“It’s not TV. It’s HBO” mottosu ile gerçek televizyon severi taçlandıran, beyaz ekranın aptal kutusu olmanın ötesinde daha farklı amaçlar için kullanılabileceğini kanıtlayan kanal, yeni komedi dizisi ile memeseverlere ölümsüz bir hediye bırakıyor.
Hayatın gerçekliği televizyon aktarma konusunda çok titiz olan HBO, sadece, mini dizi, film ya da belgesel için değil komedi dizilerinde bile aynı kaygıyı güdüyor. Bugüne kadar Oz, Rome, Carnivale gibi diziler ile aklımızı alan, Born in Brothels, Death in Gaza gibi belgeseller ile bizi dünyadaki güzelliklerin en korkunç yerlerde bile yeşerebileceğini gösteren kanal, Eastbound & Down isimli yeni komedi dizisiyle güldürürken içimizi acıtıyor.
Genel geçer mizah anlayışının çok ötesinde bir yerde duran dizinin en büyük kozu anti kahramanları kralı olan Kenny Powers. Yeni dönemin göze çarpan komedyenlerinden Danny McBride’in canlandırdığı yitik beyzbolcu Kenny, amiyane tabiriyle tam bir şerefsiz. Tanrı vergisi yeteneği sayesinde, daha 19 yaşındayken büyük takımlarda oynamaya başlamış ‘Relief Pitcher’ küstahlığı ve kibiri sayesine birkaç b.ktan yıl içerisinde beyzbol kariyerini mahveder. İnanılmaz derecede mutsuz ama bu ruh halini dışarıya göstermemek için türlü zibidilikler yapan biri olarak evine döner, inşaat taşeronu abisi, yengesi ve yeğenleri ile yaşamaya başlar. Mezun olduğu okulda yarı zamanlı beden öğretmenliği yapmak için başvurur ama her hareketinin ya da eyleminin ardında aynı düşünce vardır. Büyük takımlara geri dönmek.
Eastbound & Down’u benzerlerinden farklı kılan en önemli özelliği kendini komedi janrının genelde kullanılan formatı ile sınırlamamış olması. Huzurumuza çıkan bu dizi, gerçek hayatın komik ironisini eksiksiz bir şekilde gözler önüne seriyor. Küfürden müstehcenliğe, uyuşturucudan uygunsuz davranışlara kadar 18+ sembolünü yapıştırabileceğimiz ne varsa bu dizide mevcut.
Yapımcılığını Saturday Night Live’da ünlenen, oynadığı filmler ile Hollywood komedilerine yeni bir soluk getiren Will Ferrel’ın üstlendiği HBO mücevheri, kesinlikle kaçırılması hatta arşivlemesi gereken bir televizyon işi. Danny McBride ile North Caroline Üniversitesi’nden kankaları Jody L. Hill ve Ben Best tarafından yaratılan dizi, arkadaşlar arasında yapılan geyik muhabbetinde doğan bir hayalin gerçekleşmesinden başka bir şey değil. Muhtemelen kıyak kafa ile yaratılmış bu proje, sınırları zorlayan formatı ve sert dili dışında da birçok artıya sahip. Özellikle zekâ dolu nüanslar ve detaylı düşünülmüş karakterler dizinin seyir keyfini artıran bir olgu. Her bölüm ayrı bir enteresanlıkla başlayan dizi açılış müziği olarak, Freddie King’in Going Down, kapanış müziği ise Tinderstick’ten The Organist Entertains olarak seçmiş. Sadece bu iki parça bile dizinin akıllara durgunluk veren Soundtrack’ini açıklamak için yeterli… Ama elbette Soundtrack sadece bu iki parça ile sınırlı değil. Trentmǿller gibi bir elektronik müzik dâhisi ya da Ram Jam gibi müzik tarihinin tozlu raflarının arasına sıkışmış nadide bir rock grubu Eastbound & Down’un doğal fon müziği. Özellikle birinci bölümün sonunda çalan Black Betty parçası diziyle o kadar güzel bir uyum sağlamış ki MTV’de klip diye yayınlansa yeridir.
Bu, 10 üzerinde en kötü ihtimalle 9 alacak dizi, büyük göğüslere, daha doğrusu güzel göğüslere tutkun insanlar için büyük bir nimet. Daha önce ‘My Name is Earl’ dizisinin bir bölümünde iri ve şekilli kalçaları ve kocaman bubileri ile bizi kendisine âşık eden Kathy Mixon, Kenny’nin lise aşkı April Buchanan (Okuldaki takma adıyla Big Cannon) rolüyle dizide özel bir yere sahip. Herhangi bir oyunculuk performansı sergilemeyip sadece ayakta dursa ve arada azıcık zıplasa bile yetermiş dedirtiyor insana. Uyuşturucu severler için Kenny’nin kankası Clegg (Anlamı dişi at sineğidir ve gerçek hayatta Danny McBride’ın yakın arkadaşı olan Ben Best tarafından canlandırılmaktadır) belki de Rhys Ifans’dan beri gelmiş geçmiş en iyi ‘dopefiend’ karakteri olarak sayılabilir.
Orta Doğu’nun bu yalnız ve güzel ülkesinde yapmamız gereken şey, bu zekâ dolu, alışılmamış, cüretkâr komedi dizisini insanlara ulaştırmak öncelikli vazifemiz olmalı. Adanalı, Benim Annem Bir Melek ve benzeri diziler ile dimağı kirlenmiş, mizah anlayışı zarar görmüş insanları Eastbound & Down ile tedavi etmeliyiz. Kurtardığımız insanlar yanımıza kâr kalacaktır.
Ve son söz olarak ‘You all are fuckin’ out and Eastbound & Down is fuckin’ in.’
Soundtrack için bkz: http://drunkondreams.blogspot.com/2009/03/eastbound-down-soundtrack.html
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.