Türkiye’de popüler kültürün son 10 yılına bakıldığında öne çıkan ama seriden 1-2 yıl geçtikten sonra pek üzerinde durulmayan bir fenomendi Recep İvedik…
Türkiye’de TV’de küfredilememesinin, absürd sayılabilecek mizah türünün memlekette pek bulunmamasının avantajını kullandı. Türkiye’de ekol yaratan ustaların mizahının biraz fazla didaktik olması yaratıcısı Şahan Gökbakar’ın önünü açtı. Gökbakar, yeni dönem medyanın kanallarından yetişen, orta sınıftan zengin sınıfına hızlı-geçiş yapmış genç ve akıllı bir şovmendi. Özal döneminde doğup büyüyen, hayatlarının büyük bölümü bilgisayar karşısında geçen, ABD orta sınıfının çocukları hayatı nasıl yaşıyorsa öyle yaşayan kitledendi. İnsanları güldürmek için doğru tellere dokunmayı iyi biliyordu ve önündeki boşluğu iyi doldurdu. Daha sonra o boşluğun internet ve sosyal medyadan gelen içerikle dolması kendisinin ve tiplemesinin önünü tıkadı. Yaptığı abartıya dayalı mizahı artık birçok internet sitesinde, facebook’ta duvarımıza düşen caps’lerde görebiliyoruz. İnci sözlük gibi oluşumlar Şahan Gökbakar’ın pek suya sabuna dokunmadan yaptığı mizah türüne politika, sansür karşıtlığı gibi olguları da başarıyla yedirdi ve Recep ivedik’e güçlü ve daha temeli bulunan rakipler oluşturdu.
Bu durum Gökbakar’ın pek umrunda olmadı çünkü zaten küpünü doldurmuştu. Kendisi gibi büyüyen ve orta-üst gelir düzeyine sahip olan kesimin de kodlarını, nelere güldüğünü iyi bildiği ve akıllıca kullandığı için yaptığı işe belirli bir yere kadar saygınlık da kazandırdı. Ancak Şahan Gökbakar, bu saygınlıktan daha fazlasını isteyince ortaya garip bir durum çıktı.
Önce kendisinden bir kuşak önce doğup büyüyen, Leman’da yetiştiği için abilerinden eğitim alan, mizahını küfür ve mizansen değil kelime oyunlarına ve hayat deneyimlerine dayandırdığı için daha “zeki” olarak algılanması normal olan Cem Yılmaz’a sardı. İkisinin yeteneklerinin onları getirdiği yerler ve yaşayış biçimleri aynıydı. Ama Cem Yılmaz’ın temellerinin daha sağlam olduğu sadece ikisinin sinema filmlerine bile bakılarak rahatlıkla gözlemlenebiliyordu. Sonra Recep İvedik serisinin aksine “senaryosu-konusu” bulunan bir filmle saygı arayışını sürdürdü. Celal ile Ceren yine iyi gişe yaptı ama İvedik serisinin yanında sönük bir başarıydı. Hitap ettiği kitle onu kafasında Recep İvedik olarak konumlamıştı ve bunu yıkmayı başaramadı.
Ve sonra bugüne geldik…
Bugün 1 mayıs’ta attığı tweet’ler Gökbakar’ın önündeki çıkmazı gözler önüne seriyor. Hiç anlamadığı, en ufak yetkinliğinin bulunmadığı bir konuda ahkam kesmeye çalışması, aldığı yanıtlar üzerine konudaki bilgisizliğini kabul edemeyip, kendine yediremeyip “liseli ergen” düzeyinde mesajlar atması Gökbakar’ın “saygı ve kabullenilme” arayışını gösteriyor.
Yazdıklarının içeriği tartışılır. 1 Mayıs ve olaylar konusu “yetkin”, konu hakkında daha çok bilgi sahibi olan kişiler tarafından zaten tartışılıyor ve tartışılacak da… Ama Gökbakar’ın kendisini aşan bir konuda kendini gösterip kabullenilmeye çalışırken sarfettiği görüşlerin hamlığı haliyle büyük tepki çekiyor. “Ne zaman hak hukuk tas molotof atip catisarak alinabildi? Bana bunun gecer akce oldugu bir tek yer soyleyin? Birakin bunisleri koruklemeyi!” diye attığı tweet’in bir kullanıcıdan aldığı “he amk. hak hukuk hep pizza yiyip PS karsisinda gotu yayarak alindi haklisin…” şeklindeki yanıt durumu en iyi şekilde özetliyor… Gerçek insanların, gerçek hayatları, hamburger/play station kültürüne ağır ve yabancı geliyor.
Hayatını hep kısa yoldan yaşamış, ciddi sorunlarla hiç karşılaşmamış, önündeki boşluğu doldurarak zengin olmuş ancak bu zenginliği kendisine yetmemiş olacak ki hala kendini farklı platformlarda gösterip saygı görmeye çalışan bir popüler kültür ikonunun acıklı halini izliyoruz. Bundan sonra daha çok para kazanacağının, daha çok popüler olacağının ama asla hem bu işten para kazanıp, hem de saygı gören ustalardan biri olarak anılamayacağının farkında büyük bir ihtimalle… Umarız bu “kabullenilme” arayışı daha uzun sürmez, bilmediği konularda ileri-geri konuşmayı keser de “entelleri” rahat bırakır…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.