Komiklikte Tenzilat!

recep-ivedik-2.jpg

Her zaman yeni oluşumlar, özellikle de yayıncılıkta çok heyecan vericidir. Hele bir de arada “amatör ruhla, profesyonel kalite” gibi tiradlar atılıyorsa oy oy oy! İşte canımızdan çok sevdiğimiz sitemiz Bakınız.com geçen sonbaharda, benzer cümleler eşliğinde hayata geçmişti. Kaliteli bir sinema yayıncılığına ihtiyaç olduğunu, işaret parmağımız havada cümlelerle anlatırken, taviz vermez bir site olacağımızı düşünüyorduk. Ancak gelin görün ki; popüler olma kaygısı yine başımıza belâ oldu. “Yeni oluşum” tiradları, yerini “yeniden yapılanma” klişelerine bırakır mı bilinmez ama editörümüzün bana gönderdiği eposta oldukça sarsıcıydı: “Pazartesi sabah Recep İvedik 2’nin basın gösterimi var. Onur gidiyorsun!”

Gittik filmi izledik. Film seansı saat 10.30 civarında başladı. Uzunca bir süre filmin dillere destan fragmanını izledik. Tam film başlayacak derken, salonun ışıkları yandı. Saat 12.30 olmuş, film bitmiş. Şaka bir yana Recep İvedik, yine aynı ilk filmdeki gibi ardı ardına gelen skeçlerden oluşuyor. “Hiç mi gülmedin?” diyecek olursanız, saklamanın âlemi yok; güldüm. Ama yolda herhangibir adamın tuhaf hareketleriyle karşılaştığımda güldüğüm gibi. İlginç bir film izlerkenki hazdan değil.

Filmin galasına gösterilen yoğun ilgi, geçen pazartesi günkü basın gösteriminde yoktu açıkçası. Aslında bu bir şeylere işaret. Geçen haftanın gazetelerine ve özellikle de gazete eklerine bakacak olursak; ya bir özel röportaj ya da ilgili bir haber, illâ ki bir Recep İvedik haberi gördük. Nasıl mesela? “Recep İvedik, Davos’a katılırsa ne yapardı” sorusuyla misal. Filme ilişkin bir şeyler konuşmak hakikaten zor çünkü. Şahan Gökbakar ve filmi beğenen insanlar (karakteri demek daha doğru), Recep İvedik’in “içimizden biri” olduğunu sürekli vurguluyor. Öyle olsa ne fark edecek ki?

Ancak bir de şu tarafından bakılabilir. Sadece Recep İvedik için değil, A.R.O.G. için de aynı şey geçerli; bu filmler biraz da stand-up fiyatlarının beşte birine, onda birine yurdum komiklerinin izlenmesi fırsatını yaratıyor. Sanıyoruz ki; bu gişe başarısının altında yatan en önemli sebep bu.

Ezcümle filmin sonunda sitemizin yayın çizgisiyle yine gurur duyduk. İyi ki bu tür sinemasal niteliği düşük filmleri görmezden gelerek hareket ediyoruz. Nitekim bizim sözümüz bu starların halleriyle değil, bizzat filmlerin kendiyle ilgili. Ortada nitelikli bir film olmadığına göre sorun yok. İlk filmin 4.5 milyon civarındaki gişesi, bu filmde de tekrarlar sanıyoruz. Bu da bir başarıdır sonuçta. Tebrik etmek gerekir mi? Bilinmez.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

“Komiklikte Tenzilat!” için 4 cevap

  1. zarri avatarı
    zarri

    Filmi henüz izlemedim.Aslında izleyeceğimi de düşünmüyorum;ama dikkati çeken husus filmin afişiydi.Dikkat edilirse 1.filmin afişiyle büyük ölçüde aynı.Sadece bu ayrıntıyla bile filmin baştan aşağı özensiz olduğu kanısındayım.

  2. zarri avatarı
    zarri

    Filmi henüz izlemedim.Aslında izleyeceğimi de düşünmüyorum;ama dikkati çeken husus filmin afişiydi.Dikkat edilirse 1.filmin afişiyle büyük ölçüde aynı.Sadece bu ayrıntıyla bile filmin baştan aşağı özensiz olduğu kanısındayım.

  3. Burak Ata avatarı
    Burak Ata

    Bir yapıma gülünüyor olması onun sinema filmi olduğunu göstermez. Onur Bey’in de dediği gibi sinema bileti fiyatına stand-up sunuluyor izleyiciye.
    Üzücü olan gişe rakamları ile bir filmin iyi film olması kriteri arasında kurulan koralasyon. Oysa çoğu durumda ikisi arasında pek bir ilişki yoktur. Her ülkede sinemaya giden izleyici sayısı üç aşağı beş yukarı bellidir. Örneğin Türkiye’ye baktığımızda bu rakam taş çatlasın bir milyondur. Bunun üstünde izleyici çeken yapımlar genellikle daha iyi olduklarından değil, normalde sinema izleyicisi olmayanları da sinemaya -bir şekilde- çekebildikleri içindir. Recep İvedik özeline dönersek, televizyonda elde kumanda zaplanırken izlenebilecek rahatlıkta bir skeçler bütününü sinemaya taşıyınca normalde sinemaya adımını atmayan -benzer bir yapım gelmeden bir daha da atmayacak- kişiler de salonları doldurdu.

  4. Burak Ata avatarı
    Burak Ata

    Bir yapıma gülünüyor olması onun sinema filmi olduğunu göstermez. Onur Bey’in de dediği gibi sinema bileti fiyatına stand-up sunuluyor izleyiciye.
    Üzücü olan gişe rakamları ile bir filmin iyi film olması kriteri arasında kurulan koralasyon. Oysa çoğu durumda ikisi arasında pek bir ilişki yoktur. Her ülkede sinemaya giden izleyici sayısı üç aşağı beş yukarı bellidir. Örneğin Türkiye’ye baktığımızda bu rakam taş çatlasın bir milyondur. Bunun üstünde izleyici çeken yapımlar genellikle daha iyi olduklarından değil, normalde sinema izleyicisi olmayanları da sinemaya -bir şekilde- çekebildikleri içindir. Recep İvedik özeline dönersek, televizyonda elde kumanda zaplanırken izlenebilecek rahatlıkta bir skeçler bütününü sinemaya taşıyınca normalde sinemaya adımını atmayan -benzer bir yapım gelmeden bir daha da atmayacak- kişiler de salonları doldurdu.

Bir cevap yazın