Hollywood son dönemde çizgi roman uyarlamaları dışında popüler bilgisayar oyunlarına da musallat oldu. Oyuncu kitlelerini mıknatıs hedef kitle olarak görmesinden dolayı her geçen gün yeni bir oyun filme dönüşüyor. Hatta daha önce başarısız olan projeleri yeniden diriltmeye çalışarak gişede başarı elde etmeyi hedefliyor. Bunlardan biri olarak da Hitman oyunu öne çıkmıştı. Başarısız ilk film denemesinden sonra bir kez daha Hitman’e eğilerek oyunun sinema uyarlamasını diriltmek hedefleniyor.
Filmin konusuna kısaca bir bakalım. Kiralık katil Ajan 47, Katia isimli bir kadını hedef alır. Gizemli adamların da bu kadını yakalama isteğiyle oluşan karambol sonucunda Hitman ve Katia için bir kaçış hikâyesine dönüşür. Katia hikâye boyunca kendini keşfetmeye çalışırken, onun güvenliğini Ajan 47 sağlayacaktır.
Film ilk etapta oyuncu değişiklikleriyle dikkat çekiyor. İlk filmin Hitman’i Timothy Olyphant’ın yerini izleyicilerin daha çok Homeland dizisinden tanıdığı Rupert Friend ile değiştirerek kendine yeni bir karakter yaratmaya çalışıyor. Karakterin iyi ve kötü karakter arasında mekik dokumasıyla anti kahramanını ilahlaştırmayı hedefliyor. Bu bağlamda daha önceki filmdeki karaktere daha insani yanlar ekleyerek karakteri seyirciye yaklaştırmayı çabalıyor.
Filmin bir diğer önemli karakteri Zachary Quinto’nun canlandırdığı John Smith, filmin bir anlamda kötü karakter boşluğunu doldurmayı hedefliyor. Karaktere kendi dünyası sınırlarında bir nevi Terminatör’ün kültleşen karakteri sıvı adam gibi yenilmez bir misyon yükleyerek karşıt görüşü kuvvetlendiriyor. Ancak bunu yaparken şansını biraz zorladığından karakterin yapaylaşmasına neden oluyor.
Filmin kurgusu bir nevi kovalama hikâyesi şablonu üzerine konuşlandırılarak heyecanı dorukta tutmaya çalışıyor. Ancak bu yöntem filmin sıradan bir aksiyona evrilmesi sonucunda sığlaşmasına neden oluyor.
Genel atmosfere yüklenen ağır hava, bir aksiyon filmin aksiyon sahneleri dışında hantal kalmasına neden oluyor. Özellikle de klişelerin tüm film içinde cirit atmasıyla film derinliksiz ve sırf eğlence için yapılmış vasıfsız bir filme dönüşmesini sağlıyor.
Filmin finalinde devam filmi için bırakılan açık aralıklar, Hollywood’un çaresiz çırpınışının son kırıntıları olarak akılda kalıyor. Bu da filmin planlamasında büyük çatlakların oluşmasına sebebiyet veriyor.
Oyunculukların vasat bir sınırda kalması, aksiyon sahnelerinin idare etmesi, konunun da seyirciyi yeterince içine çekememesiyle beyazperdeden uzaklaşarak, kendini bir televizyon filmi eğlenceliğine dönüştürüyor. Bu da doğal olarak filmin izlenebilirliğini kısıtlıyor.
Sonuç olarak yaşı genç izleyici kitlesini belli bir şekilde tatmin edecek, ancak uzun vadede unutulacak bir filme dönüşen ve yer yer aksiyon sahneleri dışında hiçbir vaadi olamayan Hitman, oyunun hayranlarını üzecek bir malzemeyle vizyonda yerini alacak gibi görünüyor. Bu kafayla Hollywood’un yeni arayışlara girmesi, kaçınılmaz bir gerçek olarak öne çıkan tek nokta olarak belleklerde yer alıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.