Pina Bausch’un zamansız ölümünün ardından hayatını ve sanatını The Guardian’a anlatan Fiona Shaw şu cümleleri kullanmıştı: “Yaşadığımız ve insan olduğumuz için heyecan duymamızı sağladı”…
Sanatını en üst seviyeye çıkaran, her yeni eseriyle yeni standartlar belirleyen, birlikte çalıştığı insanları korkuyla değil saygıyla yönlendirebilen ve bir yandan dünyanın en iyi gösterilerini hazırlarken, diğer yandan kendisiyle iletişime geçmek isteyen herkese dokunabilen, deyim yerindeyse halktan kopmayan bir sanatçıydı Pina Bausch…
Bausch, “halktan, dünya insanlarından” kopmamak için özel bir çaba gösteriyordu. 1978’de açtığı Kontakthof’ta (Temas istasyonu olarak çevrilebilir) daha önce hayatında hiç modern dans deneyimi yaşamamış insanlarla bir araya geldi, gösteriler hazırladı. 1999’da 65 yaşın üzerindeki kadın ve erkeklerle unutulmaz bir performansa imza atan Bausch, 2008’de bu sefer 10’lu yaşlardaki çocuklarla bir araya geldi. Shaw’un dediği gibi onlara insan olmanın, yaşamanın heyecanını yaşattı. Çocuklarla birlikte hazırladığı, onların heyecanını paylaştığı gösterinin en önemli özelliği ise maalesef Bausch’un son gösterilerinden biri olması…
Tanztheater Wuppertal’i yöneten Bausch çocuklarla birlikte hazırlayacağı gösteri için yine aynı şehirde, Wuppertal’deki 12 okulu dolaşmış. Bu okullarda çocuklarla beraber provalar yaparak göze çarpan çocuklardan bir ekip oluşturmuş. Oyuncularını seçerken aradığı en önemli özellik fiziksel özellikleri değil, dans etmek için heyecan duymaları olmuş.
Bausch’un çocuklarla birlikte çıktığı heyecan verici yolculuk “Les Reves Dansants” isimli belgeselin konusu olmuş. Anne Linsel ve Rainer Hoffmann tarafından çekilen belgesel, sadece Bausch ve gösteri hakkında bir yapım değil… Linsel ve Hoffman çocuklarla dünyaya, olaylara, sanata bakışlarını da konuşmuş ve gösteri yavaş yavaş ilerlerken çocukların hayata karşı duruşlarının da nasıl değiştiğini göstermiş…
Filmin belli bölümlerinde konuşan Bausch’un heyecanı ve mutluluğu gözlerinden okunuyor. “Kontakthof ile insanların birbirine temas ettiği bir yer yaratmak istemiştik. Bunu başardığımız için çok mutluyum” derken sevincini siz de hissediyorsunuz.
Film Bausch’un son görüntülerinden biriyle sona eriyor. Tüm zarafetiyle gösterisinde yer alan çocuklara birer gül verip, yanaklarına birer öpücük kondururken biz de bu büyük sanatçıya veda ediyoruz. Sanatın ve insana ait her olumlu duygunun heyecanını yaşamak, yaşadığımız çağın en önemli sanatçılarından birinin son mutluluğunu paylaşmak istiyorsanız Les Reves Dansants kaçırmamanız gereken filmlerden biri…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.