Özay Fecht Röportajı: Batson Oyunculuk Tekniği

Oyuncuların farklı tekniklerle çalıştığını oradan buradan duyuyoruz. Oyunculuk konusunda özel ilgisi olanları saymazsak, pek az sinefil bu teknikler hakkında fikir sahibidir. Türkiye’de de farklı teknikleri öğreten ya da uygulayan pek çok zanaatkârın olduğunu biliyoruz. Almanya’da yıldızı parlayan oyuncumuz Özay Fecht‘in ismini de son birkaç yıldır Susan Batson tekniğiyle verdiği oyunculuk eğitimleriyle duyunca işin aslını, erbabından öğrenmek için gönderdik epostamızı. Akabinde gelen olumlu yanıt bize merak ettiklerimizi peşisıra sorma fırsatı verdi. Bizim meraklı sorularımızı sabırla ve uzun uzun anlattığı için kendisine teşekkür ediyoruz.

Ayrıca oyunculuk konusunda, işin ehlinden ders almak isteyenler de kendisiyle fechtoz@aol.com eposta adresinden kendisiyle iletişime geçebilirler.

Öncelikle sizi daha yakından tanımak isteriz. Oyunculuk kariyerinizi kısaca dinleyebilir miyiz?

Ben liseyi bitirir bitirmez, 18 yaşımda, tek başıma Berlin’e gittim. Orada girdiğim bir tiyatro okulunun sınavını kazanamayınca, çocukluktan beri oyuncu olma hayallerim birden altüst oldu. Üniversitede amerikan filolojisi okumaya başladım ama bu arada özel bir okulda pandomim eğitimi gördüm. Commedia dell’Arte stilinde oyunlar koyan bir tiyatro grubunda çalıştım. Üç yıl sonra o gruptan ayrılıp sadece filmlerde oynamaya başladım ve bundan sonra hep oyunculuk mesleğimi sürdürdüm.

Yani o tiyatro okulunun sınavını kazanamayıp hayal kırıklığına uğramam çok az sürdü. Herhangi bir mesleğe karşı bir tutku varsa insan kolay kolay vazgeçmiyor. Hele oyunculukta bu çok önemli.

İstanbul doğumlusunuz. Nasıl oldu da sinema kariyeriniz yurtdışında başladı ve parladı?

Oyunculuk kariyerime Berlin’de başladığım için, tabii orada daha çok filmde rol aldım. Fakat alman-türk ortak yapımı filmlerde oynayıp, türk yönetmenlerle çalıştığım da çok oldu. Bunların içinde Erden Kıral’ın “Mavi Sürgün” filmi de var. Hatta o filmdeki rolümle SİYAD’ın en iyi yardımcı kadın ödülünü de almıştım. Son iki yıldır da çogunlukla Istanbul’da yaşıyorum.

Özellikle 40 metre kare Almanya filmindeki Turna karakterindeki başarınız, sizi bir dünya oyuncusu haline getirdi. O filmdeki başarınızı siz nasıl yorumluyorsunuz?

“40 metre kare Almanya” çok özel bir film. Oynadığım roldeki kadın evde kocası tarafından hapsedildiği için filmin hemen hemen 60 dakikasinda onu yanlız görüyoruz. Böyle bir rolü beyazperdede canlandırmak tabii kolay değil.

Ayrıca bu filmde kocamı oynayan Yaman Okay’ın performansı; yönetmen Tevfik Başer’in senaryosu, kamera, müzik… hepsi bu filmin bir kült olmasına ve dünya çapında bir çok festivalde ödül almasına neden oldu.

Son yıllarda isminizi daha çok oyuncu eğitmeni olarak duyuyoruz. Oyuncu eğitmenliğine nasıl başladınız? 

Ben Istanbul’a gelmeden önce Berlin’de de eğitmenlik yaptım; şimdi burada da devam ediyorum. Kamera karşısı oyunculuk dersleri avrupada ve Türkiye’de daha birkaç yıldır veriliyor. Eskiden bir oyuncu sadece tiyatro okulunda ders alırdı. Kamera karşısında oyunculuk biraz daha değişik. Orada oynamıyoruz; o karakter oluyoruz. Onun için de oynadığımız karakterin A’dan Z’ye kadar her şeyini bilmemiz gerekiyor.

Oyunculukta belli teknikler var. Siz Susan Batson tekniğini tercih ediyorsunuz. Öncelikle Susan Batson tekniği ile ilk nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız?

Ben Susan Batson’la önce Berlin’de tanıştım. Benim de katıldığım bir workshop için gelmişti. Tekniğinden o kadar etkilendim ki arkasindan New York’a gidip ondan iki yıl eğitim aldım.

Bu dediğim, “40 metrekare Almanya” filmindeki rolümle Almanya’da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldıktan 7 sene sonra oluyor. Ben öğrencilerime de söylüyorum, kendinizi geliştirmeye hep devam edin diye. Ödül aldım, artık benim eğitim görmeye ihtiyacım yok demedim.

Susan Batson tekniğiyle çalışan oyunculardan örnek verebilir misiniz? 

Susan Batson son yıllarda Nicole Kidman, Tom Cruise, Juliette Binoche, Jamie Foxx, Liv Tyler, Jennifer Lopez gibi starların koçluğunu yapıyor.

Diğer tekniklerden temel farkı nedir Susan Batson tekniğinin? Bu tekniği nasıl ifade etmek doğru olur?

Susan bir karakteri çalışırken, ta derinine inmek gerektiğini söylüyor. Ben de aynı şekilde çıplak kaldığımızı hissettiğimiz noktaya kadar derine inmemiz gerektiğini söylüyorum. Fakat daha önce, bir oyuncu olarak çocukluktan beri dışarı çıkarmaya korktuğumuz veya izin vermediğimiz saklı duygularımızdan kendimizi kurtarmalıyız. Bunu yaptıktan sonra aynısını oynayacağımız karakter için de uyguluyoruz. Hiçbir duyguyu göstermekten korkmuyoruz. Çıplak terimiyle bunu kastediyorum. Ama bu gerçekten çok uzun bir yol. Bir iki dersle olacak bir şey değil.

Siz bu tekniği olduğu gibi mi uyguluyorsunuz?

Susan Batson’ın tekniğini sadece ondan ögrenebiliriz. Ben iki yıllık eğitimimde öğrendiğim bazı şeyleri öğrencilerimle çalışıyorum. Ama artık benim de kendi tekniğim gelişti. Ayrıca her öğrencinin artısına, eksisine göre özel şeyler uyguluyorum. Yani herkesle aynı şeyleri yapmıyorum.

Bugüne kadar yetiştirdiğiniz oyunculardan tanıdıklarımız var mı?

Şimdiye kadar workshoplarıma veya özel derslerime gelenler arasında Tuba Büyüküstün, Selma Ergeç, Hilal Uysun, Belgüzar Korel, Fahriye Evcen, Kıvanç Kasabalı ve Tolgahan Sayışman’ı sayabilirim.

Peki, önümüzdeki aylarda sizi beyazperdede seyretme şansımız olacak mı?

Bu yıl Ümit Ünal’ın çektiği Gölgesizler filminde oynadım. Fakat film ne zaman gösterime girer bilemiyorum.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı: