İstanbul Film Festivali iki hafta boyunca, yine İstanbullu sinemaseverleri bir araya toplayan, en klasik deyimiyle onları dünyalarından koparıp ama aynı zamanda önlerinde yepyeni dünyalar açan bir etkinlik olarak hayatımıza girdi.
Hepimizin toplandığı etkinliğin ismi aynı olsa da, herkesin festivali farklı bize göre… Seçtiğiniz filmler ve yönetmenler, takip ettiğiniz bölümler kendi festival öykünüzü oluşturacak. Özellikle festivale yıllardır bir okul gibi devam eden kurt festivalciler, zaten kitapçığı ellerine alıp yarım saat bakınca gidecekleri filmleri hemen seçme yeteneğine sahipler.
Bakınız olarak biz kurt festivalcileri bir kenara bırakıp, genç festivalcileri dikkate alarak küçük bir rehber hazırladık. Umarız filmlerinizi seçerken yardımcı olur:
1.Eğer az sayıda film seçebilecek bir bütçeniz varsa, festival dışında izleyemeyeceğiniz filmlere ve yönetmenlere ağırlık verin. Uluslararası yarışma ve dünya festivallerinden bölümleri, başka zaman kolay kolay izleyemeyeceğiniz yönetmenleri sunar.
2.Zamanınız bol ve bütçeniz geniş, hatta “bu yıl rekor kıracağım!” diyenlere önerimiz çeşitlilik. Kendinizi zevklerinizin esiri yapmayın. Her festival, ufkunuzu açacak birçok farklı ekol ve yönetmen barındırıyor. Olabildiğince farklı sinema ekollerinden filmler seçerek bir liste oluşturun.
3.”Benim zamanım kıymetli, araştırma yapmadan film seçmem” diyorsanız, özellikle genç ustalardan uzak durun. İKSV listeyi genel olarak Berlinale ve Venedik Film Festivalleri’ni baz alarak seçiyor. Bu iki festivaldeki eleştirileri okuyarak film seçin. ABD ağırlıklı bir içeriğe sahip Sundance’le ve arada neredeyse 1 yıl fark olduğu için Cannes’la vakit kaybetmeyin. Tabi bir de Bakınız’ı takip edin.
4.Listenize mutlaka bir “ustalara saygı” filmi koyun. Filmi izlemiş bile olsanız, sinema perdesinde izlemenin keyfini yaşayın.
5.Açılış ve kapanış filmlerinden, eğer filmi izlemek istiyorsanız uzak durun. İnsanlar genelde oraya filmi izlemek için değil festivali kutlamak veya veda etmek için gelirler. Ülkemiz sinema camiası özellikle açılış filminde buluşur ve ortam biraz gürültülü olur. Filmi izlemek istiyorsanız, tekrar gösterimini seçin.
6.Gösterim şansı bulamayan veya çok az salonda gösterime girebilen Türk filmlerini sakın kaçırmayın. Eğer geniş bir liste oluşturduysanız, mutlaka Türk filmlerinden 5-6 film ekleyin. Filmleri izledikten sonra caddede “Ben de bir sinema ülkesinde yaşıyorum artık. Bizimkilerin, izlediğim diğer filmlerden bir farkı yok” diye gerinerek dolaşın. Bu arada antraktta fuayeye ilk çıkan ve arkasından çıkanları izleyen kişi, filmin ya yönetmeni, ya da senaristidir, heyecanına ortak olun.
7.İlk festivalinizse, bu festivali özel yapmak için elinizden geleni yapın. Aynı gün dört filme gidin, geceyarısı çılgınlığından bir film seçin, sabahın köründe kalkıp ilk gösterime gelen ilk kişi siz olun. İnsan ilk aşkını da, ilk festivalini de unutmaz.
8.Sinemada insan hakları ve belgesel kuşağından iki-üç film seçin. Sinemanın bir görme ve yorumlama biçimi olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Ama listenizi bu iki kuşak üzerine kurmayın. Festivali tüm yönleriyle yaşamaya bakın.
9.Canlandırma sineması dikkatli yaklaşmanız gereken bölümlerden biri. Eğer ekol veya yönetmenle ilginiz ve bilginiz yoksa uzak durun.
10.Kısa filmleri de ihmal etmeyin. Seçkileri mutlaka izleyin. Gelecekte “Bu yönetmenin daha gençken ilk kısa filmini izlemiştim festivalde” diye böbürlenmek için altyapı oluşturun.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.