About Time: Aşkı Bulmanın ve Saklamanın Yolları

“Ey İngiltere! Hayvanları Koruma Derneği üyelerinin günde iki kez et yediği, Çıplaklar Derneği üyelerinin karlı havada sıcak ülkelerden gelen meyveleri tıkındıkları İngiltere… Yoksulluğundan utanan tek ülke.” Lawrence Durrell (Mountolive)

İngilizler, diğer milletlerin aksine kendilerine kurallar koyup bu kuralları çiğnemeyi hiçbir biçimde düşünmeyen, dünyanın kuzeyinde yaşayan garip adalılar olarak görülebilirler. Kendi rutinlerine bu kadar bağımlı olmasalardı sanırım Güneş Batmayan bir İmparatorluk kuramazlardı. Düzen tutkularını dünyanın geri kalan düzensiz ve kuralsız topraklarına götürme arzularını anlamamız elbette beklenemez.about time 2

İngiliz tarihçi Stuart Laycock’un yayınladığı “All the Countries We’ve Ever Invaded: And the Few Never Got Round To” (İşgal Ettiğimiz Tüm Ülkeler: Ve Hiçbir Zaman Ayak Basamadıklarımız) kitabında belirttiği gibi dünyanın yüzde 90’ı kısa da olsa İngiliz işgali yaşamış. Sadece bu 22 ülke İngilizlerle tanışma şansına sahip olamamış. Andora, Belarus, Bolivya, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Guatemala, Fildişi Sahili, Kırgızistan, Liechtenstein, Lüksemburg, Mali, Marshall Adaları, Monako, Moğolistan, Paraguay, İsveç, Tacikistan, Özbekistan, Vatikan ve Sao Tome Adaları.

Sömürmenin tadını alan, bir ülke olarak dünyaya hatırı sayılır bir nüfusu da transfer eden İngilizler; kendi ülkelerinde heyecansız bir yaşama devam ederek, kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalarak yollarına devam etmişler.about time 4

Bu girişin sebebi, yukarıda bahsetiğimiz Mr. Smith, Mrs. Brown ülkesinin içinden doğan bir akımı anlamlandırmaya çalışmakla ilgili. İngiltere bir iç sıkıntısını taşır, özellikle ona dışarıdan bakanlar için, ne Akdeniz ülkelerinin hercailiği, ne Paris’in romantik taşkınlığı yoktur Anglo-Saksonların diyarında… O yüzden sürekli saat beş olduğunda çay içen, hep aynı zamanlarda aynı dakiklikle aynı şeyleri yapan bu ülkeden, gizli bir zamansal sır beklemek en doğal hakkımız… Burada devreye TV ve sinema giriyor. Yıllardır süren bir ekran klasiği olan Doctor Who bir anlamda İngilizleri ve zamanla ilgili gizlerini kavramamıza da yol açıyor. Dünyanın her yerinde zamanda yolculuk etmek isteyen insanlar elbette vardır ama en çok ingilizlere yakışıyor bu durum… Doctor Who’nun taklit edilemezliği ve en uzun soluklu dizilerden biri olmasının arkasında da bu sebep yatıyor. Sıkıcı bir yerde yaşıyorsanız dünyanın tamamını gezmenize şaşırmamalı.

about time 5

Aslında filmimizin dinamiklerini anlatarak başladık ama “About Time” aşk ve hayat üstüne ciddi şeyler söyleyen bir film, tarihle ilgisi ise hiç yok. Konumuz zamanda yolculuk etme yeteneğine sahip Tim’in hayatının aşkını bulması diye kısaca özetlenebilir.

Film ekibinden, yönetmen ve senaryoyu yazan Richard Curtis’in ve aktör Bill Nighy’in yolunun Doctor Who’dan geçtiğini belirtmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kadın başrol Rachel McAdams ise bir başka filmde de “Zaman Yolcusunun Karısı” (The Time Traveler’s Wife – 2009) rolündeydi. Film ekibinin zaman yolculuğu konusunda tecrübelerinin yanında, Love Actually (2003), Nothing Hill (1999) gibi romantik filmlere yönetmen ve yapımcı olarak katkıda bulunan Richard Curtis üçüncü yönetmenlik denemesinde oldukça başarılı bir filme imzasını atıyor.

Gülerken hüzünlendirmeyi başaran filmlerden “About Time”. Harry Potter’dan tanıdığımız Domhnall Gleeson, Tim rolünde oldukça başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Bunlara Rachel McAdams’ın, Bill Nighy ve Lindsay Duncan’ın başarılı kompozisyonlarını da eklemek gerekir. Ayrıca filmin en eğlenceli anlarının kaynağı olan D amca rolündeki Richard Cordery’de oldukça başarılı. About Time’da Tim’in yaz aşkı rolünde gözüken Margot Robbie’yi Scorsese’nin “The Wolf of Wall Street” adlı son filminde Naomi Lapaglia rolünde izleyeceğimizi de hatırlatmak isterim.about time 3

21 yaşında olağanüstü bir yetenekle tanışan gencin bu güçle başa çıkmasını izlerken, güç karşısında baştan çıkmadığını görüyoruz. O aşkın peşinden giderken, bazen herşeyi düzeltmek isterken, berbat edişini, sevdiklerinin hayatlarını düzeltmeye çabalarken bir başka sevdiği kişiyi istemediği bir durumda buluşunu izlerken, gücün bir bedeli olduğunu hissettirmekten çok, film aşkı korumanın elinizde böyle bir yetenek varken bile çok zor olduğunu hissettiriyor. Bu noktada Tim, Frodo ve Bilbo’dan güç yüzüğü taşıyıcıları Hobbitler’den ayrılıyor. Gücün baştan çıkarıcılığından çok aşkı ve sevgiyi çoğaltmak için kullanıyor yeteneğini… İngiliz ciddiyetinin yarattığı komedinin üstüne, aile sevgisi, baba figürü ve aşkın eklendiği bu güzel film size geçirdiğiniz zamanın hakkını veren bir iş olarak karşınızda duruyor. “About Time” kurgusuyla, konusuyla benzerleri olan ama doğru bir senaryo ve rejiyle bütünleşen içten oyunculuklarla sizi sarıp sarmalıyor.

Filmin sonunda elinizde bir soru ile başbaşa kalıyorsunuz. Tekrar düzeltme şansına sahip olmadığınız bir hayatı yaşarken aşkı bulmanın ve saklamanın yolu nedir? Filmi izlediğinizde bu soruya bir cevap bulabileceğinizi söyleyebilirim.

Yorum Gönderin