler’s List’i çekmesi nedeniyle projeyi rafa kaldırdığı iddia edilir. Full Metal Jacket’ın aynı dönemde vizyona giren Platoon’la yaşadığı çekişmenin bir benzerini daha yaşamak istemediği de söylenir.

Bu film üzerine söylenecek çok şey var belki fakat bazen görüntülerin sözlerden daha çok anlam taşıdığını düşünüyoruz. Film hakkında elimizde kalan en önemli belgeler, yönetmenin başrol için düşündüğü Johanna ter Steege ile yaptığı fotoğraf çekiminden geriye kalanlar. Resimlere bakıp, artık ustalık dönemine giren Kubrick’in Steege’yi çekerken nasıl sahneler hayal ettiğini, neler düşündüğünü görebiliyorsunuz. Steege, Kubrick ile fotoğraf çekimleri için 4 saat çalıştığını ve küçük yönlendirmeler sayesinde kendisinin de beklemediği farklılıkta fotoğraflar ortaya çıkardığını belirtiyor. Örneğin bazı fotoğraflarda yüzünde görülebilen korku ifadesinin “ağzını çok az aralık bırak, korkuyla nefes alıp verdiğin belli olsun” direktifiyle oluştuğunu anlatıyor. Kubrick’in soykırımın acımasız yüzünü bir kadının bakışlarında cisimleştirebildiğini görmek, çekilemeyen bu film için daha da üzülmenize yol açıyor.

johanna-ter-steege.gif

Napoleon

Tarihin çekilemeyen en büyük filmi… Sinema tarihçileri sık sık bu sözü tekrarlarlar. Bu yargıya varabilmelerinin nedeni hemen hepsinin Kubrick’in taslak senaryosunu okumuş olmaları. Başrolünde Jack Nicholson’ı düşündüğü film için 500e yakın kitap okuyan, yıllarca Napeleon’un yaşadığı bölgeleri gezen, onbinlerce fotoğraf çeken, binlerce sayfa not alan Kubrick, projeyi asla iptal etmedi.

Senaryoyu okumaya başlayıp ilerlediğinizde filmin yüz milyonlarca dolarlık bir bütçe gerektirdiğini görebiliyorsunuz. Stüdyolar Kubrick’e hep “yatırılan büyük parayı geri kazandıramaz” yanıtıyla geri dönmüş ve filmi ertelemesini salık vermişler. Kubrick ise yakın çevresine teknolojinin günün birinde Napoleon’u çekmesini sağlayacağını ve sadece biraz sabretmeleri gerektiğini söylemiş. Kubrick, maalesef 2000li yılları ve teknolojik gelişmeleri göremedi ve sinema tarihinin en büyük yapımlarından birinden mahrum kaldık.

Özellikle Napoleon ve Arayan Papers için yaptığı çalışmaları gördüğünüzde Kubrick’in erken ölümüne daha fazla üzülüyorsunuz. Sinema tarihinin en büyük ustalarından birinin yaşasaydı çekeceği daha çok film vardı kuşkusuz. Ancak bize bıraktığı eserlerin değeri ve ulaştığı mükemmeliyet bu acımızı biraz olsun dindiriyor.


Yorum Gönderin