Dreamworks animasyonlarının Disney’e göre daha başarılı bir altyapı taşıdığını; anlattığı hikaye her ne kadar klişelerle dolu olsa da son dönemde izlediğimiz “Planes”, “Turbo” ikilisi ile bir kez daha görmüş olduk. Elbette Pixar’ı ayrı bir yerde tutmaya devam ediyoruz.
Turbo herkesin “bahçe salyangozu” diye nitelendirdiği Teo’nun hayallerinin peşinden gitmesini ve her şeye rağmen elinden geleni yaparak başarıya ulaşması üstüne kurulu… Buna benzer izlekler sanırım izlediğimiz tüm animasyonlarda bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sinemanın “çalış seninde olur” mottosunu sonsuza dek savunacağı gibi bir korku içinde olmamızı buna borçluyuz. Özellikle çocuklara yönelik öykülemelerde, Amerikan sinemasının bu mesajı vermeye devam ettiğini görünce, bu korkuyu haklı bulmak gerekiyor.
Dikey sınıfsal hareketliliğin en yüksek olduğu ülkelerden biri olarak fırsatların herkes için olduğunu size sürekli anlatmaya çabalayan Amerikan sineması, fırsat eşitliğinin hala var olduğunu ispatlama çabasını sürdürüyor. Elbette sizin de yukarıya çıkmak için ödemeniz gereken bedeller var. Turbo gibi adınızın, yaşadığınız yerin ve yavaş doğanızın hızlı hale dönüşmesi gerekiyor. İndy 500 araçlarını geçmek için onları geçmişinizden taşıdığınız domateslere benzetmeniz ancak yabancılaşmanızın doruk noktasında karşınıza çıkabilir.
Aslında öykünün çizimlerinden, kurgusuna, rejisine dek iş ehil ellerde… Seslendirmeler de buna dahil… Başarılı bir Hollywood animasyonu ile karşı karşıyayız. Planes’den çok iyi Cars’dan kötü diyerek aslında filmle ilgili beklentinizi sınırlandırabilirsiniz.
Yukarıdaki sözlerimin nedeniyse öykünün anlattığı “sen de başarabilirsin” ısrarı…
Örneğin “Cars” bunu söylüyordu ama daha mesajı öyküye yedirerek yapıyordu. Evet kaplumbağa tavşanı devamlılığı nedeniyle geçer ama bu başka bir nasihat taşır içinde; halbuki Turbo’nun Indy 500 araçları ile olan yarışı bambaşka bir amaç taşıyor ve ne yazık ki kaplumbağa ile salyangoz birbirlerine benzemiyorlar…
Vurgu hep kimliğinden sıyrılıp dönüşen ve onlardan biri olan kahramanın başarısına odaklanıyor. Hayatta “yırtmak” için bize bir şeyler anlatan tek şey elbette animasyonlar değil… Bu yüzden fark edilir mesajı nedeniyle rahatsız etse de eğlenceli vakit geçirmek isteyen, tanıdık bir öyküyü tekrar görmek isteyen büyüklere tavsiye olunur: Sümüklü böcek salyangoza karşı…
Çocuklar zaten izleyeceklerdir.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.