Hollywood’un büyük bütçeli filmlerini bir kenara atarsak, zaman zaman küçük filmlere de ilgi gösterdiklerini görürüz. Bunun temel nedeni olta atmaktır. Böylece anaakım sineması örneklerinde olduğu gibi çok para harcamayıp, tutacak bir serinin ya da potansiyeli olan bir filmin keşfini yapmış olurlar. Yani oltayı atarlar ve balık gelirse bu keşifleriyle övünürler. Bu yüzden de bu filmler önemlidir. Belki A planı değillerdir, ama B planı olarak da sektör çeşitlendirilmeli ve sinerji yaratılmalıdır. Sonuçta yeni bir yönetmen keşfetmek kimsenin gözünü çıkarmaz.
Türkiye’de “Aşkın Ritmi” adıyla vizyona girecek olan “We Are Your Friends”, biraz bu tip filmlerden biri denilebilir. Hollywood’un gözde oyuncularından Zac Efron ve özellikle fiziğiyle Gone Girl filminde akıllarda kalan Emily Ratajkowski başrole yerleştirilerek daha çok genç kitleyi sinemalara çekmek hedeflenmiş gibi gözüküyor. Hatta kariyerine bu tip filmlerle başlayan Wes Bentley de Hollywood’un memur oyuncularından biri olduğundan, bu filmdeki yaşlı kontenjanını doldurmaya çalışmış. Yaşlı dediğim adamın da 37 yaşında olduğunu düşünürsek, çok genç bir oyuncu kadrosuyla beraber olduğumuzu anlayabiliriz sanırım.
Filmin konusunu kısaca özetlersek; Cole, Ollie, Mason ve Squirrel, dört sıkı arkadaştır. Hollywood’un varoş semtlerinde yaşadıklarından, en büyük hayalleri zengin olmaktır. Ancak yaşamlarını başıboş geçirip, günlerini kurtarmayı yeğlerler. Çoğunlukla partilere adam toplamakla uğraşıp, bundan komisyon alarak hayatlarını sürdürürler. Cole ise müzikle iç içedir. Partilerde DJ’lik yapar. Hayalinde büyük bir DJ olmak vardır. Bir partide karşılaştığı kıza fena halde kalbini kaptırır. Ancak kızı bir daha bulamaz. Aynı partinin ünlü DJ’i James ile takılmaya başladığında, aslında hayalindeki kızın onun sevgilisi ve asistanı olduğunu öğrenir. Böylece aralarında müzikle iç içe geçen bir aşk üçgeni oluşmaya başlar.
“We Are Your Friends”, bir yandan varoştaki gençlerin gelecek hayallerine kapı açarken düştükleri ümitsizlikler, hayal kırıklıkları ya da sistemin zorladığı düzene karşı alışma serüvenini anlatır. Öte yandan da Cole karakterinin bir DJ olmak adına uğraşısına, yükselmeden önceki sancılı zamana eğilirken; âşık olduğu kızla aynı yerde olmasından kaynaklı ikilemine dem vurur. Kariyere giden bir yolda mentoru James’e ihanet etmek mi, yoksa kalbinin attığı kıza yakın olmak mı? Genç bir beynin en büyük problemi bunlardan ibarettir.
Buradan yola çıkarsak filmin en büyük eksisi belki de budur. Hiçbir karakterin ne annesi, ne de babası bellidir. Hayatın içinde tek başlarına tutunmak zorundadırlar. Geçmişlerine pek odaklanmak istemezler. Bu yüzden de karakterlerin tutkuları ve öfkeleri dışında daha derine inemeyiz. Onları filmin başından sonuna kadar böyle kabul etmek zorundayızdır. Bu da karakterlerin bir nevi iki boyutlu karakterlere dönüşmesine neden olsa da, bu bir kendini iyi hisset filmi gibi olduğundan, az bilgiyle tatmin olmamız beklenir.
Tabii filmin artıları da var. Filmin senaryosu öncelikle formülleri çok iyi uyguluyor. Hikâyenin kurguya dizilişi, yer yer hızlanarak video klip estetiğine evrilmesi, yer yer de müzik filmlerinde çokça yapılan bir numara olarak işin derinlerine girerek, hikâyeye seyirciyi de dahil etme çabası son derece başarılı bir etkiye neden oluyor. Ritim ve müzik yapmak konusunda hem duyusal, hem de görsel olarak besleyen film, böylece koltuklarda seyircinin sıkılmamasını ve keyif almasını sağlıyor.
Daha çok video piyasasına yaptığı işlerle tanınan Max Joseph’in ilk filmi olan “We Are Your Friends”, yönetmenin başlangıç filmi olmasından dolayı büyük önem taşıyordu. Kariyerindeki gelişmeler bu filmin alacağı yola göre şekillenecektir. Özellikle de tarzını bulması açısından ilk denemeler çoğunlukla kariyer ilerledikçe karşılaştırılacak unsurlara dönüştüğünden, ilk adım her zaman ileriki işlerine referans olacaktır.
Belirtmeden edemediğim başka artı noktası ise filmin oyuncularından Jonny Weston’ın performansı denilebilir. Bu kadar abartılı bir rolü, son derece doğal oynadığını düşünürsek, geleceği parlak genç oyunculardan biriyle karşı karşıyayız denilebilir. Umarım ileriki işlerinde de daha iyi performanslarıyla yıldızını parlatır.
Sonuç olarak finalinde her şeyi toparlayarak seyircinin sıkıntılı anlar yaşamamasını sağlayarak akıldaki tüm soruları yanıtlayan film, formüllerine sadık kalıp, çizgisinden şaşmayarak, yer yer dram dozunu yükseltip, yer yer düşürerek tıpkı bir DJ gibi seyirciyi tatmin etmeyi başarıyor. Bu da bir ilk film için büyük başarı olsa gerek. Özellikle müzik temalı gençlik filmlerini seviyorsanız, “We Are Your Friends” aradığınız film olabilir. Denemekten zarar çıkmaz.