Oscar 2019: Yabancı Dilde En İyi Film Dalı İçin Yarışabilecek Filmler

Ödül sezonu bahane aslında, amaç oyuncu kadrosuyla, yönetmeniyle, konusuyla heyecanlandıran filmlerden bahsetmek aslında. O yüzden pek adetim olmasa da gelecek ödül sezonunda gösterilebilecek, Oscar ve diğer ödüller için yarışabilecek İngilizce dışı filmleri derlemek istedim. Her sene olduğu gibi bu yıl da filmlerin başarısı Cannes, Venedik, Toronto ve Telluride festivallerinden alacakları eleştirilere ve dağıtımcılarının yapacakları kampanyalara bağlı. Genelde orada ağır bir şekilde eleştirilen filmler bir daha toparlanamayıp yarışı erkenden bitiriyorlar ya da kötü bir dağıtımcıyla anlaşanlar filmlerini tanıtamayıp eleniyorlar. Ama aşağıdaki filmleri çeken kişilerin çoğu daha önceki filmleriyle bilinen isimler oldukları için filmleri iyi eleştiriler alması halinde ödül için iddialı olacaklardır.

Todos lo Saben/Everybody Knows (İspanya): Avrupa filmleri arasında beni en çok heyecanlandıran film, Asghar Farhadi’nin vizyona hazır hale getirdiği psikolojik gerilim filmi Todos lo Saben. Javier Bardem, Penelope Cruz ve Ricardo Darin’in başrolde yer aldığı filmin Cannes’da gösterileceğini düşünüyoruz. Oradan olumlu eleştiriler alırsa Oscar ve Altın Küre’nin yabancı dilde en iyi film dalı için filme kampanya yapılacaktır. Olur da olumlu eleştiriler alırsa uzun bir aradan sonra İngilizce konuşmayan bir oyuncu Oscar’a aday olabilir. Farhadi oyuncularından dört dörtlük performanslar alan birisi olarak yeni başrollerinden de sağlam performanslar almıştır. İyi bir kampanyayla Cruz-Bardem çifti ödül sezonunda öne çıkabilir.

Sunset (Macaristan): Yabancı dilde en iyi film dalının 2016’daki kazananı olan Son of Saul‘un yönetmeni Laszlo Nemes bu yıl Sunset‘le dönecek. Nemes bu filminin de fonuna savaşı (bu kez 1. Dünya Savaşı’nı) koymuş. Ama bu kez merkezde genç bir kadın var. Film cesur ve korkusuz bir kadın olan Irisz’in bir zamanlar ebeveynlerine ait olan, daha sonra ebeveynlerin ortağı Oszkar’a satılan şapka dükkanına gelmesini, Oszkar’dan iş istemesini ama adamın onu reddetmesini konu alıyor. Farhadi’nin filmi gibi Nemes’in filmi de bir ailenin sırlarına, bu sırların yıllar sonra ortaya çıkmasına odaklanıyor. Bakalım Nemes başarısını bu filmiyle devam ettirebilecek mi. Filmle ilgili daha fazla bilgi için şu eski haberi okuyabilirsiniz.

Roma (Meksika): Yıllardır Amerika’da film çeken usta yönetmen Alfonso Cuaron 8. filmi Roma‘yı memleketi Meksika’da İspanyolca dilinde çekti. Haberlere göre Cuaron 2006’dan beri bu filmi memleketi Meksika’da çekmek istiyordu. Sonunda geçen yıl dönüp bu filmini (bu kez Emmanuel Lubezki olmadan) çekti. Meksika dışında ünlü olmayan oyuncularla çalışan Cuaron bu filminde orta sınıftan bir ailenin 70’li yıllardaki sancılı yaşamlarını kronolojik bir şekilde anlatmış. Cuaron bu filminde çetelerin katliamlarına da değinmiş. Epey ciddi bir film geliyor gibi görünüyor. Filmle ilgili ilginç bilgiyse Cuaron’un senaristlik ve yönetmenliğin yanı sıra görüntü yönetmenliğini Galo Olivares’le birlikte üstlenmiş olması. Cuaron kurguya Adam Gough’la birlikte devam ediyor. Görüleceği üzere yönetmen bu filmini epey önemsiyor, zira daha önce filmlerinin görüntü yönetmenliğini üstlenmemişti (ama tüm filmlerini kurgulamıştı). Filmin vizyon tarihi henüz belli değil.

Loro/Them ve Dogman (İtalya): Yılın dikkatlerden kaçmayan diğer filmiyse Paolo Sorrentino’nun Loro‘su. İtalya’nın eski başbakanı Silvio Berlusconi’nin hayatına odaklanıyor bu film. İtalya’nın iki ünlü aktörü Toni Servillo’yla Riccardo Scarmacio başrolleri üstlenmişler. Servillo, Berlusconi’yi, Scarmacio ise Bunga Bunga adlı partilere 26 seks işçisini gönderen iş adamı Gianpaolo Tarantini’yi oynamış. Görüleceği üzere Berlusconi’yle ilgili pek çok skandalı anlatacak Sorrentino. Heyecanla beklememek zor. Öte yandan diğer İtalyan yönetmen Matteo Garrone de Dogman adını verdiği filmini tamamlamaya çalışıyor. Bu film de yıl içinde gösterime girecek. Film 80’lerde geçip bir intikamı konu alıyor. Garrone, Gomorrah‘la dikkatleri çekmişti.

Non Fiction, Girls of the Sun ve Maya (Fransa): Fransa’dan şimdilik üç isim öne çıkıyor: Juliette Binoche ve Guillaume Canet’yle Non Fiction adlı komedi filminde çalışan Olivier Assayas, Assayas’ın eski eşi Mia Hansen-Love’ın yeni filmi Maya ve Eva Husson’un yeni filmi Girls of the Sun. Assayas’ın filmi Oscar’a ilerleyecek gibi gözükmüyor uzaktan. Zira Paris’in sanat dünyasında geçip bir editörle bir yazarın orta yaş bunalımlarını, sanat dünyasını değiştirmelerini, bu dünyayı değiştirirlerken eşlerini de değiştirmelerini mizahi bir dille anlatıyor. Maya ise ciddi bir film. Gerçeklerden esinlenen bu film, 30 yaşındaki savaş muhabiri Gabriel’in Suriye’deyken rehin alınmasını, aylarca esaretten sonra Hindistan’a götürülmesini konu alıyor. Fransa’nın Oscar aday adayı olur mu zaman gösterecek. Şimdilik Fransa’dan bu filmler öne çıkıyor. Golshifteh Farahani’nin başrolde olduğu Girls… filmiyse IŞİD’le mücadele eden Kürt kadınlara odaklanıyor.

Ahlat Ağacı (Türkiye): Gelelim bize. Türkiye halen Oscar’da adaylığı tadamadı. Bu yıl Nuri Bilge Ceylan’ın büyük bir merakla beklediğimiz filmi Ahlat Ağacı’yla bu durum değişir mi bilemiyoruz, olur da ABD’de iyi bir dağıtımcıyla (Sony Classics) anlaşılırsa şansımız daha da yükselir. Ama tabii bundan önce Cannes’dan gelecek eleştirileri beklemek gerek. Murat Cemcir, Serkan Keskin ve Hazar Ergüçlü’nün başrolde yer aldıkları Ahlat Ağacı memleketine dönen bir yazarın babasıyla ilişkisini konu alıyor.

La quietud/The Quietude (Arjantin): El Clan filmiyle yıl boyunca adından söz ettiren yetenekli yönetmen Pablo Trapero şu sıralar La quietud adlı filminin çekimlerini tamamlayalı epey oldu. Arjantin/Fransa ortak yapımı bu film, Arjantin’de 7 haziranda vizyona girecekmiş. Yabancı dil dalında sürekli ödül kazanan Sony Pictures filmin yapım şirketleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla filme Oscar kampanyası yapabilir. Filmin başrollerini Fransız aktris Berenice Bejo’yla Venezüelalı aktör Edgar Ramirez üstleniyorlar. Gerilim türündeki film, Arjantin’in diktatörlük dönemini anlatacak. Babası hastanelik olunca Paris’ten Arjantin’deki evine dönen Eugenia (Bejo) yıllardır görüşmediği annesi ve kız kardeşiyle (Martina Gusman) karşı karşıya gelir, eski defterler açılır, olaylar gelişir.

Work ohne Autor/Work Without Author, Transit ve Caravan (Almanya): Almanya bu yıl Fatih Akın’ın In the Fade filmiyle şansını denedi ama Oscar’a aday olamadı. Ocak 2019’daysa Work ohne Autor veya Transit veya Caravan‘la şansını deneyebilir. Zira üç filmi de uluslararası arenada tanınan yönetmenler çekti. Work ohne Autor‘u The Tourist faciasından beri film çekmeyen, Oscar ödüllü Das Leben der Anderen‘in yönetmeni Florian H. von Donnersmarck çekti. Yönetmen bu filminde de Almanya’nın ikiye bölündüğü dönemi, Nazi rejimini işliyor. Bu kez bir yazarın Doğu Almanya’ya kaçmasını, ama geçmişini arkasında bırakamamasını anlatıyor. Caravan ise Victoria‘nın yönetmeni Sebastian Schipper’in yol filmi. Film Kongolu bir gençle bir İngiliz’in beraber yaptıkları yolculuğu konu alıyor. Şubatta Berlin’de gösterilip karışık eleştiriler alan Transit‘i se Christian Petzold çekti. Bakalım Almanya bu filmlerden birisini mi, yoksa başka bir filmi mi seçecek aday adaylık için. Ama Almanya’nın seçimi ne olursa olsun bu iki film de listeye alınmalı.

Vision ve Shoplifters (Japonya): Japonya’nın iki filmi mevcut şimdilik. İlki Naomi Kawase’nin Juliette Binoche’lu filmi Vision, diğeri Japonya’da haziranda gösterime girecek, tahminen Cannes’da gösterilecek Hirokazu Koreeda imzalı Shoplifters. Vision 997 yılda bir ortaya çıkan gizemli bir otun peşinden giden Jeanne’i merkeze koyuyor. Shoplifters ise hırsızlık yaparak geçimini sağlayan fakir bir aileyi merkeze koyuyor. Babayla oğlu bir gün dışarıda soğuktan donmak üzere olan küçük bir kızla karşılaşırlar ve onun bakımını üstlenmeye başlarlar. İki yönetmen de son filmleriyle iyi eleştiriler alamadılar, bakalım bu filmleri nasıl bulunacak.

Burning (G. Kore): Pek sevilen yazar Haruki Murakami’nin kısa öyküsü Burning yönetmen Lee Chang-dong tarafından sinemaya uyarlandı. Yoo Ah-In, Jeon Jang-seo ve Walking Dead dizisinin yıldızı Steven Yeun filmin başrollerini üstlenmişler. Burning olur da iyi eleştiriler alırsa Oscar yarışına dahil olabilir. Filmin konusu şöyle: Bir yazar bir arkadaşının sevgilisiyle tanışır. Adam yazara kundakçı olacağını itiraf eder, olaylar gelişir.

Zimna wojna/Cold War (Polonya): Oscarlı film Ida‘nın yönetmeni Pawel Pawlikowski bu filminde de savaşı anlatmaya devam edecek. Pawlikowski’nin yeni filmi Polonya, Berlin, Paris ve rahmetli Yugoslovya’da 1950’lerde savaş zamanında geçiyor, bir aşk öyküsünü konu alıyor. Çekimleri tamamlanan film bu yıla yetişecek.

Ash Is Purest White (Çin): Çin’in değerli sinemacısı Jia Zhang-ke bu yıl Ash is Purest White filmiyle dönecek. A Touch of Sin filmiyle yıla damgasını vuran yönetmen bu kez romantik bir öykü anlatıyor: 2001 yılında genç bir dansçı olan Qiao, Çin’in sanayi kenti Datong’ta yaşarken gangster Bin’le karşılaşır ve ona âşık olur. Çeteler arası savaş sırasında Bin’i korumaya çalışan Qiao işlediği suçtan sonra hapse atılır. Beş yıl sonra hapisten çıkar ve Bin’i aramaya başlar. Vizyona hazır hale gelen bu filmin galası Cannes’da düzenlenebilir.

Luxembourg (Ukrayna): Plemya filmiyle yıla damgasını vuran yetenekli yönetmen Myroslav Slaboshpytskyi bu filminden hemen sonra, 2016’da Luxembourg adlı filminin çekimlerine başlamıştı. Ne yazık ki proje duyurulduktan sonra yeni bir haber gelmedi. Dolayısıyla filmin bu yılki festivalllere yetişip yetişmeyeceğini bilemiyoruz. Film Çernobil felaketine (pek çok kişinin ölümüne neden olan nükleer felakete) odaklanacak.

Pajaros de verano/Birds of Passage (Kolombiya): Embrace of the Serpent filmiyle dikkatleri çeken Kolombiyalı yönetmen Ciro Guerra memleketinde film yapmaya devam ediyor. Guerra’nın bu yıl izleyeceğimiz filmi Birds of Passage adını taşıyor. Guerra bu filmi Christina Gallego’yla birlikte çekmiş. Film esrar ticaretinin hızla arttığı, çiftçilerin iş adamlarına dönüştüğü 1970’lerde geçip bir ailenin uyuşturucu ticaretinde öncü rolü üstlenmeye başlamasını, bu rolün beraberinde şiddeti getirmesini konu alıyor. Çekimler aylar önce tamamlandı.

Yorumlar

Bir cevap yazın