Her Güne 1 Yerli 1 Yabancı Film Önerisi köşemizde son dönemin ilginç yerli komedilerinden Beginner ve son yılların en sert dramlarından Jagten var.
Yerli Film Önerisi: Beginner
2016 yapımı dram türündeki filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Burçak Üzen üstleniyor. Burçak Üzen’in ilk uzun metrajlı bu filminin oyuncu kadrosunda; Güven Kıraç, Cenk Doğar ve Birsel Dürülü yer alıyor.
Faruk emeklilik yıllarında da çalışan bir taksi şoförüdür. Hayatındaki her şey rutine bağlanmıştır. Tek rüyası İngilizce öğrenmektir. Dil öğdrenmeye olan merakı onu hem alay hem de takdir konusu yapar.
‘Öğrenmenin yaşı yoktur’ cümlesini defalarca duymuşuzdur. Öğrenmenin yaşı yoktur elbette hele ki bir hedefiniz varsa işler sizin için daha da kolaylaşır. Altmışından sonra yabancı dil öğrenmek için iyi bir hedefiniz olmalı, yoksa pes etmeniz içten bile değil.
Faruk karakterinin bir gerekçesi var ve bu gerekçe o kadar anlamlı, o kadar naif ki izleyiciyi filmin içine rahatlıkla alıyor.
Yönetmen Burçak Üzen, ilk uzun metrajlı filminde gayet iyi bir iş ortaya koyuyor. Diyaloglar, sadelik ve karanlık atmosferi ile birlikte seyirciyi filmin sonuna kadar diri tutmayı ustalıkla başarıyor.
Güven Kıraç zaten üst bir düzey oyuncu. Ana akım filmler dışındaki performansları her zaman ilgi çekici olmuştur. Bu filmindeki performansı ile de övgüleri sonuna kadar hak ediyor.
Film, bizlere sosyal devlet anlayışının ne demek olduğunu çarpıcı bir dille anlatıyor. Taxi Driver göndermesiyle de gönülleri fetheden bu filmi, karantina günlerinde sıkılan bünyelere gönül rahatlığı ile tavsiye ediyoruz.
Yabancı Film Önerisi: Jagten
Türkçeye Onur Savaşı adıyla çevrilen, 2012 yapımı bu filmin yönetmenliğini Thomas Vinterberg üstleniyor. Danimarka yapımı filmin oyuncu kadrosunda; Mads Mikkelsen, Annika Wedderkopp ve Thomas Bo Larsen yer alıyor.
Lucas, boşanma döneminin ardından hayatını rayına sokmaya çalışan bir insandır. Kız arkadaşı ve ergen oğluyla arasındaki ilişkileri düzenlemeye çabalar. Bir anda işler tersine döner. Bir iftira kasabaya bir virüs gibi yayılır. Lucas mahvolan hayatını geri almaya çaba gösterir.
Küçücük bir olay, bir insanın hayatı nasıl değiştirir temalı bu yapım, bizlere insanlığımızı sorgulamamızı ve her söylenene inanmamamız gerektiğini çarpıcı ve sert bir dille aktarıyor.
Bizleri hayvanlardan ayıran tek özelliğimiz bilincimizin var olması mıdır? Masumiyetimizi kaybedersek geriye neyimiz kalır? Bu film bizlere pek çok soru sormasının yanı sıra insanın psikolojik gelgitlerine de değiniyor.
İskandinav ülkelerine özgü olan, soğuk ikili ilişkileri anlatan yapımlardan çok çok öte bir film izliyoruz. Günümüzde örneklerini defalarca gördüğümüz ve her geçen gün artan ‘Linç kültürünün’ sinemadaki yansıması olan bu yapım, anlatım diliyle ve özellikle hissettirdiği duygu durumlarıyla seyirciyi şaşkına çeviriyor.
Mads Mikkelsen, son yılların en başarılı aktörlerinden. Kendi ülkesindeki filmlerde yer aldığı karakterlerle, Hollywood’da yer aldığı karakterler arasındaki farkı görmek çok da zor değil. Bizlere harika bir performans sunan Mikkelsen, bu filmdeki performansı sayesinde 65. Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı.
Keyifli seyirler dilerim.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.