Scorsese; De Niro, DiCaprio ve Pitt’i Yönetecek

Şu sıralar bir yandan “Silence” filminin ön hazırlıklarıyla, diğer yandan HBO’da yayınlanacak, 80’lerin Rock’N’Roll dünyasına odaklanacak isimsiz dizinin pilot bölümünün çekimleriyle meşgul olan Martin Scorsese onca projesine bir film daha ekledi. Bizleri çok heyecanlandıran bu proje ne yazık ki bir yandan da üzdü. Şimdilik adı açıklanmayan proje, Robert De Niro (“Casino”dan sonra ilk kez yönetmenin… Okumaya devam et Scorsese; De Niro, DiCaprio ve Pitt’i Yönetecek

Jenerikler Arasında Farklı Bir Yolculuk

Uzman yazarlarımızdan Edip Can Rende, bir filmin en önemli bölümlerinden jeneriklerin arasında özel ve farklı bir tur hazırladı.

Martin Scorsese’den “Kumarbaz”

Sayın okuyucular gün geçmiyor ki Martin Scorsese’den çekeceği filmlerle ilgili haberler almayalım. Evet, Scorsese cephesinden bir haber daha geldi. Silence’tan sonra hangi filmi çekeceği belli olmayan, adı sürekli projelerle anılan ve bu projeleri sürekli değişikliğe uğrayan Scorsese, Leo’yla tekrar çalışmak istiyor. Aylar önce gene böyle bir haberde çekeceği projeleri listelemiş (bkz.:https://www.bakiniz.com/martin-scorsese-projeleri/) ve DiCaprio’yla  Amerikan borsasını… Okumaya devam et Martin Scorsese’den “Kumarbaz”

Poster: Hugo (Martin Scorsese)

Martin Scorsese’nin yönettiği Hugo’nun posteri, bazı sinemaların fuayelerinde yer aldı. Poster henüz resmi olarak dağıtılmamış olsa da şu anda tüm twitter’da posterin fotoğrafları paylaşılıyor. Filmi 25 Kasım’da izleyeceğiz.

Şizofreniyi Konu Edinen 15 Film

Şizofreni, hem yönetmenlerin hem de oyuncuların ilgi gösterdiği bir konu. Oyunculara kendi yeteneklerini gösterme fırsatı tanır bu tür karakterler. Bu tür karakterleri oynamak gerçekten de zordur. Belki de oyuncunun oyunculuğunu konuşturacağı az sayıdaki karakter özelliklerinden bir tanesidir. Şizofreniyi konu edinen filmlerden bazılarına bakıldığında da yönetmenlikte veya senaryoda bir özgünlük olmasa da oyunculuk anlamında tatmin edicidirler.… Okumaya devam et Şizofreniyi Konu Edinen 15 Film

Martin Scorsese Fırtınalı Aşkın Peşinde

Bir çok yönetmen dönem filmlerine dikkatli yaklaşır. Yönetmenler tarihi filmlerde iki kat daha fazla çalışır, ayrıntılara daha fazla dikkat etmek zorundadırlar. Ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler IMDB’nin Goofs bölümü “O devirde öyle radyo yoktu, o avize daha o dönem kullanılmıyordu” gibi yorumlarla dolar. İnsanların kafalarındaki tarih algısı farklı olduğu, yaşananları farklı yorumladıkları için filminiz tartışılır.… Okumaya devam et Martin Scorsese Fırtınalı Aşkın Peşinde

Bir Zamanlar: Taxi Driver @ Cannes

Cannes, 1976… Giderek ünlenmeye ve amerikan bağımsız sinemasında başı çekmeye başlayan Martin Scorsese, I Call First, Boxcar Bertha, Mean Streets, Alice Doesn’t Live Here Anymore gibi küçük bütçeli filmlerinin ardından ilk kez Taxi Driver gibi daha büyük sayılabilecek bir yapımı yönetti. Film, ABD’de gişe rekorlarını kırdıktan sonra Cannes’da “En iyi Film” kategorisinde yarışmaya hak kazandı.… Okumaya devam et Bir Zamanlar: Taxi Driver @ Cannes

Sinemada Yönetmen-Oyuncu Ortaklıkları

Sinemada herhangi bir ortaklık hep ilgimi çekmiştir. Mesela görüntü yönetmenleriyle yönetmenlerin, müzisyenlerle yönetmenlerin ortaklıklarını hep incelerim. Yönetmen en çok hangi müzisyenle, teknik ekiple çalışıyor bir bakarım. Ama en çok ilgimi çeken yönetmen-oyuncu ortaklıkları. Bazıları kısa vadeli olabiliyor, bazılarıysa ilk değineceğim ortaklık olan De Niro-Scorsese ortaklığı gibi 8 film gibi uzun vadeli olabiliyor. Sinemada bir sürü… Okumaya devam et Sinemada Yönetmen-Oyuncu Ortaklıkları

Soundtrack: Goodfellas (1990)

Martin Scorsese, 46 yıllık sinema yaşantısına nice başyapıtlar sığdırdı ama bugüne kadar çektiği hiçbir film Goodfellas – Casino ikilisi kadar (belki son The Departed’ı da ekleyebiliriz) kalabalık olmadı. Filmleri “on yıllara” ayırıp hızlı tempolu ve bol müzikli anlatan, üstelik çaldığı müziği de dönemine ve içinde bulunduğu sahneye cuk oturarak seçen yönetmen, bu iki filminde yaklaşık… Okumaya devam et Soundtrack: Goodfellas (1990)

Biz Biliyoruz da mı Oynuyoruz?

Kameranın cazibesine kapılmamak zordur. Bir kere size yöneltilmiş, size bakan bir alet. Belediye otobüsünde ön koltukta oturan 2 yaşındaki çocuk gözlerini diktiği zaman bile insan izlenme psikolojisini tadabiliyor. Kaldı ki, sizin görüntünüzü kaydedip en az onlarca kişiye izletebilecek bir alet, merak etmemek elde değil. Tezahürlerini maç sonu röportajlarında kameraya coşkuyla el sallayan vatandaşımızda veya dış… Okumaya devam et Biz Biliyoruz da mı Oynuyoruz?