Dark: Ya Almanlar Yapmamış Olsaydı?


Dark’ın final bölümüyle birlikte hemen herkesin ağzından aynı cümleler döküldü: “Almanlar yapmış, Alman mühendisliği harikası, Ancak Almanlar bu kadar ayrıntıyı böyle kusursuz bir şekilde araya getirebilirdi”… Ülkeler üzerinden basmakalıp kimlikler yaratmak doğru olmasa da, bu cümleleri duyunca “Ya başka ülkelerin sinema ekolleri, Dark’ın senaryosunu ele alsaydı?” demekten kendimizi alamadık. Ve farklı ülkelerin muhtemel Dark yorumlarını sıraladık:

Fransız Dark: İlk zaman yolculuğunun ardından dizinin biteceğini öngörebiliriz. Jonas ve Martha, geçmişte “Zaman nedir? Zaman ve Mekan bağlamında bizim varoluşumuz neye işaret ediyor? Marcel Proust’un Kayıp Zamanın İzinde kitabının bizim dizimizle ne ilgisi var?” gibi sorulara yanıt arayan bir takım felsefi açılımların peşinden gider, uzun sohbetler eder ve şarap içerek sevişirlerdi. Dizi finali, ikilinin Winden sokaklarında mutlu bir şekilde araba sürüp, çığlık çığlığa bağırmalarıyla sona ererdi.

İtalyan Dark: Diziyi toparlamak için döngüler ve paralel evrenler yetmezdi. Belli bir süre sonra senaristler de işi sallar ve karman çorman bir dizi izlemeye devam ederdik. Bağırarak ve tehdit ederek, zamanı akmamaya ikna etmeye çalışan bir dolu karakter izlerdik. Dizinin bütün anlamsızlığına rağmen, herkesin iyi giyinmesi, bütün kadınların bakımlı ve güzel olması, erkeklerin Winden gibi soğuk ormanlık bir yerde paçasız pantolonla dolaşması dikkatimizi çekerdi.

Çinli Dark: Epik Dark ne demek anlardık. Büyük patlamalar, dev yapılar, kalabalık savaşlar, “Oha” nidalarıyla izleyeceğimiz görsel efektler, “Her şey gibi zaman da devletin kontrolü altında” mesajını veren kahramanlar, bütün Winden’ı kaplardı. Zaman bir süre sonra döngüden çıkar, uslu uslu kenarda otururdu.

Amerikan Dark: Yine epik, yine her yerinden propaganda fışkıran bir Dark izlerdik. Ama çinli meslektaşları kadar abartmamış olmaları nedeniyle daha fazla izlenirdi. Amerika’dan iyi oyuncu daha az çıkmaya başladığı için ingilizlerin kalbur üstü yıldızlarının ingiliz aksanlarını saklayarak alman soslu amerikan aksanı konuşmak için kendilerini zorlarken telef olduklarını öğrenirdik. Dizi bitince aklımızda konudan çok aksiyon sahneleri, oyuncular ve müzik kalırdı. Aklımızda kalan replikler de Dark’taki gibi felsefi değil, herkesin tekrarlayabileceği reklam sloganları gibi olurdu.

İngiliz Dark: Dizi üçüncü bölümde çok zeki, güzel/yakışıklı ve arogan bir karakterin bütün olayı çözmesiyle biterdi. İngiliz dizileri neden 3-4 bölüm sürüyor zannediyorsunuz?

İspanyol Dark: Sıcak bir Winden yazında, kırmızı tonlarda, tutkulu bir aşk yumağı izlerdik. Karakterler zaman makinelerini farklı karakterlerle farklı zamanlarda sevişmek için kullanırdı. Dizideki herkesin Ulrich ve Hannah gibi olduğunu ve tüm bölümlerin ateşli sevişme sahneleriyle dolu olduğunu düşünün…

İskandinav Dark: Darker Dark mümkün mü? Darkest Dark hangi evrende ve zaman diliminde? Tüm karakterlerin en karanlık evrende ve en karanlık döngüde bir araya gelip ağır depresyon içinde acı çekmelerini izlerdik. Mads Mikkelsen’in oynadığı Mads Nielsen bir yerlerden çıkar gelir. Herkese moral vermeye çalışırken kendisi de depresyona girerdi.

Japon Dark: Alman versiyonunda beyniniz yandıysa, japon versiyonunu kafanızı arada bir buz kovasına daldırarak izlemekte yarar var. İşin içine sanal zeka, robotlar, üstün güçlere sahip kızgın ergenler, devamlı korkarak etrafta koşturan mini etekli kadınlar girdiğinde kontrolden çıkacağını öngörmek zor değil.

Bollywood Dark: İki yazılımcı dahi, zaman paradokslarını çözerken, diğerleri mutlu bir şekilde danseder ve dizi iki bölüm sonucunda biterdi.

Koreli Dark: Orijinal Dark’a en yakın versiyonun koreli olacağını söyleyebiliriz. Ama Dark’ın her bölümünün sonundaki müzikli/klibimsi bölümlere her bölümde 3-4 kere yer verirlerdi. Bütün konuyu hiç bitmeyen bir klip gibi aktarırlardı.

Ve son olarak Bizim Dark: Zamanda geri giderek dedelerinin zamanında alamadığı arsaları kapatmaya çalışan karakterlerin uğraşını, Winden ormanlarının kesilerek siteler ve AVM’ler dikilmesini, paralel evrenlerin çeteleşerek durmadan silahlı çatışmaya girmesini izlerdik. Tabi bütün bu olaylar, karakterlerin birbirleriyle müzik eşliğinde saatlerce bakıştığı sahnelerin arasında yaşanırdı.


Leave a Reply