Ken Loach’u anlatan en iyi sözler Ece Ayhan’ın sinema ile ilgili görüşlerini anlattığı, Gülin Tokat’la yaptığı söyleşiden bir cümle bize göre:
“Sıkı sinema bir şeyin altını çizmez. Yalnız gösterir.”
Ken Loach, günümüzün en sıkı, en saygı gösterilmesi gereken yönetmenlerinden biri… Filmlerini tam da Ece Ayhan’ın dediği gibi çekiyor. Bize dünyanın dört bir yanından, altını çizmeden öyküler anlatıyor. Hakkında sayfalarca övgü yazmak yerine oturup doğum gününde bir dosya hazırlayalım dedik. Bu hafta, son filmi Route Irish’in de gösterime girmesi güzel denk geldi. Gerçi henüz seyredemediğimiz için dosyamızda yer veremedik ustanın son filmine fakat ilerleyen günlerde Route Irish’i de, yetiştiremediğimiz diğer filmlerini de ilave etmeye çabalayacağız. Dönelim ustamıza…
Ken Loach gibi bir ustaya övgü düzmek bile o kadar zor ki… O hayatı ve sinemayı çok doğru kavramış ve bakışını mazlumdan yana konumlamış bir usta. Hep mazlumun tarafında durmakla beraber, hiçbir zaman angaje olmadan; ele aldığı her konuyu en kapsamlı bakış açısıyla ele alabilen aşkın bir insan. İki saatlik filmlerine dünyaları sığdırdığı halde kusursuza yakın filmlere imza atmış bir yönetmen. Sadece sinemaya değil hayata dair dersler alabileceğiniz bir öğretmen.
Kieslowski’nin Kes’i izledikten sonra söylediği sözler Loach’un değerini anlatıyor zaten: “Asistanlık yapmaktan hep nefret ettim ama Ken Loach isterse kahvesini bile taşırım”. Gerçi Kieslowski dediğini yapmaya niyetlenseydi, mutfağa Ken Loach’la birlikte gireceklerinden, Kiewslowski’nin taşıdığı tepsinin bir ucundan Loach’un tutacağından ve kahveyi birlikte içeceklerinden de şüphemiz yok.
Haddimiz olmayan bu kadar kelamdan sonra, Bakınız yazarları olarak hazırladığımız Ken Loach seçkisini iftiharla sunarız.
Seçkimizin büyük yükünü, muhteşem kalemiyle Ijon Tichy sırtlandı.
- Ijon Tichy’nin ilk yazısı: Ken Loach Diyor ki…
- Fırat Türk’ün kaleme aldığı yazı ise Ken Loach’un futbolla ilişkisi üzerine: Ken Loach Başkan, Bath City Şampiyon
- 2001 yılında hayata gözlerini yuman demiryolu işçisi Rob Dawber üzerine yazan yine Ijon Tichy: Loach’un Gerçek Kahramanı
- Ken Loach’un ilk filmi Poor Cow’u Onur Ertuğrul yazdı: Farklı bir Ken Loach Deneyimi
- Pek çoğumuz üzerinde derin izler bırakan ve Ken Loach’u dünya çapında tanıtan Kes’i Berat Kaya yazdı: Hayal Kırıklığı Değil Öfke Hissedin
- İspanya İç Savaşının epik bir özgünlükle anlatıldığı Land and Freedom’ı Engin Eryiğit yazdı: Çanlar Ken Loach için Çalınca
- Hemen bir yıl sonra çekilen Carla’s Song’u yine Engin Eryiğit yazdı: Özgürlük Denen Rüya
- Glasgow’da geçen çarpıcı film My Name is Joe’yu Yıldıray Kibar yazdı: Kendini Tanıtmak Zorunda Kalanlar
- Uğur Kibar ise Bread and Roses’ı kaleme aldı: Kadrajın Yeri
- Senaryosu Rob Dawber’a ait olan The Navigators’ı yine usta kalemimiz Ijon Tichy yazdı: Özelleştirilen Ruhlar
- Sweet Sixteen’i kaleme alan yazarımızsa Serhan Çelebi: Afilli Delikanlı
- Kendini özlettiren yazarlarımızdan Ümit Açık, Ae Fond Kiss’i yazdı: Bir Öpücükten Fazlası
- Yetenekli yazarımız Yekta Kurtcebe ise The Wind that Shakes the Barley filmini başkasına bırakmadı: İrlanda’da Kardeş Kavgası
- Yeni yazarlarımızdan Turgay Kaplan da 2008 yapımı It’s a Free World’ü yazdı: Bu Taraftan Değil
- Route Irish öncesindeki Ken Loach başyapıtını daha önce hem Yıldıray Kibar kaleme almıştı: Futbol, Loach ve King Eric
- Hem de Ijon Tichy: Kendi Cantona’nı Bul
Keyifle okumanız ve filmleri bir daha seyretmeniz dileğiyle.
—–
Ayrıca Bakınız: Ken Loach Youtube Sayfası
Ayrıca Bakınız: Sixteen Films
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.