Üretken sinemacılarımızdan Cem Yılmaz, “Pek Yakında”dan sonra ara vermeyip kariyerine “Ali Baba ve 7 Cüceler” ile devam ediyor. Yazıp, yönetip, yapımcılığını üstlenip, iki rolde de karşımıza çıkan Yılmaz yeni filminde de bizleri eğlendiriyor. Yedi cücelerin heykellerini satarak geçimini sağlayan Şenay’ın Sofya’da başından geçen maceraları anlatan “Ali Baba ve 7 Cüceler” teknik açıdan falsosuz. Eğlendiriyor eğlendirmesine de önceki filmlerinin izleğini her açıdan takip ediyor.
Cem Yılmaz kaleme aldığı ikinci, rol aldığı üçüncü sinema filmi olan “G.O.R.A.”da bildiğiniz üzere halı, kilim gibi pek çok ıvır zıvır satan, turizmcilik de yapan Arif’in kendisini başka bir gezegende bulduktan sonra evine dönmeye çalışmasını konu alıyor. Gora gezegenine alev topu yollamak suretiyle iktidarı devirmeyi planlayan Komutan Logar ile mücadele edip gezegeni kurtaran, Ceku’yu da tavlayan Arif en nihayetinde onca maceradan sonra evine döner. Bu filmin devamı olan “A.R.O.G.” ise Arif’in bir milyon yıl öncesinde yaşadıklarını aktarır ve gene benzer maceralardan sonra Arif evine döner. “Yahşi Batı”da iki Osmanlının Vahşi Batı’da yaşadıklarını anlatan Yılmaz yeni filminde de artık klişeleşen ve biraz sıkmaya başlayan bu şablonu kullanır. Bu filmlerinde dönemler, zamanlar, karakterler değişir ama şablon aynı kalır. Bir Türk’ün uzaydaki, taş devrindeki, Vahşi Batı’daki maceralarına odaklanır. Bu Türk önce ortama adapte olmaya çalışacak, sonra başından türlü şeyler geçecek, pek onun kalemi olması da kahramanlık yapacak, kızı (Ceku, Veronika, Susan, Fatma) kurtaracak, kıza âşık olacak ve/veya kızı kendisine âşık edecek, görevini tamamlayıp evine dönecek.
Bu şablon burada da mevcut. Şenay’ın Arif’ten tek farkı işidir. Arif halı satmakla meşgulken Şenay heykel satmaktadır. Onun dışında iki karakter arasında fark yok. Aslında “Yahşi Batı”nın kahramanı Aziz Bey de Arif’in benzeridir. “Hokkabaz”ın kahramanı İskender de Arif’ten çok farklı değildir. Ama Şenay, Arif’in aynısı. Kızları (Ceku ve Veronika) tavlama şekillerinden ikide bir kartlarını dağıtmalarına, işte tutunamamalarına, yabancı bir yerde hayatta kalmaya çalışmalarına kadar pek çok şeyleri aynı. Bu filmin kötüsü olan Boris Mançov’u Logar’a benzetebiliriz bence. Mançov dünyanın yanmasını umursamayan, parasına bakan standart bir kötüdür. Logar da gezegeni koltuk için yakmaya yeltenen birisiydi. Pek fark yok. Öte yandan öyküye bakarsak… Arif’in uzayda ve taş devrinde yaşadıklarını Şenay Sofya’da yaşıyor. Şenay istemeden kendisini acımasız Boris’in evinde buluyor, sonrasında hayatta kalmaya çalışıyor. En nihayetinde Kenan’ın ve İlber’in yardımlarıyla kızı kurtarıyor, Boris’i de adalete teslim edip evine, işinin başına dönüyor. Arif de başkalarının destekleriyle kendisini öldürmeye yeltenen Logar’la mücadele ediyordu.
Cem Yılmaz bu şablonu her filminde kullanmıyor neyse ki. Mesela geçen yıl gösterime giren “Pek Yakında” filminin kahramanı Zafer, Arif’ten farklı bir karakterdi. Keza “Hokkabaz”ın İskender’i Arif’e biraz benzese de olaylar bu şablona tam oturmaz. İlk filmi “Her Şey Güzel Olacak” zaten en farklı filmidir. Zaman zaman dramı da bir nebze de olsa öyküye dahil eden Yılmaz, “Ali Baba ve 7 Cüceler”e dramı dahil etmemiş. Yukarıda belirttiğimiz gibi amacını yerine getirip bizleri eğlendiriyor. Filmin iyisi ile kötüsü önceki filmlerindekilere benziyor ama yardımcı karakterler neyse ki farklı. Mesela Can Yılmaz’ın canlandırdığı kaderci İsmail, Yosi Mizrahi’nin epey eğlenceli karakteri Tayanç ya da Zafer Algöz’ün komünist Kenan Memedov karakteri filme renk ve neşe katıyorlar. Jingle House’ın müzikleri, jeneriği, Gökhan Atılmış’ın görüntüleri şahane. Velhasıl, Yılmaz önceki filmlerin izinden giden, eğlenceli bir film yapmış. Umarız daha farklı filmler çeker önümüzdeki yıllarda.
Ali Baba ve 7 Cüceler: G.O.R.A.’nın İzinde
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.