Sean McGinly Röportajı


sean-mcginly-1.jpg

The Great Buck Howard baştan aşağı özgün bir film değil. Fakat çarpıcı oyuncularıyla, Tom Hanks’in yapım şirketinden çıkma bir bağımsız oluşuyla ve ilgi çeken konusuyla bizim algılarımıza takılmıştı. 20 martta Amerika’da gösterime girecek olan filmin önincelemesini yapmıştık fakat aklımıza takılan bazı sorular da vardı. Özellikle filmin yapımcısı olan Tom Hanks’in oğlu Colin Hanks’in başrolü oynaması içimize kurt düşürmüştü. Yabancı mecralardan öğrendiğimiz baba Hanks’in yönetmen Sean McGinly’nin önceki filmlerinden etkilenerek bir sonraki projesine koşulsuz yapımcı olduğuydu. Merak bu ya, ulaşmayı denedik yönetmen McGinly’ye. Kendisiyle irtibata geçebildiğimizde bize sıcak bir cevap yazan yönetmene eposta aracılığıyla merak ettiklerimizi sorduk.

Açıkçası sizi çok iyi tanımıyoruz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Philadelphia’ya doğdum ve Washington DC’nin biraz dışında büyüdüm. Lisedeyken sinema ve film yapımı konularına merak saldım.

Senaryo yazmaya, film yapımına ve genel olarak sinemaya sizi çeken neydi?

Sanırım sağlam bir videocunun yakınında oturmamın etkisi büyüktü. Çünkü bu videocuda filmler yönetmen isimlerine göre gruplanırdı. Öyle entellektüel bir ortamda büyümedim. Fakat filmlerin yönetmenlere göre gruplanmasının bende garip bir his uyandırdığını hatırlıyorum. Zamanla sevdiğim filmlerin aynı yönetmenlere ait olduğunu keşfettim. Bir çeşit roman yazarı gibi filmlerin de bir yazarın elinden çıktığını anlamam benim için dönüm noktasıydı.

Sonrasında kendinizi nasıl geliştirdiniz?

Bu konuda takıntılı biri haline geldim fakat yıllarca film yapmanın hayalini kurmak ve çok sayıda filmi tekrar tekrar seyretmek haricinde hiçbir şey yapmadım diyebilirim. Fakat senaryo çalışmalarına erken yaşta başladım. İyi değillerdi elbette ama yazmaktan büyük keyif alıyordum. Zamanla da iyi yazmayı öğrendim diyebilirim.

sean-mcginly-4.jpg

Son filminizle ilgili merak ettiğimiz bir soruyu hemen sormak istiyorum. Başrol için Colin Hanks’i öneren Tom Hanks miydi?
Hayır. İlk olarak Colin’le irtibata geçtim aslında. The Great Buck Howard’ın senaryosunu kendisine gönderdim. Orange County filminde kendisini seyretmiştim ve bu filmdeki karaktere çok uygun olduğunu düşündüm. O da senaryoyu ve karakteri beğenince projeyi Playtone’a sunmamızı önerdi. Tom ve ortağı Gary Goetzman projeyi beğendiler ve işe öyle koyulduk.

Tom Hanks’in filmde oynaması sizin için de sürpriz olmuş sanırım.

Evet. Öncelikle maddi imkan bulma konusunda Tom’un şirketi oldukça bonkör davrandılar diyebilirim. Tabii yine onun sayesinde harika bir oyuncu kadrosu oluştu. Ana kadro oluştuktan sonra çalışmalara başlamıştık. Ve bir gün Tom, hiçbir sebep yokken, baba karakterini kendisinin oynayacağını açıkladı. Evet sizin söylediğiniz gibi herkese sürpriz oldu bu çünkü karakterin sadece iki küçük sahnesi vardı. Sanırım oğluyla karşılıklı oynama imkanı Tom’u etkiledi.

sean-mcginly-3.jpg

The Great Buck Howard filmi kişisel deneyimlerinizden çıkmış diye öğrendik. Bu deneyiminizi kısaca anlatabilir misiniz?

Aşağı yukarı filmdeki karakter kadarken, yani 22 yaşındayken The Amazing Kreskin isimli bir mentalistin yanında 4 ay kadar çalışmıştım. The Great Buck Howard karakteri tamamen ondan ilham ve örnek alarak ortaya çıktı. Hatta filmin ilk 10-15 dakikası birebir benim hayatımdan alıntıdır diyebilirim. Tabii sonrası biraz kurgu, biraz abartı… John Malkovich’in karaktere katkısı da yadsınamaz fakat işin çıkış noktası Kreskin’dir.

Bir yönetmen için John Malkovich ve Tom Hanks gibi oyuncularla çalışmanın anlamı nedir?

Benim için Tom ve John’la çalışmanın dünya kadar anlamı var. Gerçi, başrol olması dolayısıyla daha ziyade John Malkovich’le çalıştım. Tom Hanks’le çalışmak da harikaydı fakat onunla sadece 2 tam gün çalışabildik; sadece 2 sahnesi vardı. John’la toplam 6 hafta birlikte çalıştık ve ne kadar yaratıcı olduğuna inanamazsınız. Her yeni gün karakteri hakkında yeni bir şeyle geliyor ve ondan çok fazla şey öğrendim. O sanki usta [master] gibiydi ve her şey bittiğinde, net bir şekilde çok yol katettiğimi hissettim.

john-malkovich-the-great-buck-howard.jpg

Geçen sene Sundance Film Festivali’nde gösterildiğinde nasıl tepkiler almıştınız?

Sanırım güzel tepkiler almıştık. Sundance benim için garip bir tecrübeydi. O zamana kadar bu kadar kişinin dikkatini üzerimde topladığımı hatırlamıyorum ve açıkçası bundan hiç hoşlanmamıştım. Benim için fazla çılgın, çok fazlaydı. Yanlış anlaşılmak da istemem; ne mutlu ki festival sayesinde film pek çok kişinin dikkatini çekti.

Bir sinefilin gözünde filminizi özel kılan noktalar neler olabilir?

Bence sinefiller filmi beğenecekler. Hiçbir şey değilse bile Sunset Boulevard [1950], My Favorite Year [1982], The Dresser [1983] gibi muhteşem filmlerin geleneğinde hayata geçirilmiş bir film. Elbette onlar kadar iyi olduğunu iddia etmiyorum fakat umarım gün gelir, onlarla birlikte gruplanan bir film olur.

Ayrıca Steve Zahn, Emily Blunt, Ricky Jay, Griffin Dunne gibi henüz şöhret olmamış harika yeteneklerin de filmde var olması önemli bir nokta diye düşünüyorum.

sean-mcginly-2.jpg

Aslında siz bu filmi bitireli epey bir zaman oluyor. Şimdi üzerinde çalıştığınız başka projeler var mı? Biraz bahsetmeniz mümkün müdür?

Evet, ben her zaman yazıyorum; hep yeni ve farklı bir projenin peşindeyim. Mesela Steve Tesich tarafından yazılmış Karoo isimli bir kitabı senaryolaştırdım. Çok ilginç ve beni heyecanlandıran bir öyküsü var. Yakın zamanda onu çekmeyi umuyorum. Umuyorum dememin sebebi tüm yapımcılar şu anda The Great Buck Howard’ın gösterime girmesini bekliyor. Onun nasıl bir iş yaptığını görmeden kimse böyle büyük bir işe girmeye can atmıyor.

Uzun süredir bekliyordum fakat burada 20sinde gösterime giriyor nihayet. Bakalım… umarım iyi bir iş yapar da bir sonraki filme geçebilirim artık.


Leave a Reply