Incendies: Hep Beraber Olmaktan Daha Güzel Bir Şey Yoktur!

Incendies; Denis Villeneuve’un yönettiği, Wajdi Mouwad’ın oyunundan uyarlanan Kanada ve Fransa ortak yapımı bir film. Benim için geç kalmış bir seyir. Aylar boyunca arşivde bekledi ve bir sabah izleme kararı aldıktan sonra pişmanlık ve keşkeler arasında gidip gelmeme sebep oldu. Pişmanlığım güne bu kadar acı bir hikaye ile başlamış olmamdan, keşkelerim ise bu kadar başarılı bir filmi izlemek için ne kadar bu kadar beklediğimdendi.

Jeanne ve Simon ikiz kardeşler. Anneleri Nawal Marwan ölümünden sonra bir vasiyet bırakır. Çocuklarının Orta Doğu’ya kendi doğduğu topraklara gidip babasını ve abisini bulmasını ister.

Incendies; Ortadoğu’da Müslüman ve Hristiyan çatışmalarının olduğunu döneme ait bir hayat hikayesini anlatıyor. Filmde siyasi olaylara dair hiçbir ayrıntı, yaşanan bölgeye ait hiçbir bilgi verilmiyor. Ve bu filmin başarılı olmasını sağlayan en önemli özelliklerinden birisi.

Savaşın nerde ya da nasıl çıktığının bir önemi yok, önemli olan insanlar, insanlık. Yıllar sonra belki de unutacağımız sebeplerden dolayı çıkan savaşın içinde sıkışıp kalmış bir kadının üzerinden anlatılan insanlık hikayesi. Hayatların nasıl yön değiştireceğini, savaşın bizi biz olmaktan çıkaran sebepleri, kurbanın nasıl katil, katilin de nasıl kurban olduğunu ve tüm bu yaşanmışlıklara, nefrete,öfkeye rağmen güzelliğin ne olduğunu görmeyi sağlayan bir film  Incendies. Savaşın sebebi, mekanı, olayları üzerinde durmayarak işte tüm bu bahsettiklerime odaklanabilmemizi sağlıyor.

Filmin başarısında etkili  noktalarından biri kuşkusuz ki kurgusu. Geçmiş ile günümüzün paralel devam ettiği bir olay örgüsüne sahip filmde geçmişten günümüze geçişler öylesine bir bütün oluşturmuş ki zaman olgusu kimi zaman kavranamıyor ve bu da Nawal’ın hikayesine daha çok odaklanmanızı sağlıyor.

Fazla detaya girmeden tadında bırakarak benim gibi seyir için geç kalmış olanlara filmi şiddetle tavsiye ederek, iyi seyirler diliyorum.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın