Gezici Festival Genel Sekreteri Ahmet Boyacıoğlu Röportajı

ahmet boyacıoğlu

Bu sene yirmincisi düzenlenmekte olan Gezici Festival vesilesiyle, Ankara Sinema Derneği başkanı ve Gezici Festival genel sekreteri Ahmet Boyacıoğlu’na birkaç soru gönderdik, o da sağolsun bizi kırmayarak cevapladı.

Öncelikle yirminci seneniz hem size hem tüm sinefillere kutlu olsun. Böyle anlamlı bir festivali 20 senedir sürdürüyor olmak nasıl bir duygu?

Yaşlandığımı hissediyorum. Bir de ne kadar inatçı imişiz, onu fark ediyorum.

Bu yirmi sene size neler öğretti?

Açılış törenlerinde kısa konuşmayı. Festival ile ilgili sorunlarla ilgili olarak da konuşmamayı.

Gezici Festival sinemayı farklı illere götürmekle neler kazandı ve o şehirdeki sinefillere neler kattı?

Gezici Festival’in kuruluş amacı zaten gezmek, farklı kentlere ve ülkelere gitmekti. Geçen 20 yıl içinde çok gezdik, çok gördük, güzel insanlarla karşılaştık. Gezici Festival ilk gittiğinde sinema salonu bulunmayan ve Gezici Festival sayesinde sinema salonuna kavuşan kentler oldu. Gezici Festival’de kurulan dostluklarla sinema sektörüyle tanışan ve film yapım şirketlerinde iş bulan gençler biliyorum. Geçen 20 yıla dönüp bakınca suların akıp gittiğini ama geride bir birikimin de kaldığını görmek hoş bir duygu.

Bu sene Ankara, Eskişehir ve Sinop’ta gerçekleşecek festivali, bugüne kadar toplam kaç şehirde gerçekleştirdiniz?

Geçen hafta ilginç bir şey oldu ve programımızı değiştirdik. Yeni bir kentimiz var. Kastamonu Üniversitesi, iletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ersoy Soydan’dan “Burası Kastamonu, Ilgaz dağının ardında kaldığı için Ankara da, İstanbul da unutmuş durumda” diye başlayan bir ileti aldık. Kastamonu’da 900’ü İletişim Bölümünde olmak üzere 20.000 öğrenci olduğunu öğrendik ve Sinop’tan Ankara’ya dönerken Kastamonu’ya uğramaya karar verdik. Böylece ilk defa bir kente Konuk olmak yerine ‘geçerken uğramayı’ deneyeceğiz.

Arkadaşlar hesapladılar. 20 yılda 56.872 kilometre yol yapmışız, 23 kente ve 5 ülkeye konuk olmuşuz, 429 gün festival yapmışız ki bu 14 aydan uzun bir zaman. 69 ülkeden 1762 film göstermişiz.

Festivalin İstanbul’da gerçekleşmemesinin özel bir sebebi var mı?

Sadece ilk yıl, 1995’te İstanbul’a gitmiştik. Gösterimlere başladığımız gün sinemanın ısıtma sistemi bozuldu. Aralık ayıydı, hepimiz hasta olduk İstanbul’un ayazında. Ondan sonra da bir daha gitmedik. 1995’te Türkiye’de toplam üç – dört tane festival vardı. Şimdi İstanbul’da birçok festival var ve bizim de İstanbul’a konuk olmamıza gerek yok. Anadolu çok daha ilginç.

Bu sene festivalde sinefilleri neler bekliyor?

Bu yıl; Sinema Aşkına, Dünya Sineması, Türkiye 2014, Murathan Mungan: Gerçeğe açılan Üç Kapı; Müzede Bir gün; Uyandıran Masallar: CANAN, Osmanlı’dan Manzaralar; Tuncel Kurtiz ile Yola Devam, Kısa İyidir, 20 Yılın En İyi Kısaları ve Çocuk Filmleri Kore bölümleri festival kapsamında yer alacak. Dünya ve Türkiye sinemasının en yeni ve ödüllü filmleri gösterilecek. Türkiye 2014 bölümünde gösterilecek filmler, yönetmen ve oyuncuların katılımıyla gerçekleşecek.

Filmler haricinde geçtiğimiz senelerde yapılan söyleşi ve atölyeler bu sene de gerçekleşecek mi?

Evet, her yıl olduğu gibi. 30 Kasım’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Murathan Mungan söyleşisi gerçekleşecek. 29 kasım Cumartesi 17:00’de de Galeri Siyah Beyaz’da, akademisyen Tuğba Taş’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek CANAN söyleşisi var. Amsterdam’daki Eye Film Institute’tan küratör Elif Rongen Kaynakçı’nın derlediği Osmanlı’dan Manzaralar Bölümünde yer alan filmler, canlı müzik eşliğinde gösterilecek ve filmleri gün yüzüne çıkaran ekipten Elif Rongen Kaynakçı izleyicilere bilgi verecek. Kaynakçı ayrıca Arşiv Görüntülerini Okuma Atölyesi gerçekleştirecek.

Festival kapsamında, CANAN’ın eserlerinden oluşan bir sergi de Gezici Festival ve Galeri Siyah Beyaz işbirliği ile 28 Kasım – 10 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Sizce Gezici Festivali’i diğer film festivallerinden ayrı kılan, özel kılan nelerdir?

Biz 1995’te gezmeye başladığımızda herkes ‘Böyle şey olmaz, beceremezsiniz, bir yılda havlu atarsınız’ demişti. Öyle gezmek filan yoktu kimsenin aklında. Aradan geçen süre içinde herhalde yaptığımız en güzel şey diğer festivallere gezmeyi öğretmek oldu. Gezici Festivali diğer festivallerden ‘ayrı kılan, özel kılan’ sanırım gezmesi.

Son olarak, yıllar önce Ankara’da, özellikle Kieslowski’nin ve Tarkovski’nin filmlerini ara vermeden ve beyazperdede seyrettirme şansını şahsıma sağladığınız için yürekten teşekkür ederim. Emeğinize sağlık. Zaman ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için de teşekkür ederiz.

Biz de teşekkür ederiz.


Leave a Reply