Her Güne 1 Yerli 1 Yabancı Film: Tabutta Rövaşata, Les Misérables

Her Güne 1 Yerli 1 Yabancı Film köşemizde bugün, ülke sinemamızın başyapıtlarından biri ve fransız sinemasından cesur bir yapım Tabutta Rövaşata ile Les Misérables var.

Yerli Film Önerisi: Tabutta Rövaşata

1996 yapımı, senaristliğini ve yönetmenliğini Derviş Zaim’in üstlendiği dram türündeki filmin oyuncu kadrosunda; Ahmet Uğurlu, Tuncel Kurtiz ve Ayşen Aydemir yer alıyor.

Rumelihisar sokaklarında yaşayan Mahsun, yoksul, kimsesiz, zararsız ve sevilen bir insandır. Tutunacak bir dalı ve hedefi olmayan Mahsun, otomobil çalarak hayatına devam eder. Yaşamdaki tek tutkusu olan otomobilleri geceleri çalar, sabaha kadar bu arabalarla gezer ve sabah olduğunda arabayı aldığı şekliyle bırakır. Bir gün kahveye gelen bir kıza aşık olan Mahsun, kalacak yeri olmayan bu kıza odasını açar. Fakat sevdiği insan iyiliği kötüye kullanarak Mahsun’un hayatını alt üst edecektir.

Evsiz bir adam olan Mahsun bizlere, sokakta yaşadığını gördüğümüz veya bildiğimiz insanların hayatlarına odaklanmamıza ve onları daha iyi anlamamıza olanak sağlıyor.

Ağır temposu rağmen Mahsun’un hikayesini merak ediyorsunuz. Eski İstanbul’u bizlere sunan Derviş Zaim’in bu düşük bütçeli filmi, izleyiciyi etkileyen bir hikayeye ve gerçek bir anlatım diline sahip.

Neredeyse bütçesiz çekilmiş bu filmin yıldızı Ahmet Uğurlu’ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bir sinema filminden çok, tek kişilik bir tiyatro oyununu seyrediyor gibi harika bir performans ile karşılaşıyorsunuz.

Türk sinemasının yeniden doğuş sürecinde çekilen bu filmi sizlere rahatlıkla öneriyoruz.

Yabancı Film Önerisi: Les Misérables

Türkçeye Sefiller adıyla çevrilen, 2019 yapımı dram ve gerilim türündeki bu filmin yönetmenliğini Ladj Ly üstleniyor. Ladj Ly’ın aynı isimli 2017 kısa filmine dayanan bu film, yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi olarak da ayrı bir önem taşıyor. Filmin oyuncu kadrosunda; Djibril Zonga, Alexis Manenti, Damien Bonnard Ve Steve Tientcheu yer alıyor.

Eşinden boşanan Stephane, çocuğunun velayetini alamamıştır. Çocuğunu daha fazla görebilmek adına görev yerini değiştiren Stephane’ın, Suçla Mücadele Timi’ne tayini çıkar. Film genel olarak; Stephane’nin diğer iki ekip arkadaşıyla beraber ilk görev gününde yaşadıklarını konu ediniyor. Siyahilerin, ‘çingenelerin’ ve Müslümanların ayrı ayrı çeteleştiği mahallede, dengeyi kurmak adına Stephane’ın timi de yer almaktadır. Sirkten bir aslan yavrusunun çalınması ve bu olay üzerinden ‘çingene’ ve siyahilerin çeteleri karşı karşıya kalır.  Ciddi bir çatışma riski barındırdığından polis ekibi bir an evvel aslan yavrusunu bulup olayların daha büyümesine engel olmaya çalışır. Fakat işler hiçte planlandığı gibi gitmez.

İnsanların gruplara ayrıldığı, çeteleşmenin önüne geçilemediği bir mahallede yaşanılanları, polisler, siyahiler, Müslümanlar ve çingeneler üzerinden bizlere aktarıyor.

Film, Fransa’nın içinde bulunduğu kaotik düzeni, göçmenlere olan bakış açısını ve polisin kirli yüzünü bizlere sert bir dille anlatıyor.

Tempolu bir film olmasının yanı sıra karakterlerin farklı farklı emellerinden ötürü film gayet akıcı bir biçimde ilerlemektedir. Ne kadar da filmin baş aktörleri, çeteler ve polisler gibi gözükse de esasen yönetmen çocuklar üzerinden bizlere hikayesini anlatmaya çalışıyor.

Film, 92. Akademi Ödüllerinde, En İyi Uluslararası Film kategorisinde Fransa’nın adayı olmasına karşın, ödülü Parasite’a kaptırdı. Film, başarılı bir yapım olmasına rağmen 2019 yılında yayınlanan Portrait Of A Lady On Fire yerine Les Misérables’in aday gösterilmesini stratejik bir hata olarak görüyorum.

Keyifli seyirler dilerim.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın