Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan? Sinema ile ilgili bir yazının giriş cümlesi için oldukça alışılmadık olduğunun farkındayım. Yine de konumuzla çok ayrıksı değil. Örneğin aynı düzlemde sanatın kimin için yapıldığı saatlerce tartışılabilir. Ben sanatı bir kademe daha daraltıp sadece sinema kimin içindir, kimler anlamalıdır; birileri illâ anlamalı mıdır, bunu anlatmaya çalışacağım. Yetmezmiş… Okumaya devam et Bir Filmi Okumak ve Anlamak
Etiket: STANLEY KUBRICK
Stanley Kubrick!
Çoğumuza sinema aşkını tanıtan, hayata dair yol gösteren önemli yönetmenlerden biri Stanley Kubrick. Çok önemli biri. Sinema için, dünya için, bizim için önemli. On yıl önce vefat eden Kubrick’i hatırlamanın en iyi yolu elbette filmlerini yeniden seyretmektir. Zaten sinema külliyen böyledir ya, platform itibarıyla iş edindiğimiz mesele de okuyucuda bir filmi seyretme ya da yeniden… Okumaya devam et Stanley Kubrick!
2001: A Space Odyssey
Bakınız için yazan: Ufuk Eriş Arthur C. Clark ve Kubrick’in, muhteşem bir ‘uzay kafasıyla’ ortaya koydukları eser üstüne söylenecekler çoktur. Ancak bir yerlerden de başlamak gerekir. İnsanı ve insanın macerasını anlatan bu filmden yola çıkıp kendi maceramızı da düşünmek için filmin yaptığı gibi yalnız belli tabelalar çakarak yol alacağım. Odyssey sözü Odiseus’dan kaynaklanır. Odiseus’un macerası… Okumaya devam et 2001: A Space Odyssey
Kubrick’in Bitmeyen Senfonileri
Her yazarın, yönetmenin, bestecinin kısacası sanatçının hayatında ‘bitmemiş, hayal edilmiş, üzerinde çalışılmış’ ama hiç başlanamamış, yarım kalmış eserler vardır.Konu Kubrick olunca durum biraz daha farklı… Hem ustanın zamansız ölümü, hem de giriştiği her projenin hakkını vermesi nedeniyle insanlar sinema tarihinin en büyük beyinlerinden birinin içinden neler geçtiğini hep merak etti. Ölümünden bugüne kadar geçen 10… Okumaya devam et Kubrick’in Bitmeyen Senfonileri
Clockwork Orange
1971 yapım Otomatik Portakal Kubrick’in belki de en katmanlı filmidir. Kamuda rahatsızlık ve dolayımlı olarak tartışma yaratacak malzemenin kokusunu çok iyi alan Kubrick Usta Burgess’in 1961de yazmış olduğu romanda neyi yapamadığını, hangi adımı atamadığını hemen tespit edip işe koyulmuş. Benim için sinema tarihinin en kıymetli filmlerinden biri olan Clockwork Orange pekçok farklı açıdan ele alınabilir;… Okumaya devam et Clockwork Orange
Dr. Strangelove: Güldürürken Düşündürmek Hayal mi?
Öyle bazı filmler vardır zihnimde bir takım düşüncelerin, kavramların özeti gibidir. Bir şey anlatmak istediğimde bu filmleri referans gösteririm. Mesela iletişimsizlik için Sürgün veya Lost in Translation birebirdir. Savaşın saçmalığını bana en iyi Dr. Strangelove anlatmıştı. Bu şahane film, savaşın yönetenler cephesinden nasıl göründüğünü görebilmemiz için hayali, mübalağlı bir uç pencere sunar. Lakin, bu küçük… Okumaya devam et Dr. Strangelove: Güldürürken Düşündürmek Hayal mi?
Lolita: Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları
Konuk yazarımız Şirin Bahar Demirel Stanley Kubrick dosyamız kapsamında usa yönetmenin Lolita uyarlamasını yazdı.
Bir Miti Kurcalamak
mit isim Fransızca mythe 1 . Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos. 2 . Mecaz Efsaneleşen kavram veya kişi. Türk Dil Kurumu’nun mit sözcüğünün karşısına yazdığı açıklamalar bunlar. Ancak ben en doğru açıklamanın amerikalı yazar James Feibleman’dan geldiğini düşünüyorum: “Mit, artık kimsenin inanmadığı dinlere… Okumaya devam et Bir Miti Kurcalamak
Lolita: Çiçek Açmış Genç Bir Kızın Gölgesi
Let us leave pretty women to men devoid of imagination. Marcel Proust Orta yaşı geçkin erkeklerin büyük bir kısmının fantezisini rus yazar Vladimir Nabokov anlatılabilecek en mükemmel şekilde ortaya koydu. Yazarın ingilizce yazdığı eser, o dilin büyük yazarlarının ulaşamadığı bir gramer zenginliği içeriyordu. Normal bir yazar 20 bin civarında kelime kullanırken Nabokov, 50 binden fazla… Okumaya devam et Lolita: Çiçek Açmış Genç Bir Kızın Gölgesi
The Shining
Eski bir öğretmen olan Jack Torrance, karısı Wendy ve oğlu Danny ile bütün kış kalıp bekçiliğini yapacağı, bir yandan da ona varolduğunu hissettirecek yazarlık uğraşısını gerçekleştirmek için Colorado dağlarındaki Overlook oteline yerleşir. Jack, otele ilk adım attığı andan itibaren burada daha önceden bulunmuş olduğu hissine kapılır ve o andan itibaren kendini bu otele ait hisseder.… Okumaya devam et The Shining
Eyes Wide Shut
Stanley Kubrick’in son filmi Eyes Wide Shut, türkçesiyle Gözleri Tamamen Kapalı, ele alınması en zor, bir o kadar da en çekici olanı. Atmosfer yaratma ustası Kubrick her filminde olduğu gibi bunda da bizi bambaşka bir dünyaya sokar ve yine her filminde olduğu gibi bu filmde de kedinin fareyle oynadığı gibi oynar. Ben zor film seçerim… Okumaya devam et Eyes Wide Shut
Paths of Glory: Çukurdakiler Ve Şatodakiler
Bakınız için yazan: Balkan Talu Stanley Kubrick, Zafer Yolu (Paths of Glory) filmini Hollywood ‘Yağmurda Dans’ dönemine girdiği sıralarda yaptı. Kubrick daha 1957 yılında bizim insaniyetimizi sual etmeye başlamıştı. Vatan millet nutuklarına karnı hep tok oldu. Onun içindir ki hep çukurdakilerden, kölelerden yana saf tuttu. Zafer Yolu bu duruşun en önemli belgelerinden biri. Stanley Kubrick’in… Okumaya devam et Paths of Glory: Çukurdakiler Ve Şatodakiler
Kubrick Notları
Filmlerinden bazı replikler “You’d be killing a horse – that’s not first degree murder, in fact it’s not murder at all, in fact I don’t know what it is” – “Bir atı öldürüyor olabilirdin – bu birinci dereceden bir cinayet sayılmaz, aslında cinayet de sayılmaz, aslında ne sayıldığını ben de bilmiyorum.” The Killing – 1956… Okumaya devam et Kubrick Notları
Stanley
Ona Stanley demek hoşuma gidiyor. Yaramaz bir çocuk ismi gibi. Sinemaya olan tutkusu çocuksu bir merakı andırıyor. Belgesel çekiyor, savaş filmleri yapıyor, bilimkurgu çekiyor, gerilim filmi çekiyor, karamizahın daniskasını yapıyor. Evin bütün dolaplarına girip, annesinin ondan sakladığı bütün şekerleri bulmak istiyor. Altından girip, üstünden çıkıyor. Ebeveynlerinin korkulu rüyası şekerleme canavarı bir kerata. Bana Vladimir Nabokov’u… Okumaya devam et Stanley
Barry Lyndon
Bakınız için yazan: Seyhun Orcan Sakallı Stanley Kubrick, 1970li yılların ortalarına gelindiğinde, belki de sinema tarihinde hiçbir yönetmenin daha önce elde etmemiş olduğu bir pozisyona sahipti. Son 3 filmi – Dr. Strangelove, 2001: A Space Oddyssey ve Clockwork Orange – dünya çapında farklı şekillerde sükse yapmış; Kubrick hepsi ile En İyi Yönetmen dalında Oscar’a aday… Okumaya devam et Barry Lyndon