Logan: Hugh Jackman’ın Wolverine’e Vedası

Ben 1993 doğumluyum. Benim ve aslında 90 nesli için gerçekten çok şey ifade ediyor Hugh Jackman ve Wolverine. Dile kolay tam 17 yıl aynı karaktere hayat verdi avustralyalı aktör. İlk olarak 2000 yılındaki ilk X-Men filminde gördük onu Wolverine ve Logan olarak. Özellikle serinin ikinci filmi -ki benim için olduğu kadar birçok fan içinde yeri ayrıdır- tam olarak X-Men’in zirvesine yerleşti Wolverine. 2006’daki sönük 3.filmden sonra Marvel çoktan solo Wolverine filmi çekmeye karar vermişti bile.


Takvimler 2009 yılını gösterdiğinde Game Of Thrones’un yaratıcısı David Benioff’un senaryosunu yazdığı ve Gavin O’Conner’ın yönettiği ilk solo Wolverine filmi olan X-Men Origins: Wolverine filmi vizyona girdi. Bu filmde Wolverine’in doğumundan Amerikan İç Savaşı’nda savaşmasına, ardından 1. Dünya ve 2. Dünya Savaşlarında savaşmalarına, ameliyatla adamantiumun vücuduna konup Wolverine oluşu anlatıldı ve çok sevilmese de hikayeyi ne çok ne az biçimde anlattı. Ardından 2011 yılında araya X-Men’lerin gençliklerini anlatan First Class filmi girdi ve çok başarılı oldu. Hugh Jackman Wolverine’i ile bu filmde cameo olarak kısa bir süre gözüktü.
Ardından 2013’te ikinci solo Wolverine filmi olan The Wolverine vizyona girdi. Bu filmde Wolverine’in İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasından kurtardığı japon askeri Yashida ile tanışması ve savaştan yıllar sonra Yashida’nın ölüm döşeğinde kendisini Japonya’ya davet etmesiyle yaşanan olaylar anlatılıyordu. Film kusursuz bulunmasa da beğenildi, artı olarak 3D olarak çekilen de ilk X-Men ve Wolverine filmiydi. Hemen bir yıl sonra 2014’te ise şimdiye kadarki en iyi X-Men filmi olarak görülen X-Men: Days Future Past vizyona girdi. Film, oldukça gelecek bir zamanda Profesör Xavier, Magneto, Wolverine, Bishop, Storm, Colossus, Kitty ve Iceman’in dünyadaki son mutantlar olarak saklandıkları yerden, Kitty’nin yardımıyla Wolverine’in 70’lere dönmesi ve gelecek zamanda tüm mutantları yok edecek olan Gözcüler adlı özel askeri programın iptalini sağlamaya çalışmasını anlattı. İki yıl sonra 2016’da ise X-Men Apocalypse filminde yine Wolverine cameo olarak filmin sonlarında gözükür. Logan’a gelene kadar kısa da olsa eski filmleri hatırlatmak istedim siz değerli okuyucularımıza. Şimdi gelelim asıl filmimiz olan Logan’a.

Filmin yönetmenliğini 2013’teki ikinci solo Wolverine filminin de yönetmenliğini yapmış olan James Mangold yapıyor. Mangold’un filmografisi oldukça güçlü. 1999’da Angelina Jolie’ye ilk ve tek oscar’ını kazandıran ve kendisine Winona Ryder’ın eşlik ettiği Girl, Interrupted, 2005’te Johnny Cash’in hayatını anlatan, oscarlı film Walk The Line, 2007’de 1957’deki orjinalinden çok daha fazla beğenilen western hiti 3.10 To Yuma. Aslında kendisinin yönettiği ilk Wolverine filmi çok beğenilmediği için bir ara efsane yönetmen Darren Aronofsky ile anlaşan stüdyo Aronofsky’nin ayrılması ile tekrar Mangold’a dönüş yapmıştı.
Bu son Wolverine filmi 2029 yılında Mexico’da geçiyor. Logan, artık yaşlanmıştır ve onu şimdiye kadar hayatta tutan kendini iyileştirme yeteneğini artık neredeyse kaybetmiştir. Profesör Xavier ile küçük bir evde saklanırken bazen de limuzin şoförlüğü yaparak geçimini sağlamaktadır. Kısacası eski halinden eser kalmamış, beladan elini eteğini çekmiştir. Ta ki bir gün kendisiyle aynı özelliklere sahip olan Loura adlı bir çocuk mutantı sahiplenene kadar. Xavier ile birlikte Logan’ın, Loura’yı yıllardır doğan ilk mutant olduğu için öldürmeye çalışan özel bir askeri birlikten kurtarmaya çalışmasını anlatıyor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki şimdiye kadarki en kanlı ve bol şiddetli X-Men filmiyle karşı karşıyayız ki bu beni sevindirdi. Ancak ilk defa bu serinin bir filminin yaş uyarısını hakettiğini gösteriyor.
Hugh Jackman, hakikaten sadece şiddet içeren sahnelerde değil, Logan’ın yaşlı olmasından dolayı duygusallaştığı sahnelerde de karakterinin ruh halini müthiş bir şekilde vermiş. Bu filmle birlikte kurt aktör Patrick Stewart da Xavier rolüne veda etti ve o da gayet başarılı bir performans göstermiş. Kötü adam rolünde ise Narcos dizisindeki Amerikalı DEA ajanı Steve Murphy olarak hatırlayacağımız Boyd Holbrook yer alıyor ve kesinlikle sırıtmıyor. Ancak burada bir karaktere ve onu canlandıran muhteşem bir oyuncuya parantez açmamız gerekiyor. Loura (Dafne Keen).

Siyah güneş gözlükleriyle asla unutulmayacak olan Loura karakterini canlandıran Dafne Keen henüz 12 yaşında ve Logan kendisinin ilk sinema filmi. Filmde neredeyse repliği olmadan sadece bakışları ve şiddet sahnelerindeki role girmesiyle adeta 40 yıllık oyuncu performansı sergilemiş. Bu filmle ödül alacağı kesin. Gelelim yönetmenimize. Filmin aslında görüntü yönetmenliği de çok başarılı bu yüzden görüntü yönetmeni John Mathieson’u tebrik etmemiz lazım. Bir çizgi roman filmi için gerçekten çok üst düzey görüntüler yaratmış. Yönetmen James Mangold ise ilk Wolverine filminden sonra bu filme gerçekten neredeyse kusursuz bir finale imza atmış. Aslında bu film için için yapabileceğim ve muhtemelen izleyen birçok kişinin de yapacağı yorum “X-Men evreninin Dark Knight’ı” olacaktır. Şiddet sahneleri çok ustalıkla çekilmiş özellikle otel sahnesi ve ormandaki sahneler. Sinematografi az önce belirttiğim gibi muhteşem. Bize de bu filmi izlemek ve hayran kalmak düşüyor.
Son olarak 2000 yılından bu yana tam 17 yıldır WOLVERINE (Logan) olarak çocukluğumuzda, gençliğimizde ve bazılarımızın da yetişkinliğine renk kattığın için sonsuz teşekkürler Hugh Jackman.

Yorum Gönderin