Zenne: Bir Başlangıç Filmi

M.Caner Alper ve Mehmet Binay’ın ilk uzun metraj filmi olan Zenne, iki yönetmenin 2007 yılında zenneler üzerine yapmayı düşündükleri belgesel projesiydi; aynı yıl, yakın arkadaşları Ahmet Yıldız’ın, eşcinsel olduğunu açıkladığı babası tarafından öldürülmesiyle proje üzücü bir motivasyonla hız kazanmış oldu. Bu anlamda senaryosu gerçek öykü ve kişilerden esinlenilerek M. Caner Alper tarafından kaleme alınan “Zenne”, muhafazakar bir ailenin çocuğu olan Ahmet (Erkan Avcı) İstanbul’un dans kulüplerinde zennelik yapan Can (Kerem Can) ile Alman fotoğrafçı Daniel’in (Giovanni Arvaneh) kesişen yollarını anlatıyor.

Birbirinden tamamen bağımsız insanların dostluğa dönüşen hikayesi etrafında dolanan Zenne; eşcinsellik ve töre cinayetleri gibi konulara girmeyi deniyor. Bunları anlatırken işin oluşum aşamasına bakmayı atlamıyor ve bizi muhafazakâr bir ailenin içyapısına bakmaya davet ediyor. Kendini farklı hisseden bir çocuğun üzerinde nasıl bir baskı ve korku yaratıldığına tanık oluyoruz. Bu anlamda bazı eksiklikler göze çarpsa da, filmin belirli bir farkındalık yaratmayı başaran ilk iyi örnekler arasında yerini aldığını söyleyebiliriz.

Zenne’ye getirebileceğim eleştiri; belgesel projesinin içine başka bir kaç hikayenin yedirildiğinin belli olması olabilir. Bu durum Mahsun Kırmızıgül’ün filmlerinden alışageldiğimiz “her konuya değinme, her soruna temas etme”  kaygısından kaynaklanıyor gibi… Ya da Alper ve Binay’ın dediği gibi içerik zenginliği…
Açıkçası, Zenne belgeseli yapmak için çıkılan yola, bir töre cinayeti bir de Afganistan geçmişi olan bir Alman fotoğrafçı eklenince ortalık biraz karışmış gibi geldi bana… Kararı size bırakıyorum.

Oyunculuklara gelince, onlar da maalesef iyi ve kötü olarak net bir şekilde ayrılıyor.
Ahmet’i canlandıran Erkan Avcı, iyi iş çıkarıyor. Sevgilisi Daniel rolündeki Alman oyuncu ise bir o kadar tutuk. Ahmet’in annesi Rüçhan Çalışkur rahatsız edecek kadar teatral. Can’a hayat veren Kerem Can, üzerinde en çok uğraş verilen isim olduğunu belli ediyor. (Almanya’da modern dans topluluğu Pina Bausch koreograflarından Daphnis Kokkinos, Türkiye’de ise Beril Şenöz ve Burçin Orhon’la filmin dans sahneleri üzerinde 7 ay çalışmış) Can’ın annesi Tilbe Saran, askerden sorunlu dönen büyük oğlu Cihan’a hayat veren Tolga Tekin, adeta film içinde başka bir filmde oynuyorlarmış gibi- oldukça başarılılar. Can’ın teyzesini canlandıran Jale Arıkan, sert görünüşlü ama iyi kalpli sevgilisi Erdal Yıldız yine iyilerden.

Özetle Zenne, iyi niyetle ortaya çıkmış bir başlangıç filmi.
Eşcinsel bir yaşam sürmenin zorlukları, askere alınma süreci (kadın gibi giyinme makyaj yapma zorunluluğu, cinsel ilişki sırasında pasif olduklarını yüzleri görülecek şekilde fotoğraf ve ya video ile belgeleme zorunluluğu) eşcinselliğin, topluma katılmadan daha aile içinde kabul görememesi, toplumun bu konuya bakışındaki ikiyüzlülüğün deşifre edilmesi, tüm bunlar anlatmaya değer konular…
Umalım ki Zenne’nin açtığı kapıdan nice politik altmetinli filmler gelsin, gelsin ki bu konuyu görmezden gelen tek bir politika-fikir üretemeyen, kendi vatandaşını korumaktan aciz devletimiz derin uykusundan uyansın!


Yorum Gönderin