David Wain: Komedinin Rol Modeli

Gerçekten komik filmi arar olduğumuz şu günlerde Role Models gibi bir filmin yapılıyor olduğunu öğrendik. Projenin başındaki ismin David Wain olduğunu görünce hemen Bakınız olarak harekete geçtik ve kendisine ulaştık. Eposta göndermemizle, röportaj talebimizi kabul etmesi bir oldu.

Röportaja geçmeden önce kendisinden ve son filmi Rol Modelleri’nden biraz bahsedelim. Zira ismini, cismini çıkaramayanlar işlerini hatırlayacaktır:

1993 yılında başlayan The State isimli diziyle adını duyurmuştu David Wain; hem oyuncu, hem yazar olarak. Çok uzun süren bu dizinin ardından 2000 yılında MadTV‘yi hayata geçiren isim yine Wain’di.  Amerikan televizyonlarında rüşdünü ispat eden oyuncu-yazar 2001 yılında sinemaya da el attı. Wet Hot American Summer ülkemize uğramasa da, abzürditenin sınırlarını amerikalılara göstermiş oldu. Televizyonda yaptığı bir dolu işin ardından geçen sene gösterime giren The Ten ile, Kieslowski’nin 10 bölümde incelediği 10 günahı tek bir filmde komediye çevirdi. Ve son olarak, geçen hafta Amerika’da gösterime giren ve Role Models ile kariyerini zirveye taşımış oldu.

Son yıllarda yıldızı hepten parlayan Seann William Scott ile Paul Rudd‘un başrolleri üstlendiği film gösterime girdiği günden beri övgüye boğuluyor. Box office listelerindeki yeri ilk iki sırada değişiyor. Önceki filmleri gelmemişti fakat bu filmin Türkiye’ye geleceğine kesin gözle bakabiliriz.

Abzürditeyi kendine has yorumlayan ve Amerika’nın bu konudaki en başarılı isimlerinden biri olarak gösterilen David Wain, Role Models’la klasik komedideki başarısını da ispatlamış oldu. Filmin klasik komedi anlayışı çerçevesindeki muhteşem esprileri ve bu anlayışa getirdiği yenilikler tüm seyircilerin ve eleştirmenlerin ağzında. Türkiye’de gösterime girdiğinde biz de beğeneceğiz anlaşılan.

Başroldeki iki karakter enerji içeceği satış temsilcileri olup, aracı tahrip etmeleri münasebetiyle iki çocuğa örnek teşkil ederek 150 saat geçirme cezasına çarptırılırlar. Birbirinin zıttı bu iki karakter, çocuklarla geçirdikleri ilk saatin sonunda hapis cezasının daha iyi olduğuna karar verseler de bu süreçte öğrenecekleri çok şey vardır.

Tüm bu önbilgilerde sonra David Wain ile olan söyleşimize geçebiliriz.

Komiği nasıl tarif edersiniz?

Kibarlıktan olsun, sinirlerim bozulduğu için olsun farketmez. Bir şey beni güldürüyorsa komiktir.

Yaptığı her şeye gülünen David Wain’i özel kılan nedir?

Teşekkürler. Öncelikle doğuştan gelen mizahî bir duygu gerekli. Ayrıca ben bu iş üstüne gerçekten çok uğraş veriyorum. Ortaya çıkardığım işlerin pek çoğu korkunç. O yüzden yaptığım işlerin sadece çok küçük bir kısmını seyirciye sunuyorum.

Kariyerinizin başından beri komediye yeni fikirler ve açılar kazandırdınız. Bu durum farklı olma çabasından mı kaynaklanıyor yoksa farklı bir ilham kaynağınız mı var?

Aslına bakarsanız ben sadece hayatımı yaşıyorum; genellikle hayatım komik geçiyor. Ya fikirler gelip beni buluyor ya da dost sohbetlerinde ortaya çıkıyorlar.

Genellikle senaryolarınızı başkalarıyla birlikte yazıyorsunuz. Yazarken seyirci kadar  siz de eğleniyor musunuz?

Kesinlikle çok eğleniyoruz. Genelde Ken Marino, Michael Showalter ya da Michael lan Black ile çalışırım. Hepsi de gerçek hayatta da beni en çok güldüren arkadaşlarımdır.

Hiç seyrederken kıskandığınız, ‘bunu ben daha önce düşünmeliydim’ dediğiniz bir film oldu mu?

Flirting with Disaster [çevirmen notu: Türkçeye ‘Büyük Aşk Büyük Bela’ ismiyle çevrilmiş olan film Three Kings ve I Heart Huckabees filmlerinin yönetmeni David Russell tarafından yazıldı ve yönetildi. 1996 yapımı olan filmin başrollerinde Ben Stiller ve Patricia Arquette isimleri yer alıyor.]

Televizyona ve sinemaya iş çıkarmanız arasında, üretim açısından nasıl bir fark var?

Sanılanın aksine, komedyen için televizyon daha zordur. Çünkü sinemada yaptığınızın daha fazlasını, daha kısa bir zaman zarfında talep eder televizyon. Yani daha kısa sürede üretiliyor olması kesinlikle daha kolay olduğu anlamına gelmez.

Role Models filmine gelirsek… sizi bu filmi yapmaya iten neydi?

Bu aslında çok önceden yazdığım bir senaryoydu. Fakat şartlar bu tarz bir komedi yapmama yeni müsait oldu.

Role Models filminden seyircinin çıkaracağı ‘ders’ nedir?

Sanırım ‘her kimsen ona göre davran’ (honor who you are) olabilir filmden çıkarılacak ders. Ama sonuçta bu filmin ders vermekle ilgili bir derdi yok; eğlenmek ve komedi amacıyla yapılmış bir film bu.

Filmin sonunda ‘asıl bizim çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var’ türünde bir klişeyle karşılaşacak mıyız?

Seyirci adına konuşmam doğru olmaz.

Geçen hafta vizyona girdiğinden beri hep olumlu eleştiriler alıyor filminiz. Bu durumdan memnun musunuz?

Evvet!

Amerika’nın en komik adamlarından biri olarak siz de çocukların örnek aldığı bir rol modelsiniz. Bu doğrultuda hareket etmek gerektiğine inanıyor musunuz?

Hayır, hayır! Başta sorunun önermesine katılmıyorum zaten. Ben sadece kendimin rol modeliyim, çocukların örnek aldığı birisi falan değilim.

Role Models’ın çekimleri ne kadar sürdü ve nasıl geçti?

Yanılmıyorsam çekimleri 54 günde kotardık. Biz çekimlere devam ederken senaryonun yazılması devam ettiği için epey bir sıkıntı yaşadık. Fakat o kadar eğlenceli bir ekipti ki, feci eğlendik.

Seann William Scott ve Paul Rudd’un performansları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Muhteşemdiler (they’re the best).

Peki, filmin diğer başrollerini paylaşan çocuklar. Onların kasting süreci nasıl geçmişti?

Gerçekten çocukları seçerken zorlandığımız kadar hiçbir aşamada zorlanmadık. Bu iki çocuğu bulduğuma çok mutluyum çünkü onlar olmasaydı ne yapardık, bilemiyorum.

Filmde en beğendiğiniz, seyrederken hala çok güldüğünüz sahneler hangileri?

Filmin sonundaki savaş sahnesini ve ‘bakmadan görmek’ (whispering eye) sahnesini çok seviyorum.

Gelecek hakkında planlarınız ve hayalleriniz nelerdir?

Şimdi yaptığım şeyi ömür boyunca yapabilmek… yani arkadaşlarımla komedi yapmak.

İleride farklı bir türde örnek vermeyi de düşünüyor musunuz?

Bir dram projem var aslında. Şartlar elverirse onu da hayata geçirmeyi istiyorum.

Son olarak Türkiye’yi soralım. Ne biliyorsunuz Türkiye hakkında? Hiç türk filmi seyrettiniz mi?

Maalesef hayır. Bir ara gelmeyi ve gezmeyi aslında çok isterim. Ama türk yemeklerini gerçekten çok seviyorum.

2 yorum

Yorum Gönderin