Sinema tarihinin en iyi, en ilgi çekici ve en tartışma yaratan yönetmenlerinden Bernardo Bertolucci, 77 yaşında hayata gözlerini yumdu. Filmleri, anlattıkları, sanatı, sinema sanatına olan etkileri ile yazmak istesek sayfalar yetmeyecek bir isimdi.. Özellikle Avrupa sinemasının bugün bulunduğu yere gelmesinde büyük katkısı bulunan yönetmenin bizlere geride bıraktıklarını, özellikle genç kuşaklar için kısaca özetlemek istedik.
Klasikler, klasikler, klasikler…
Bernardo Bertolucci’nin hiç bir filmi sıradan olmadı… Her filminin ardında “Bu film klasik olacak, başyapıt olacak” motivasyonunu hissedebilirsiniz. Antonioni, Fellini ve Pasolini gibi büyük ustaları çıkaran İtalyan Yeni Dalgası’nın bir temsilcisiydi ancak bireysel filmler yapmak yerine uluslararası sinemaya damga vuracak filmler çekmeyi tercih etti. Hollywood’u reddetmeden ama kendi tarzından da vazgeçmeden klasik filmlere imza attı. The Last Emperor’un 9 oscar kazanması, gişe kaygılı Hollywood’un, ardından gelen avrupalı isimlere daha sıcak bakmasını sağladı.
Last Tango in Paris, The Last Emperor, The Dreamers, Novocento, The Sheltering Sky, Stealing Beauty gibi filmlerde rol verdiği oyuncular sinema yaşamlarının en iyi performanslarını sergilediler.
Pasolini ve Leone’nin Mirası
Şair bir baba ve öğretmen bir annenin oğlu olarak hayata merhaba diyen Bertolucci, sanat dolu bir ailede büyüdü. 20 yaşındayken babası Attilio, yakın arkadaşı yazar-şair Pier-Paolo Pasolini’nin sinemaya atıldığını duydu ve genç Bernardo’yu usta isme teslim etti. Pasolini’nin ilk filmi Accattone’de asistanlığını yapan Bertolucci, La Commare Secca’nın senaryosunu yazdı. Pasolini’nin, filmi sen çekmelisin önerisiyle yönetmenliğe adım attı. Sergio Leone’nin Once Upon a Time in the West’inin de senaryosunun çatısını oluşturan yetenekli genç 1964 tarihli Before the Revolution ile tüm sinema dünyasının ilgisini çekti. İlk filmlerinde kameraman olarak görev verdiği yakın dostu Vittorio Storaro ile birlikteliği sinematografinin ustalarından biri olmasını sağladı.
Devrim ve Politik Sinema
70’lerde Avrupa’yı saran devrimci sanat akımlarında öncü isimlerden biri de Bertolucci oldu. The Conformist ve 5 saatlik epik film 1900 (Novocento) ile aralarında Donald Sutherland, Burt Lancaster, Robert De Niro, Gerard Depardieu, Jean-Louis Trintignant gibi isimler bulunan usta oyuncularla solun, devrimin açmazlarını anlattı. Faşizmin karanlık yüzünü gösterdi. Son dönem filmlerinden The Dreamers ile yine politik sinemanın sınırlarına girdi. Ajitasyondan uzak, olayları olduğu gibi göstermeyi seçen yaklaşımıyla didaktik olmaktan uzak bir görüntü sergiledi. İtalya’nın sağcı hükümetleriyle başı hep derde girdi. Sansüre uğradı, filmleri dünyayı sararken İtalya’da gösterilmedi, Last Tango in Paris nedeniyle vatandaşlık hakları askıya alındı, oy vermesi engellendi.
Acı İçinde Geçen Son Yıllar
Uzun süredir kanserle savaşan Bertolucci, hayatının son 15 yılını başarısız bir bel ameliyatı nedeniyle tekerlekli sandalyede geçirdi. Sağlık sorunlarına rağmen sinemadan uzak kalmayan italyan usta, istediği gibi hareket edememenin sette kendisine sorun yarattığından yakınıyordu. 77 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.