Tayfun Pirselimoğlu Röportajı

tayfun pirselimoğlu

Ben O Değilim filmiyle Gezici Festival’e katılan Tayfun Pirselimoğlu’na sorularımızı gönderdik, kendisi de sağolsun yanıtlamış. İşte kısa bir Tayfun Pirselimoğlu söyleşmesi.

Genel olarak Tayfun Pirselimoğlu’nun hayatla ve sinemayla ilgili derdi nedir?

Durup bakmak, görmeye çalışmak, idrak için çabalamak. Bütün bunlardan bir hakikat çıkar diye umuyorum.

Ben O Değilim filmi nasıl doğdu?

Kimlik ‘problemi’ benim takıntılarımdan biri olageldi. Daha önce yazdığım senaryolarda da, romanlarda da bir şekilde kendini belli eden bir tema olarak hep yer aldı. Tamamen bunun üzerine bir film yapma düşüncem hep vardı. Oturup ‘Ben O Değilim’ senaryosunu yazdım. Biriyken bir ‘başkası’ olma hali üzerine düşünmek gerek. Öteki olma üzerine kafa yormak gerek. Film de bunu dert ediyor zaten.

Genellikle filmlerinizin senaryosunu çok kısa sürede yazdığınızı biliyoruz. Ben O Değilim’i ne kadar sürede yazdınız?

Doğrudur. Hızlı yazıyorum çünkü ‘meseleyi’ kafamda çok uzun süre taşıyorum. İşin bu kısmını unutmamak lazım. Hikayeyle birlikte yaşadığım zaman ‘uzun’, yazma kısmı bu yüzden de göreceli olarak kısa sürüyor. Bu senaryoyu da galiba üç, dört haftada yazdım.

Nihat karakteri nasıl şekillendi?

Daha önce sözünü ettiğim gibi ‘hikaye’ kafanızın içerisinde oluşurken o kimlikler de kendilerini belli ediyor. Nihat’ta da öyle oldu. Sıradan, ilişki kurmada sıkıntıları olan bir kimlik Nihat. Onun etrafındakilerle olan münasebeti de huzursuzluk barındırıyor. Hayatın neresinde nasıl duracağını tam kestiremiyor. Daha önceki hikayelerimden de aşina olabileceğiniz biri Nihat.

Ercan Kesal’la yollarınız nasıl kesişti?

Ercan benim yakın bir arkadaşım. Saç’ta da küçük bir rolü vardı. Bu role de tam olarak oturduğunu; bu işi hakkıyla, olağanüstü bir beceriyle gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Onun oyunculuk algısına hayran olmamamak mümkün değil.

Gezici Festival’in sizce önemi nedir?

Gezici benim için çok özel bir festivaldir. Her zaman bir köşesinde bulunmak istediğim, çağırdıklarında koşarak gittiğim özel bir etkinlik. Bir kere taşıdığı ‘samimiyet’ beni çok çekiyor. Bu, bir festival için sanıldığında da az rastlanır bir erdemdir. Bir de arkadaşlarım tabii.

Son dönemde en etkilendiğiniz filmleri öğrenebilir miyiz?

Açıkçası son zamanlarda öyle çok etkilendiğim bir film olmadı. Ama ben çok da film izlemiyorum bu aralar.

tayfun pirselimoğlu röportaj

Yorum Gönderin