Alef 4. Bölüm: Bu Memlekette Artık Hepimiz Turistiz

Alef, 8 bölümlük macerasının dördüncü bölümünü tamamladı. Bu bölüm, geçen haftaki bölüme göre daha tempolu ve daha akıcıydı. Lakin dizinin henüz beklediğim tempoya ulaştığını söyleyemem.

Dizinin tamamlanmasına 4 bölümün kalması beni endişelendiriyor. BluTv’nin, Masum ve Bozkır gibi diğer benzer dizilerinde de finallerini tatmin edici bir şekilde bitirmemesi, beni Alef dizisi içinde kuşkulandırıyor. Dizinin yönetmenliğini Emin Alper’in üstlenmesinden ötürü projeye ılımlı yaklaşsam da kalan dört bölümde konuyu nasıl toparlayacaklarını merak ediyorum.

Dizinin hemen başında 1656’ya dönüp, tarikatlar arasındaki sürtüşmeye şahit oluyoruz. Zikir sahnesini ve çatışma sahnesini çok beğendim. Atmosfer ve görüntü olarak güzel duruyordu. O sahneler, günümüzde de devam eden tarikatlar arası sürtüşmeye göz kırpıyor. Gücü elinde bulunduranlara tarikatların yanaşması ve diğer tarikatı devirebilmek adına yardım istemesi, tarihin tekerrürden ibaret olabileceğini bizlere gösteriyor.

Settar ve Kemal arasındaki uyumu yavaş yavaş hissetmeye başlasak dahi, iki karakterinde gizemli geçmişi seyircide merak uyandırıyor. Umarım bir hayal kırıklığı yaşamayız.

Yaşar’ın, babası üzerinden konuya derinlemesine dahil olması, bende bazı şüpheler yarattı. İlerleyen bölümde Yaşar’ın eski eşi ile ilgili bazı bulgulara rastlanabilir. Yaşar karakterinin sadece bir öğretmen görevinde yer alacağını düşünmüyorum. Belki de bu cinayetleri işleyen Yaşar’ın eski eşidir.

Settar’ın, Kemal’e dayısı ile ilgili hikaye anlattığı esnada, eline olay mahallinin fotoğrafını alması ve fotoğrafa zoom yapılması ilgimi cezbetti. Fotoğrafta, iki tane olay yeri inceleme polisi bir de soğukta üşüyen, elleri cebinde olan bir polis yer alıyor. Fazla detay olduğunun farkındayım lakin ekstra bir zoom yapılması dikkatimi çekti. Belki de sıradan bir şey ama o polisi ilerleyen bölümlerde bir kez daha görecek olursak, altından bir şey çıkacaktır.

Bu bölümde, daha önceki bölümlerde de bizlere sunulan gizemlere, gizem eklendi. Merak duygusunu diri tutan dizi, özellikle son sahnesi ile gelecek haftayı iple çekmemize sebep oldu. Settar’ın ve eşinin bir zikir törenine katılması gayet enteresan bir olay. Settar’ı tanıdığımız kadarıyla zikre gidecek bir karaktere sahip değil. Belki eşinden ötürü orada yer alıyor. Lakin ben oğluyla bir alakası olduğu kanaatindeyim. Geçen bölümde de oğlunun odasına girdiğinde, masada tarikatlar hakkında kitaplar yer alıyordu. Oğlunun ölümünde tarikatların bir parmağı olabilir.

Bir bölüm incelemesinin daha sonuna geldik. Umarım kalan dört bölümde bir hayal kırıklığı yaşamadan, diziyi iyi bir şekilde hatırlarız.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın