Alex Gibney, Totally Under Control Belgeselini Anlattı

Covid-19 virüsü tüm dünyada yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine, hayatın neredeyse durmasına neden oldu ve hala da oluyor. Bir anda hiç beklenmedik bir şekilde tüm dünyaya yayılan ve pandemi sürecini getiren bu virüs, ABD’de açıklanan son verilere göre, bugün itibariyle 215,000 insanın canını aldı. ABD’deki yüksek ölüm sayılarından birçok kişi ABD Başkanı Donald Trump’ı sorumlu tutarken, bazıları ise aynı Trump’ın da düşündüğü gibi bunun bir nevi kimyasal silah olduğunu savunuyor. Oscarlı yönetmen Alex Gibney ise “Totally Under Control” isimli belgeseliyle bu tartışmalara yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.

Daha önce En İyi Belgesel Oscar Ödülü kazandığı Taxi to the Dark Side isimli, bilinmeyenleri anlattığı sivri belgeseliyle tüm dikkatleri üzerine çeken Alex Gibney ile yapımcıları, yeni Covid-19 belgeseli “Totally Under Control” hakkında New York Times’tan Sheryl Gay Stolberg’in sorularını yanıtladı.

Sheryl Gay Stolberg: İlk olarak şununla başlayalım; böyle bir belgeseli yapmak nereden akılınıza geldi?

Alex Gibney: Bir arkadaşım Covid-19 virüsünden dolayı hayatını kaybetti, başka bir arkadaşım ise 2 hafta solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakımda yaşamak zorunda kaldı. Başka arkadaşlarım ise, çaresiz bir şekilde hastanelere gidip test yaptırmak istediler ancak başarılı olamadılar. Sonunda ben de ülkede bu virüse karşı bir şeylerin oldukça yanlış gittiğini anladım ve hızlı bir şekilde bunun en baştan nasıl engellenebileceği, daha sonra nasıl yönetilebileceğini insanlara anlatan bir belgesel yapmak istedim.

Sheryl Gay Stolberg: Neden Güney Kore ile ABD’yi karşılaştırmak istediniz?

Alex Gibney: Çünkü karşınızda başka bir örnek olmadan, “Bir anda olan bir şey, nasıl önlenebilirdi ki?” gibi bir düşünceye kapılabilirsiniz. 450 kişinin hayatını kaybettiği, 51 milyon nüfuslu Güney Kore’nin bu durum için güzel bir karşı örnek teşkil edebileceğini düşündük.

Sheryl Gay Stolberg: Belgeseli gizlice mi çektiniz?

Alex Gibney: Duyurmadık. Bizimle konuşmasını umduğumuz insanların gözünün korkmaması için çok fazla duyulmasını istemedik.

Sheryl Gay Stolberg: Çoğunlukla hükümet dışından insanlarla görüştünüz. Yönetimden görüşmek istediğiniz kişiler var mıydı?

Suzanne Hillinger: Trump ve Pence ile görüşme gerçekleştirmek için White House’a bir talepte bulunduk. Hatta White House’un bütün Coronavirüs ile mücadele ekibiyle bir görüşme gerçekleştirmek istedik, maalesef herhangi bir cevap alamadık.

Sheryl Gay Stolberg: Ancak ilginç bir şekilde Donald Trump’ın damadı Jared Kushner ile bir görüşme gerçekleştirdiniz. Bu nasıl oldu?

Alex Gibney: Yapımcılarımızdan birinin kendisini tanıdığı ve görüşme gerçekleştirebileceğini öğrendik. Açıkçası kendisinden edindiğimiz bilgiler hepimizin ağzını açık bıraktı ve bir kısmını maalesef belgesele dahil edemedik.

Sheryl Gay Stolberg: Ayrıca hükümetin yaptığı yanlışları sık sık dile getiren Rick Bright ve 13 yıldır hükümete maske stoğu yapması konusundaki ısrarları sonuçsuz kalan Mike Bowen ile de görüştünüz…

Ophelie Harutyunyan: Bu insanlar, diğer insanlara yardımcı olmak için sağlık endüstrisinde çalışıyorlar. Daha iyi bir hayat sunmak, bu ülkenin insanlarına yardım etmek istiyorlar. Yaşananlar karşısında gösterdikleri tepki çok içten ve amaçlarına bir türlü ulaşamıyor olmaları çok üzücü. Biz de seslerini duyurmak istedik.

Sheryl Gay Stolberg: Güney Kore ile ABD arasındaki sonuçlar sizce neden bu kadar büyük farklılık gösteriyor? Bunun nedeni sizce bizim siyasetimizin çok büyük kutuplaşmalar yaşıyor olması olabilir mi?

Ophelie Harutyunyan: Açıkçası Güney Kore’de de aynı siyasi kutuplaşmalar yaşanıyor. Ancak onlar daha önce yaşadıkları virüs vakaları konusunda daha tecrübeliler ve ABD’nin aksine daha sistemli bir yönetim belirlemişler.

Sheryl Gay Stolberg: Belgeselde beni en çok şaşırtan Güney Kore’nin telefon izi sürme yöntemiydi. Bu konu özelinde herhangi bir kişiyle bu konu üzerine konuştunuz mu?

Ophelie Harutyunyan: Güney Koreliler’in tüm bu olan bitene bakış açıları çok daha farklı. Sorsak eminiz ki insan sağlığının kişisel gizlilik protokollerinden daha önemli cevabını alırdık.

Sheryl Gay Stolberg: Bazıları bu filmin Michael Moore’un 2004 seçimlerinden hemen önce vizyona giren Fahrenheit 9/11 ile aynı etkiyi yaratabileceğini düşünüyor. Sizce de öyle mi?

Alex Gibney: Umarım insanlar üzerinde Fahrenheit 9/11 gibi bir etkisi olur. Ancak “Totally Under Control” açısından bakıldığı zaman, biz özellikle pandemi sürecindeki yönetimin yeterlilik ve liyakatını, yönetim şeklinin acemice olup olmadığını sorguladık. Vardığımız kanının da özellikle seçim sürecinde kararsız olan insanlar üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini düşünüyoruz.

Sheryl Gay Stolberg: Bugün son yaşanan durumlara zaman baktığımız zaman, ABD Başkanı’nın da virüse yakalandığını ve White House’un da Covid-19 için en sıcak bölge olduğunu görüyoruz. Düşünmeden edemiyorum; aslında bu son yaşanan durumlar belgesel için çok iyi bir son olmaz mıydı sizce de?

Alex Gibney: Geçtiğimiz hafta Perşembe günü belgeseli resmi olarak tamamladık. Ancak dürüst olmak gerekirse, filmi tekrar kurgulamalı mıyız, gösterimini ertelemeli miyiz diye düşünmedik değil. Son olarak “Bu film bitirildikten 1 gün sonra ABD Başkanı Donald Trump’ın Covid-19 testi pozitif çıktı.” ibaresini koymakla yetinmek istedik. Bu filmin bir şekilde bittiğini, ancak hikayenin de devam ettiğini bu şekilde göstermeyi uygun gördük.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın