Quentin Tarantino’nun dokuzuncu filmi Once Upon A Time In Hollywood’u izleyen yazarlarımız, karışık eleştiriler alan film hakkında görüşlerini paylaştı.
Haktan Kaan İçel: Tarantino kendince Hollywood’un altın çağlarına göz atmak isterken referans bombardımanı yaparken elini korkak alıştırmamış. Lakin Tarantino’nun imzası konumundaki senaryo ve kurgu oyunları bu sefer pek işlememiş ve son derece savruk bir iş ortaya çıkmış. Kendince kapitalist Hollywood düzeni i eleştirirken oyunbaz bir tarih yorumu ortaya çıkartmış. Kendince pembe bir tablo sergileyerek o “yaramaz çocuk” imajını lekelemiş gibi görünüyor. Bir de ayak fetişliğini bu kadar kötü ayak kadrajlarıyla vermek zorunda mıydı? Ayaklardan soğudum. Sonuç olarak Once Upon a Time in Hollywood bir yere kadar eğlenceli bir film olmasına rağmen kurgunun hantallığı ve vaat edilenin pek azını vermesiyle hayalkırıklığı yaratıyor.
Ümit Açık: Tarantino hayranı olmasam, filmin geçtiği dönemde yaşananları bilmesem; bir film olarak izleyip yerden yere vurabilirdim. Şu haliyle izlerken çok keyif aldığım ama eleştirenlere karşı da savunamayacağım bir film ortaya çıkmış oldu. Tarantino’nun en iyi filmleri arasına almak çok zor.
Naci Köse: Tarantino bu sefer farklı bir şeyler yapmayı denemiş ancak neredeyse her alanda çuvallamış bir film ile karşımıza çıktı. Öncelikle hikaye 2.30 saatten fazla süren bir film için çok zayıf. Rick Dalton’a sadece odaklanan bir film olsa bir nebze çekilebilir olurdu ancak araya Sharon Tate de girince onun olmayan karakter gelişimi filmin senaryosuna darbe vuruyor. 3 karakter artı Manson müritlerine odaklanan film, bir nebze Rick Dalton hariç hepsinde işlevsiz. Bu sebeple de sanki süreyi doldurmak için montaj ile eklenen ve uzun sahnelerden oluşan bir kolaj izliyor gibiyiz. Hatta Tarantino “hadi herkese bir sahne verelim” gibi bir şey koymuş kafasına ve bu sahneleri filme eklemiş. Michael Madsen, Kurt Russell, Bruce Dern, Dakota Fanning, Maya Hawke vb. Birçok isim sadece 1 sahnede gözüküyor. Bruce Lee karakteri ise filmdeki en anlamsız nokta olabilir. Kamera kullanımı çok başarısız özellikle kadın oyuncularda kullanılan kalça ve ayak odaklı açılar hikayesi olmayan bir filmde rahatsız edici ve gereksiz olmaktan başka işe yaramıyor. Kurgusu konusunda da kafası oldukça karışık bir film var karşımızda. Ara ara kullanılan jump cutlar sanki bir Youtube videosu veya fragman izliyormuş havası veriyor. Film kopuk kopuk ve finale bağlanmak için cidden kolaja dönüyor bir anlatıcı doğrultusunda. Finali de ortalama ancak bu haliyle filmin en iyi noktalarından biri. Sonuç olarak nereden tutsak elde kalan bir Tarantino filmi ile karşı karşıyayız. Yeni bir şey deneyen ve eskilere bir selam gönderen yönetmen, maalesef sadece denemekle kalmış. Bir film daha çekecek ve emekli olacak kendi söylemine göre. Eğer diğer filmi de böyle olursa emekliliğinde kimse rahatsız etmez kendisini, sakin sakin yaşar.
Burak Özgüney: QT’nin en iyi filmi mi, hayır değil. Ancak dört başı mamur, ustalık dönemi işi diyebilirim. Gerçekliği kıran sonuna mı, dublörlere yapmış olduğu saygı duruşuna mı (BP’li her sahne nefisti), katarsisi Rick Dalton’a mı, kör olup da kiminle yatıp kalktığını bile fark edemeyen, umursamayan, elindekiler için hiç çaba sarf etmemiş, etmeyi dahi düşünmemiş sadece sonuca odaklı holivud göndermesi Bruce Dern’e mi (hala yattığı yerden kazanıyordu herif), yoksa tek tek oyunculuklara mı övgü düzeyim gerçekten bilemiyorum. Mesaiye başladığımdan beri film dönüyor da dönüyor kafamda. Sadece tek başına Steve Mcqueen’li sahne bile beni yeterince eğlendirdi. The Great Escape’i kısmını bypass ederek yazıyorum. Dönemi bilmemden ve de sevmemden ötürü fazlasıyla keyif alarak izledim filmi. Ama tam da bu nedenle filmi sevmeyenleri de çok iyi anlıyorum. Ancak dev gömüşlere de gerek yok. Ben taraflı yaklaştım filme. QT’yi çok sevdiğimden değil de sinemayı çok sevdiğimden. O hazin gecenin intikamı, Tarantino tarafından ancak böyle alınırdı. Kısacası ben çok eğlendim. Naifliğiyle benim için özel bir film oldu. Son olarak La Reine Margot!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.