Dün akşam saatlerinde ajanslara düşen bir haber ülkemizde çok fazla önemsenmese de ABD’de şok etkisi yarattı: James Whitey Bulger (89), Florida’daki bir hapishaneden West Virginia’da cezaevine nakledildikten kısa bir süre sonra hücresinde ölü bulundu.
Peki kimdi bu James ’Whitey’ Bulger isimli mahkum ve sinema/dizi dünyasıyla alakası neydi?
Güney Boston’da(Southie) doğan İrlanda kökenli bir Amerikalı olan Bulger, Winter Hill çetesinin lideri olarak uzun yıllar boyunca Boston yeraltı dünyasında söz sahibi oldu. Hızlı ve istikrarlı yükselişiyle Amerikan suç tarihinin önemli figürlerinden biri haline gelen Bulger’ın ilginç yaşamının film ve dizilere konu olmaması beklenemezdi herhalde. Bulger’ı ilginç yapan ve gangster üretimi konusunda hiç de cimri olmayan ABD toplumunda, kendisini benzerlerinden farklı bir yere konumlandıran birçok önemli sapak var. En önemlisi de FBI ile olan ilişkisi ki kendisini tüm dünyada şöhrete kavuşturan da bu karmaşık ilişkinin ortaya çıkması. Boston’ın Güney yakasında büyüyen bu İrlandalı gangster, çocukken koruyup kolladığı mahalle arkadaşı John Connolly’nin FBI bünyesinde çalışmaya başlamasıyla birlikte, FBI’la eşi benzeri olmayan bir ortaklığa girişti. 70’li ve 80’li yıllar boyunca FBI ile istihbarat paylaşımına giren Bulger’ın işlediği cinayetler FBI tarafından görmezden gelindi ve dolaylı yoldan da olsa rakiplerini elemine etmesine yardım edildi. Bulger’ın hikayesini ilginçleştiren bir diğer etken de kardeşi William Bulger. James’in sokaklarda terör estirdiği dönemde Boston senatörü olan William, bir dönem Massachusetts Üniversitesi’nin rektörlüğünü de yaptı. Hatta James’in FBI’ın en çok arananlar listesinde olduğu dönemde, ABD başkan adayları arasındaki bir tartışmayı TV canlı yayınında yönetmişliği bile var.
James Bulger(sağda), kardeşi William Bulger(solda)’ın mezuniyet kıyafetleriyle poz veriyor
Peki James ’Whitey’ Bulger’ın yaşamı filmlere ve dizilere nasıl yansıdı?
Bulger’dan etkilenerek yazılan birçok kurgusal karakter var. Bunlardan en ünlüsü ise 2006 yapımı Scorsese filmi The Departed‘ta Jack Nicholson tarafından canlandırılan Frank Costello. Mou gaan dou(Infernal Affairs) isimli bir Hong Kong filminden uyarlanan The Departed’ın senaryosu William Monahan’a ait. Boston’da doğan ve büyüyen, kendisi de İrlanda kökenli bir Amerikalı olan Monahan, orijinal hikayeyi Boston şehrine getirmiş ve merkezine de İrlanda kökenli Amerikalı gangsterleri yerleştirmiş. Costello karakterini yazarken de kendi gençlik yıllarında Boston’da oldukça meşhur olan Bulger’dan da çokça etkilenmiş. Costello karakterinin FBI’la olan ilişkisi ve acımasızlığı, esinlenmeyi net bir şekilde açık ediyor ki zaten Monahan da karakterin yazım sürecinde Bulger’dan etkilendiğini röportajlarında sıkça belirtiyor.
Bulger’la ilişkili bir diğer önemli film ise 2015 yapımı Black Mass. Ama bu defa ortada bir esinlenme yok. Direkt olarak Bulger’ın hayat hikayesini izliyoruz. Bulger’ın karakterini çok daha ayrıntılı bir şekilde betimleyen filmde; Bulger’ın ailesiyle olan ilişkisi, FBI ile yaptığı anlaşma, işlediği suçlar ve bir suçlu olarak ifşasına tanıklık ediyoruz. Oğlunun ölümünden sonra freni patlayan bir kamyona dönüşüp acımasızlığının dozunu arttırması, annesinin ölümünden sonra ise duygusal boşluğa düşüp hem annesiyle hem de kökenleriyle bağ kurmanın yolunu IRA(İrlanda Cumhuriyet Ordusu) ile yakınlaşmakta bulması gibi önemli dönemeçleri başarılı bir şekilde anlatan filmin en önemli kozu ise Bulger’ı canlandıran Johnny Depp. Ağır makyaja rağmen iyi bir performans sergileyen Depp’in özellikle aksan ve ses tonu bakımından gerçek Bulger’a adanmışlığı hayranlık verici. Gösterildiği dönem hak ettiği kadar ilgi göremeyen filmin, Bulger’ın ölümü vesilesiyle tekrar gündeme gelmesi muhtemeldir.
Televizyon dizilerine baktığımızda da Bulger’ın hayatından esinlenilerek yazılan birçok karakter görüyoruz. 2006-2008 yılları arasında Showtime’da yayınlanan Brotherhood, bu yapımların başlıcalarından. Bulger’ın hayatından oldukça fazla alıntı gördüğümüz dizide, İrlanda kökenli Amerikalı iki kardeşin hayatına odaklanılıyor. Biri gangster diğeri ise politikacı olan kardeşlerin yaşam mücadelesi içerisinde karşı karşıya gelmelerinin anlatıldığı dizinin ömrü çok uzun olmadıysa da yarattığı beklentiyi karşıladığı söylenebilir.
The Blacklist dizisinde James Spader’ın hayat verdiği Raymond ‘Red’ Reddington karakteri, Bir dönem Ray Donovan dizisine kısa süreliğine konuk olan ve James Woods tarafından canlandırılan Patrick “Sully” Sullivan, Rizzoli & Isles dizisinin ana karakterlerinden Maura Isles’ın bir anda ortaya çıkan babası Paddy Doyle… Yine Bulger’dan esinlenilerek yaratılan dizi karakterleri.
Zaman zaman suç konulu TV belgesellerine de konu olan Bulger’la alakalı çekilmiş en kayda değer belgesel işi ise Whitey: United States of America v. James J. Bulger. Bulger’ın yakalanışından sonraki mahkeme sürecini anlatan belgesel, FBI ile Bulger arasında “PR” şovuna dönüşen mahkemede seslerini duyurmaya çalışan Bulger mağdurlarını odağına alıyor.
Ölümünden sonra da “renkli” hayatının filmlere ve dizilere konu olacağına hiç süphe olmayan Bulger’ın, güvenlik güçleri tarafından arandığı dönemde -bir zamanlar mahkum olarak misafiri de olduğu- Alcatraz’a yaptığı turistik ziyaretin hatıra fotoğrafıyla bu yazıyı sonlandıralım.