Son birkaç yıla baktığımızda Güney Amerika sinemasında iç içe geçen kısa hikâyelerden oluşan filmlere bolca rastlamaya başladık. Kısa hikâyelerin bir noktada belirlenen bir tema etrafında toplanması ve olabildiğince birbirinden bağımsız olan filmciklerin varlığı bu sinemayı takip edenler için süpriz sayılmaz. Yine elimizde üç kısa hikâyeden oluşan ama bir uzun metraj formunda hayat bulmuş bir film var: Violencia… Kolombiya’dan çıkan az sayıda filmden biri olduğu söylenebilir. Adından da anlayabileceğimiz gibi film şiddet hikâyelerini kendi içinde harmanlamayı tercih ediyor.
Kısa öykülerine değinmemiz gerekirse, filmdeki ilk hikâyede bir tutsağın esaret altındaki direnişini izlerken, ikinci hikâyede genç bir delikanlının hayalleri için iş bulmaya çalışmasını izliyoruz. Üçüncü ve son hikayede ise bir askeri kampta, yeni asker adaylarını eğiten bir adamın hayatına bakış atıyoruz.
Bu üç hikâye birbirinden bağımsız gibi görünseler de, aslında konsepte uygun şekilde şiddetle sonuçlanıyor. Dikkat çeken diğer bir nokta ise üçünün de erkek hikâyeleri olması ve kadınların hikâyeler içinde sadece cinsel bir obje olarak kullanılması. Bu durum açıkçası hikâyelerin derinliksiz olmasına yol açmış. Tabii sırf kadınlar yok diye derinliksizlikle suçlamak yersiz olur. Ama eksiklikleri film boyunca hissediliyor. Kısa hikâyeler boyunca karakterleri özel kılan noktaları ortaya çıkarmak yerine, yönetmen şiddetin varlığını kutsamayı tercih ediyor. Bu nedenle de karakterler sığ ve sonuca hizmet etmek için yaratılan görevlilere dönüşüyorlar.
Yönetmen daha çok uzun planları kullanarak gerçeklik hissini seyircisine yansıtmaya çalışırken, yer yer uzun planları öylesine uçsuz bucaksız seviyelere ulaşıyor ki, filmin içeriğinden kopma noktasına ulaşıyorsunuz. Bu yüzden de her izleyiciye hitap etmeyen, zor izlenişi olan bir film olarak dikkat çekiyor.
Üç hikâyenin arasında en dikkat çekeni belki de ikincisi denilebilir. Çünkü karakterle daha fazla empati kurmamıza olanak sağlıyorlar. Bu da hikâyenin içine girmemizi kolaylaştırıyor. Hatta bana kalırsa tüm filmi bu hikâyenin üzerine kursalar çok daha iyi bir film izleyebilirdik. Bu haliyle birtakım denemeler yapılmış ve kesin sonuçlara varılamamış gibi gözüküyor.
Birbirinden bağımsız görünen hikâyelerin aslında tek bir noktada buluşması ve tutsak-maşa-avcı formu şeklinde aynı hikâyeyi farklı bakış açılarıyla bize sunulduğu hissini uyandırıyor. Karanlık atmosferiyle umutsuzluğun hüküm sürdüğü acımasız bir dünya seyircileri bekliyor.
Sonuç olarak, düşüncesinin geliştirilerek daha iyi bir film olması sağlanabilecekken biraz aceleye kaçması Violencia’nın en büyük eksisi denilebilir. Kolombiya’daki militarist sistemi, doğa kanunlarını andıran acımasız ritüelvari infazları gözler önüne sermesiyle de cesur bir film olduğunu söyleyebiliriz. İzlenmesi zor filmlere karşı alerjiniz yoksa deneyebilirsiniz. Ama beklentiyi yüksek tutmamanızda yarar var.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.