‘Her Güne 1 Yerli 1 Yabancı Film Önerisi’ serimizde dördüncü günde Damat Koğuşu ve The Florida Project’e değineceğiz.
Yerli Film Önerisi: Damat Koğuşu
Yönetmenliğini İlker Savaşkurt’un üstlendiği, 2017 yapımı dram ve suç filminin başrollerinde; Barış Atay, Musa Can Pekcan ve Turgay Atalay yer aldı.
Ülkemizde tecavüz veya taciz suçlularının bulunduğu koğuşlara ‘Damat Koğuşu’ adı veriliyor. Türkiye’de yaşanmış̧ gerçek öykülerden ilham alınan filmde, tecavüz suçlamasıyla koğuşa getirilen Yusuf ekseninde bu koğuşta gerçekleşen olaylar tüm çıplaklığıyla anlatılıyor. Yönetmen İlker Savaşkurt, mahkumlar ile birlikte gardiyanlar ve cezaevi müdürünün üzerinden de güzel bir hapishane hikayesi bizlere sunuyor.
Sorumluluk almaktan kaçınan cezaevi müdürünün aldığı bir karar sonucu; damat koğuşunda yer almaması gereken, adam öldürmek suçundan hapse giren bir mahkûmun (Hüseyin), koğuşun işleyişini düzenleyebilmesi adına damat koğuşuna yerleştirilmesi ve otorite boşluğundan yararlanarak diğer mahkumlar üzerinde baskı uygulaması filmin arka planında işlenen güzel bir hikaye. Cezaevi müdürü üzerinden, Türkiye’de olan otoriteye güvensizlik teması da hoş bir biçimde anlatılıyor. Film; sade, abartıya kaçmadan, olması gerektiği gibi soğuk bir atmosferde işleniyor.
Mahkumların gerçekçi bir senaryo yapısında karşımıza çıktığı filmde, hapishanen diğer sakinleri gardiyanlar ve cezaevi müdürü de öyküye katılıyor. Mahkumların kuralsız ilişkilerine ve birbirleriyle olan varoluş savaşına değiniliyor.
Hhapishanenin hiyerarşisinden bahsetmemiz gerekirse… Güçlü bir karakter (Mahkûm Hüseyin) ve en az onun kadar güçsüz ceza infaz memurları ve hapishane müdürü ile karşı karşıyayız. Karakterlerle bağ kurmaktan kaçındığınız bir film olmasına rağmen ne yaparsanız yapın ”Ben olsaydım acaba ne yapardım” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bu başlı başına bir yönetmenlik becerisi. Olaylara müdür perspektifinden bakmak birçok izleyici için daha anlamlı gibi, en başta benim için de öyle oldu… Sorumluluk almak istemeyen, hiyerarşiyi yönetmeyi beceremeyen bir müdür, olayları daha da çetrefilli hale getiriyor. Kendine güvenmeyen müdür, kendilerine güvenmeyen ceza infaz memurları yaratmış ve böylelikle tüm inisiyatif güçlü mahkûmun eline geçmiş durumda… Bu durum müdür tarafından bilerek, isteyerek yaratılıyor film boyunca…
Bana göre son yılların en iyi Türk filmleri arasında yer alan bu filmi siz değerli takipçilerimize öneriyoruz.
Yabancı Film Önerisi: The Florida Project
Tangerine filmi ile dikkatleri üzerine çeken yönetmen Sean Baker’in 2017 yapımlı drama filmidir. Başrollerinde Bria Vinaite (Halley), Brooklynn Prince (Moonee) ve Willem Dafoe (Bobby) yer alıyor.
Disneyland’e yakın bir motelde annesi (Halley) ile birlikte yaşayan 6 yaşındaki afacan, tez canlı ve biraz hayta Moonee üzerinden, yıllardır önümüze konulan, ‘Amerikan Rüyası’ denilen kavrama çok güzel eleştiriler sunan bir film… Moonee, moteldeki diğer akranlarıyla gün boyu oyun oynar. Bazen, oyunun dozunu ayarlayamamasından ötürü kötü olayların yaşanmasına sebebiyet verir. Sorumlulukların bilincinde olmayan annesiyle birlikte yanlış davranışlar sergilerken film bize basit ama altı dolu bir soru yöneltilor: Moonee mi, annesi mi, sistem mi, yoksa hepsi birden mi suçlu?
Filmde henüz 6 yaşında olmasına rağmen harika bir oyunculuk sergileyen Brooklynn Prince, hem içinizi ısıtacak, hem de arada bir sinirlenmenize neden olacak. Ama Film boyunca Moonee’nin bir çocuk olduğunu unutmadan filmi izlemenizi öneririm.
Harika renklere, harika bir atmosfere sahip bu film, evlere kapalı kaldığımız soğuk günlerde kalbinize iyi gelecek.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.