Sinemada çok sık izlediğimiz aktörlerden Johnny Depp karşımıza en son “Black Mass” ile çıkmıştı. Bu filmde FBI muhbiri bir gangsteri canlandıran Depp’in filmografisine baktığımızda çok sık olmasa da suç türündeki filmlerde oynadığını görüyoruz. Aktörün daha önce oynadığı karakterleri ve filmlerini derleyelim istedik.
Black Mass (2015): Scott Cooper’ın yönettiği “Black Mass” ne yazık ki yılın kötü filmlerindendi. Cooper türün ustaları Martin Scorsese ve Brian De Palma’nın izinden giderken ustaların kalitesine bir an olsun yaklaşamıyor. Film, FBI’ya muhbirlik yapan Whitey Bulger’ın hayatına odaklanıyor, odaklanmaya çalışıyor dersek daha doğru olur galiba. Zira Bulger’ın ne motivasyonlarını, ne ailesiyle ilişkilerini, ne düşmanlarını, ne düşmanlarıyla mücadelesini, ne yükselişini, ne de düşüşünü anlatabiliyor. İki saatlik süresini hiçbir şey anlatamadan, epey kötü bir kurguyla tüketiyor. Scorsese kaliteli filmi “The Departed”ta Bulger’ın hayatını daha iyi anlatmıştı (filmde Bulger’ı Jack Nicholson oynar, karakterin adı Bulger değildi, ama Bulger’dan yola çıkıldığı sonradan açıklanmıştı). Depp her yeri dökülen bu filmde berbat bir makyaj ve insanı filmden koparan lenslerle karşımıza çıkar ve hayır, pek de iyi bir performans ortaya koymaz. Bulger’ın dostu FBI ajanı rolündeki Joel Edgerton fena değildir.
Donnie Brasco (1997): Mike Newell’ın yönettiği “Donnie Brasco” mafya ve köstebek klişelerinin tamamından nemalansa da eli yüzü düzgün bir film. Filme adını veren FBI ajanı Donnie (Depp) büronun isteği ile mafyaya sızar. Diğer gangster filmlerinden farklı olarak işini yapmaya çalışan ajan Donnie ile yükselmeye çalışan ama bir türlü yükselemeyen, hep görmezden gelinen Lefty (Al Pacino) arasındaki dostluğa epey alan açılır. Gerisi bilindik, onlarca gangster filminde karşımıza çıkan olaylar. Donnie’nin gerçek kimliğinin belli olması üzerinden ortaya çıkan gerilim, mafyalar arası kanlı çatışmalar, FBI’nın Donnie’ye baskısı, Donnie ile bu hayata katlanamayan eşi (Anne Heche) arasındaki tartışmalar ve Donnie’nin Lefty ile dost olmasından sonra içindeki köstebek/ajan çatışması… Bunlar önceki ve sonraki pek çok filmde gördüğümüz klişeler. Fakat bu ortalama senaryoyu Newell iyi bir rejiyle az biraz adam etmiş. Depp’i köstebek Donnie, Pacino’yu da Michael Carleone, Tony Montana gibi gangster/mafya babalarından sonra görmezden gelinen, umursanmayan bir mafya üyesi Lefty rolünde izlemek epey ilginç ve güzeldi. Pacino burada da döktürüyordu. Depp ise “Black Mass”deki performansından daha iyisini ortaya koymuştu. Özetle, “Donnie Brasco” Depp’in fena olmayan, klişe tabirle eli yüzü düzgün suç filmlerinden.
Public Enemies (2009): Bir Michael Mann filmi. Ama iyi bir Michael Mann filmi değil ne yazık ki. Ustanın “Heat”ini sıkça hatırlatsa da, hatta bazı sahnelerle “Heat”e göndermeler yapılsa da bu klasik filmin kalitesine kesinlikle erişilememiş. Öte yandan Mann hırsız John Dillinger’ı (Depp) kahramanlaştırırken realizmi ıskalayıp abartıya meylediyor (Dillinger’ın ülke çapında aranırken karakolda elini kolunu sallayarak gezmesi, sinemaya gitmesi). Ayrıca Christian Bale’in karakteri Ajan Melvin, Marion Cotillard’ın karakteri Billie dahil pek çok karakter Dillinger’ın gölgesinde bırakılmış, derinleştirilememiş. Billie ile Dillinger’ın, Dillinger ile diğer suçluların ilişkisi de iyi işlenmemiş, sağlam olabilecek karakterler harcanmış. Sadece karakterlerde değil, öyküde de sıkıntılar var. Asıl sorunsa Dillinger’ın hayatını anlatırken türün tüm klişelerinden yararlanılması. Fakat Mann’in çatışma sahnelerinde döktürdüğünü, filmin kaliteli bir soundtrackinin olduğunu (Ten Million Slaves şarkısını tekrar popüler hale getirmişti), set tasarımının ve kostümlerin başarılı olduğunu belirtmek gerek. Dijital kamerayla çok iyi bir şekilde çekilip kurgulanmış çatışma sahneleri seyir zevkini artırmış. Depp beklentileri karşılayamamış, yeni bir “Heat” olamamış bu filmin iyi taraflarındandı.
Blow (2001): Ted Demme’nin yönettiği, Depp ile daha sonra onunla Karayip Korsanları 4’te de çalışan Penelope Cruz’un başrollerini üstlendikleri bu suç filmi, 70’lerde uyuşturucu kaçakçılığı yaparak kariyerinin zirvesine çıkan George Jung’un (Depp) hayatını anlatıyor. Jung’un çocukluğuyla başlayan film, ailesiyle ilişkisini, gençliğini, suç dünyasına girişini, yükselişini, Pablo Escobar’la bağını ve tutuklanıp hapse atılışını kronolojiyi bozmadan anlatıyor. Depp, Jung rolünde de iyi oynar, karakterin hakkını verir. Cruz ise fena değildir, fakat ekran süresinin kısa olduğunu, öyküye bir buçuk saat sonra dahil olduğunu belirtmek gerek. “Blow” bazen etkileyici diyalog ve monologlar içerse de Depp’in ve türünün iyi olamamış filmlerinden. Uyuşturucu kaçakçılığı yapan karakterin hayatı fazla ajite edilmiş, filmin asıl sorunu buydu kanımca. Mann, Dillenger’ı kahramanlaştırırken Demme de Jung’un hayatını ajite ediyor. Filmin gerilimsiz ve sürprizsiz olduğunu, formüllere sıklıkla yaslandığını, karakterler arası ilişkilerin iyi işlenmediğini belirtmek gerek.