A Star Is Born: Yıldızlar Söner, Şarkılar Daima Akıllarda Kalır

A Star Is Born: Amerikan Rüyası Bir Kez Daha Canlanıyor

Hollywood’un belki de en sevdiği projelerden birisi olan A Star Is Born bir kez daha karşımıza yeni uyarlamasıyla çıkıyor. Bu sefer yönetmen koltuğunda başarılı oyuncu Bradley Cooper’ı görüyoruz. Hatta başrollerden birini de kendine ayırıyor. Bir diğer isim ise müzik piyasasının popüler simalarından Lady Gaga oluyor. Genel hatlarıyla bakıldığında gayet verimli geçebilecek bir gişe filmi gibi görünüyor. Buraya kadar her şey normal diyebiliriz.

Ancak filmin ilk izleyenlerin tepkilerinden sonra film bir anda kendini Oscar potasında buldu ve son derece iddialı bir işe dönüştü. Hatta Oscar için yarışacak filmlerin listelerine baktığımızda film favori film olarak öne çıkartıldı. Bununla kalmayıp önemli kategorilerde bahis sitelerinde şimdiden galip ilan edildi bile. Bu yüzden de A Star Is Born bu yılın en çok konuşulacak ve en çok eleştirilecek filmi olarak gözüküyor.

Lady Gaga Yeni Barbara Streisand Mı?

Peki filmin Oscar potasına kadar iten durum ne oldu? İlk planda filmin başrolündeki Lady Gaga’nın payının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. American Horror Story’deki performansıyla Altın Küre ödülü kucaklaması fitili ateşledi diyebiliriz. Televizyona yapılan bir işte çok fazla hayranı bulunan bir popüler kültür figürünün böylesine takdir görmesi, bir anlamda altın yumurtlayan kaz etkisi yarattı. Her ne kadar çok takdir görmese de A Star Is Born halkın en sevdiği hikaye formülünü uygulaması sayesinde son derece garanti bir proje olarak beklentileri yükseltti.

Ne de olsa yıllardır tutan bir formül olan fakir kızın başarıya doğru tırmanışı hikayesi pek çok seyircinin hoşuna giden bir senaryo oldu. Daha önce yapılan A Star Is Born filmleri gişe anlamında tatmin edici sonuçlar elde ettiğinden dolayı belli aralıklarla hortlatılan bir duruma sebebiyet verdi. Hollywood’un yıllardır hissettiği bir diğer sıkıntı ise yeni Barbara Streisand’ını bulamamasıydı. Hem iyi şarkı söyleyen, hem de fiziksel görünüşüne rağmen insanların sevgilisi olacak bir oyuncu bulmak pek kolay bir iş olmasa gerek. İşte tam bu noktada Lady Gaga bu eksikliği de dolduracak biri olarak gözüküyor. Her ne kadar hayranları kendisi için çıldırsa da Lady Gaga’nın son dönemlerinde aldığı kilolarla yeni Barbara Streisand’a benzeme yüzdesi arttı. Sonuçta yüz olarak da Streisand ile Gaga’nın benzeşmesi bu projenin fitilinin atılmasına sebep oldu.

Bradley Cooper Dümenin Başında…

Hollywood’un sevdiği hikayelerin başında ilk filmini çeken oyunculuktan gelen bir yönetmenin başarılı olması hikayesi diyebiliriz. İlk filmiyle olmasa da başarılı olan oyuncu – yönetmenler arasında Mel Gibson, Kevin Costner, Warren Beatty, Clint Eastwood, Greta Gerwig gibi bir sürü ismi sayabiliriz. Bradley Cooper’ın da eli yüzü düzgün bir şekilde duygusal bir hikayeyi hakkıyla anlatabileceğini bu filmle keşfetmiş olduk. Bu yüzden de Oscar potası için sonuna kadar beklenen projelerden biri haline geldi.

Somut nedenlerden sonra aklımıza Akademi üyelerinin bu bilindik hikayeyi neden şimdi ödüllendirmek isteyebileceği sorusu geliyor. Bunun cevabını ise politik etmenlerde arayabiliriz. Trump döneminde umudunu kaybeden ABD için “ne olursa olsun Amerikan rüyasını ülkemizde yaşayabilirsiniz” demenin bir yolu olarak bu filmin baş tacı edilebileceği gayet açık görünüyor. İnsanların ülkenin politik durumu hakkında bunaldığı düşünüldüğünde bu sene nefes almak için harika şarkılarla dolu bu duygusal filme ödül vermek insanların aklına hiç de kötü bir düşünce olarak gelmiyor.

Şarkılar Yaralarımızın Merhemi…

Duygular arası geçişlerde bulunabileceğiniz A Star Is Born’u izlemek için başlı başına bir neden arıyorsanız, o neden de gayet açık: Şarkı ve müzikleri… Lady Gaga’nın dahi son albümlerinden başarılı şarkıların yer aldığı konser gibi bir film sizleri bekliyor. Bir yandan Crazy Heart filmindeki Jeff Bridges’ın farklı evrenden bir kopyası gibi gözüken Bradley Cooper yıldızlığın karanlık yüzünü temsil ederken, Lady Gaga ise Amerikan rüyasının birebir tasviri olarak karşımızda yer alıyor. Filmi izledikten sonra içinizde buruk bir tat bırakıyor belki ama izlediğinize pişman olmuyorsunuz. Çünkü yaşadıklarımızın derin travmasından çok, aklımızda şarkıların tınıları ve sözleri kalıyor. Müzik yaralarımızı iyileştirebilecek son kalan ilaç oluyor. Hele bir de sinemayla birleşince düşünmek için zaman kalmıyor.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın