Norveçli yazar Jo Nesbo dünyaca ünlü bir yazar. Yazdığı polisiye romanlar Norveç’te de, Türkiye’de de çok okunuyor. Merkezinde dedektif Harry Hole’un olduğu pek çok roman kaleme aldı. Hole’a yer vermediği romanlar da yazdı ve bu romanlardan bazıları (Hodejegerne, I Am Victor, Deadline Torp) Norveç’te TV’ye ve sinemaya uyarlandı. Hollywood’un dikkatiniyse birkaç yıl önce çekince arka arkaya pek çok uyarlama haberi geldi Nesbo cephesinden. Hollywood tarafından ilk uyarlanan The Snowman romanı oldu. Yılın merakla beklenen filmlerinden oldu The Snowman, ABD’de cuma (20 ekim) gösterime girecek. Kameranın arkasında yetenekli yönetmen Tomas Alfredson yer alırken oyuncu kadrosu da yıldız isimlerden oluşuyor. Fakat film ne ABD’li, ne de Norveçli eleştirmenlerden olumlu eleştiriler alabildi. İngiliz eleştirmenler de dahil olmak üzere herkes filmi yerden yere vurdu. Hasılatı da iyi gelmeyecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bu durum açıklanan projelerin geleceğini etkileyebilir.
Geçen yıl mayıs ayında Denis Villeneuve, Nesbo’nun The Son adlı romanını sinemaya uyarlayacağını açıklamıştı. Prisoners ve Enemy filmlerinin başrollerini üstlenen Jake Gyllenhaal’a da başrolü paslamıştı. Romanın merkezinde Sonny yer alıyor. 15 yaşında umut vaat eden bir güreşçiyken hapse giren Sonny polis babasının intihar ettiğini öğrenir, bu haberi aldıktan sonra 12 yıldır mahkum olduğu hapisten kaçar ve hapse düşmesine neden olan kişileri aramaya başlar. Villeneuve her zamankinden daha popüler bir durumda olduğu ve pek çok projede adı anıldığı için bu filmin çekmeyi halen düşünüp düşünmediğini bilemiyoruz. Yönetmenin sıradaki filmi Dune olacak gibi görünüyor ama Sony’nin Cleopatra filmi de yönetmene teklif edildi. Bond 25‘in de yönetmen adayları arasında yer alıyor. Dolayısıyla çekilecekse yakın zamanda çekilmeyebilir The Son.
Nesbo cephesinden gelen diğer uyarlama haberiyse Jackpot‘la ilgiliydi. Bu proje de Mayıs 2016’da duyurulmuştu. Ama The Son gibi Jackpot‘tan da o tarihten beri yeni bir haber gelmedi. Proje duyurulduğunda başrolleri Mila Kunis, Armie Hammer, Bryan Cranston’ın üstlenecekleri açıklanmıştı. Jennifer Garner’la da görüşmelere başlanmıştı. Filmi Will Gluck yönetecekti. 2016’dan beri yeni bir haber gelmediği için projenin iptal olup olmadığını, oyuncuların değişip değişmediğini bilemiyoruz. Film, Nesbo’nun öyküsünden uyarlanacak. Öykü 2011’de Norveç’te Arme Riddere adıyla sinemaya uyarlanmıştı. Film barda uyandığında yedi erkek cesediyle karşılaşan Oscar’ın kendisini aklamaya çalışmasını konu alıyor.
Gelelim Blood on Snow‘a. Yukarıdaki projeler gibi bu da yıllardır hazırlık aşamasındaydı ve bir türlü o aşamayı atlayıp çekim aşamasına gelinememişti. Bu yıl nisan ayında yönetmenliğin aktör Tobey Maguire’a teslim edildiği açıklanmıştı. Filmi 2014’te Daniel Espinosa yönetmeyi, Leonardo DiCaprio da başrolü ve yapımcılığı üstlenmeyi planlanmıştı ama olmadı, iki sinemacı da projeden ayrıldı. Senaryoyu 2015’te Nesbo kaleme almıştı. Maguire’ın yöneteceği bu film hayallerinin kadınıyla tanışıp ona âşık olan Olav’a odaklanacak. İki sorun vardır: Âşık olduğu kadın, patronunun eşidir ve patronu da Olav’dan kadını öldürmesini ister, olaylar gelişir. Filmin çekim tarihi açıklanmamıştı.
Öte yandan Norveç’in 2013’te uyarladığı I Am Victor‘ı da Hollywood uyarlayacak. Bu proje de bu yıl duyurulmuştu. Bond filmlerinin senaristleri Neil Purvis’le Robert Wade filmin senaryosunu kaleme alacaklar. Yönetmenlikse Baltasar Kormakur’a teslim edilmişti ama Kormakur şu sıralar Shailene Woodley’li Adrift filminin post prodüksiyonu, İzlanda yapımı bilimkurgu dizisi Eve‘in ve Halldor Laxness’ın Özgür İnsanlar romanından hem sinemaya, hem de TV’ye uyarlayacağı projelerin de hazırlıklarına devam ettiği için bu filme vakit ayırabilecek mi bilemiyoruz. Bu arada Nesbo sadece Hollywood’un dikkatini çekmiyor. İtalyan sinemacı Francesco Carrozzini yazarın Midnight Sun adlı romanını uyarlayacağını açıklamıştı bu yıl. Film İtalyan yapımı olacak ama İngilizce çekilecek. Nesbo’nun bu romanı, Fisherman lakaplı uyuşturucu kaçakçısı için çalışan genç tetikçi Jon’a odaklanıyor. Jon epey tehlikeli birisi olan Fisherman’e ihanet ettikten sonra soluğu Norveç’in kuzeyinde, güneşin ne zaman doğacağının belli olmadığı bir yerde alır. Burada yaşlı bir anne ve küçük oğluyla yaşar. Daha doğrusu yaşamaya çalışır. Zira güneş gecenin bir yarısı da doğabildiği için Jon buna uyum sağlamakta zorlanır. Bu yüzden delirmemeye çalışırken Fisherman’in izini bulduğunu öğrenir, olaylar gelişir.
Norveçli yönetmen Morten Tyldum’a Hollywood’un kapılarını açan Headhunters/Hodejegerne de Amerika’ya uyarlanacak. Bu proje 2016’da duyurulmuştu, sonra diğer projeler gibi bundan da yeni bir haber gelmedi. Proje duyurulduğunda henüz senaristi ve yönetmeni belli değildi. Bu arada Tyldum aslında Headhunters‘ı önce HBO için dizileştirmeye çalışmış ama kanal projeye yeşil ışık yakmayınca sinemaya yönelmişti. Filmin çekilip çekilmeyeceği belli değil.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.