Elimizden Ne Geliyorsa Yapmalıyız!

Deprem nedir iyi bilirim. 17 Ağustos 1999 gecesi, Yalova’daki evimizde yaşadım her şeyi. Yaşım 15, deprem hakkında bildiklerimse çok azdı. Gece uzunca bir sarsıntıdan sonra uyandım. Ne olduğunu anlamadım. Sonra soluğu dışarıda aldık ve içeriye girmeden geçen sıkıntılı günler de başlamış oldu. Hep derlerdi “Deprem kuşağındayız” diye ama insan sallanmadan anlayamıyor işte. Daha acı olanıysa binlerce hemşehrimin bunu anlamaya bile fırsatının olamamasıydı.

Deprem, geceleri üşümek, enkazları görmek,  bir paket bisküviye muhtaç olmaktı. Yalova Ağustos’unda iliklerine kadar soğuğu hissetmiş biri olarak, Van kışında nasıl da üşüneceğini düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.

Deprem, her şeyini paylaşmaktı, yardımın sıcak eliydi. Yardım etmek için insan olmanın yeterli olduğunu, koca yürekli yardımsever insanlar sayesinde o zor günlerde anladım. Bugün yaşanılan bu acı felakete kıs kıs gülenleri, oh olsun diyenleri gördükçe insanlık adına utanıyorum. Hele ki bazılarının yeri geldiğinde yüzüne baktığım kişiler olduğunu farkettikçe onlarla kaybettiğimin kıymetsiz zaman acıyorum. Yaşananları uzunca anlatmaya, hüzünlüce betimlemeye gerek yok. Zira her yerinden çaresizlik, her köşesinden hüzün taşar depremin.

Depremzede vatandaşlarımız için yapabileceklerimizi konuşmak, yardım namına ulaşabileceklerimizi düşünmek gerekir. Yapılacak şet basittir; herkes gücünün, vaktinin, fırsatının yettiği kadar yardım etmelidir Vanlı kardeşlerimize. Dünyanın parasını sırtımızdan kazanan, sırf “marketing” öyle gerektiriyor diye sosyal sorumluluk faaliyetlerini anlata anlata bitiremeyen şirketleri kaşımak gerekir. Kaşımalıyız ki onları, rahatsız olsunlar, harekete geçmek zorunda kalsınlar, kaşımalıyız ki bu felaketin yaraları daha çabuk sarılsın.

Unutulmaması gereken ölümün, çaresizliğin dili, dini, ırkı olmadığı gibi oradaki mağdur insanların da hiçbir günahı yok. Polemikle, duygu sömürüsüyle kaybedecek vaktimiz gerçekten yok. Orada insanlar üşüyor, orada insanlar aç ve oradaki insanların yardımımıza ihtiyacı var. Yarın uyandığımızda huzurlu bir nefes çekebilmek için ciğerlerimize, elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.

Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun.

Yayım tarihi
izlenim olarak sınıflandırılmış

Yorum Gönderin