Kaç Para Kaç:Ne Kadar Lazımdı?

Taner Birsel’in sade ve göz dolduran oyunculuğuyla canlandırdığı Selim karakteri, orta yaşlarında, evli ve bir çocuklu bir esnaftır. Paranın zor kazanıldığı tekdüze hayatında genel bir keyifsizlikle sarmalandığı her halinden bellidir. Bir akşam iş çıkışı evine gitmek için bindiği bir takside para dolu bir çanta bulur. Çantayı, kendisinden önceki müşteri unutmuştur. Selim, taksinin arkasından koşan adamı fark etmesine rağmen taksiyi durdurma konusunda kararsız kalır ve karar verip çantayı sahibine kavuşturmak için taksiden indiğinde iş işten geçmiştir. Ve parayla ilişkisi aşk ve nefret ikileminde seyreden Selim’in,  para dolu çantayla baş başa kalması demek onun için sonun başlangıcı demektir.
kac para kac 3

Paranın oluk oluk aktığı, elden ele dolaştığı, yüksek tempolu giriş jeneriğinden sonra para, temposunu hiç düşürmeden insanlar arasındaki yoluna devam eder: Selim’in ağzına pelesenk ettiği ‘’para kolay mı kazanılıyor’’ lafı, Selim’in babasıyla maaş konusundaki diyalogu ve babasının ‘’ama faiz işliyor’’ demesi üzerine Selim’in ‘’bir günün faizinden ne olacak’’ demesi, parkta çocuklarının bulduğu yüz doları kadınların aralarında paylaşması ve Selim’in bu paylaşımdan pay istemeyip çekip gitmesi, dükkanda bir müşteriyle atışması sonucu müşterinin Selim’e ‘’hepiniz tüccar değil misiniz, vatandaşı kazıklıyorsunuz, sizin kaçırdığınız vergileri biz ödüyoruz’’ lafları, Selim lokantada yemek yerken yan masadakilerin konusunun mal mülk olması, Selim’in kızının ‘’bugün çok para kazandın mı babacığım’’ demesi, taksicinin benzime yapılan zam karşısında taksimetreye yapılan zammın çok az olduğu gerekçesiyle devlete veryansın etmesi, toptancıdaki para ve hırsızlık muhabbeti ve Selimler’deki bir akşamda dostlar arasında gırla giden para muhabbeti… bu böylece devam edip gidiyor.

Reha Erdem, tercih ettiği anlatım yoluyla hayatımızda ve zihinlerimizde işgal ettiği yeri gözümüzün içine soka soka göstererek paranın nasıl da dışsal bir faktör olduğunu ve bu yüzden de parayla ilişkimizin hastalıklı yapısını dışavurumcu bir biçimde görünür kılabiliyor. Söz konusu olan bir de Selim gibi hassas bir bünyeye sahip, çevresi tarafından dürüst ve namuslu biri olarak tanınan birisiyse elde edilme şekliyle suçluluk duygusunda tavan yaptırabilecek bir çanta dolusu paranın etkileri trajediye kadar varabiliyor.

kac para kac 2

Paranın etkileri Selim’de ilkin çırağıyla olan ilişkisine yansıyor. Çırağı zam istediğinde onu hep parayı düşünmekle suçluyor. Hatta bir süre sonra işten kovduğu çırağını dükkanını soymakla –istemeden de olsa- suçluyor. Yine Selim, lokantada üstüne yemek döken garsonu şiddetli bir biçimde azarlayarak beceriksizlikle suçluyor. Suçluluk duygusunun neden olduğu bilinçaltı mekanizmalarının itkisiyle bir taraftan bu şekilde davranan Selim, diğer taraftan paranın verdiği nimetlerden fütursuzca faydalanarak kendini rahatlatma yoluna gidiyor. Ama dediğimiz gibi bir dış faktör olan paranın rahatlatılıcılığı ne kadar etkili olabiliyorsa ancak o kadar etkili olabiliyor Selim için. Hem Taner Birsel’in güçlü oyunculuğu hem de Reha Erdem’in yerli yerinde yönetimi ile paranın, içselleştirilmesi zor bir nesne olduğu başarıyla vurgulanıyor.kac para kac 1

Filmde yedisinden yetmişine parayla ilgili olmayan bir kişinin bile olmaması; buna rağmen paraya ilgisi doğrudan olmayan tek karakterin Selim olması, onun intiharını daha da trajik kılıyor. Selim’in küçük dünyasının dolaşım sistemine bir virüs gibi girerek onu zehirleyen paranın büyük ölçekte dünyamızın dolaşım sistemindeki hakimiyetini düşündüğümüzde paradan başka her şeyin nasıl da önemsizleştirilip en arzulanır nesne olarak paranın kılınmasını ve böylelikle değerlerin yitiminde birinci elden pay sahibi edilmesinin ölümcül etkileri daha da belirginleşiyor.


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın