Nerde O Eski Tek Plan Sahneler

stanley-kubrick-shining-labiret.jpg

23 – The Shining (1980)

Kubrick ile devam edelim. The Shining’in gerilimini nerden aldığı konuşulurken akla geçmişin sırları, mitler ya da cinayetler gelmiyordu. Film gücünü büyük ölçüde geniş ve boş otelin tekinsizliğinden, detayların ürperticiliğinden alıyordu. İşte nefis bir örnek. Küçük Danny efsaneleşmiş üç tekerlekli bisikletiyle otelin içinde geziniyor. Bisikletin zeminde çıkardığı o gurul gurul sesin halılar tarafından bölünmesi birinci sınıf bir gerginlik hissi veriyor. العاب اندرويد Sahnenin hiç de hayra alamet bir yere gitmediğini anlamış oluyoruz böylece.

24 – JCVD (2008)

Aksiyon ve dövüş filmlerinin bir dönem aranılan adamı olan Jean Claude Van Damme’ı daha önce hiç görmediğimiz bir rolde, kendisi olarak izlediğimiz ve şaşkınlığımızı gizleyemediğimiz 2008 yapımı JCVD, daha açılışı ile birlikte farkını belli ediyordu. Neredeyse 4 dakika boyunca hiçbir kesme olmadan non-stop adam döven ve öldüren Van Damme’ın, aslında Uzakdoğulu bir yönetmenin filminin setinde olduğunu sonradan anlıyorduk. Deneyimli aktör bir hata sonucu tekrar edilecek seçim öncesi isyan ediyordu: “Ben artık 47 yaşındayım, her şeyi tek bir plan içinde yapmak çok zorluyor.” Filmin bu açılışı kadar etkili olan bir diğer plan sekansı ise aktörün kameranın karşısına geçip yedi dakika boyunca kendisiyle hesaplaştığı ve kariyerinin en iyi oyunculuğunu çıkarmış olduğu müthiş monologtaydı elbette. Filmden bahsederken bu iki sahne arasında bir seçim yapmak çok zor. O halde ikisini de vermek en iyisi.

25 – To vlemma tou Odyssea (1995)

“Tek plandan bahsediyorsunuz ama daha Angelopoulos’un adı geçmedi” diyenleri de unutmadık. Dingin anların, sakin planların usta yönetmeni, 1995 yılındaki bu politik ve dokunaklı filminde başrolü Harvey Keitel’a emanet etmişti. Filmden örnek olarak seçilen sahnede ise Keitel’ın eve gelişini ve ev halkının tamamını görüyoruz. Sahnenin kesme olmadan 7 dakikayı aşkın sürmesi yönetmen için hiç sorun olmuyor.

26 – Fight Club (1999)

Tam olarak bir sahne veya tam olarak bir çekim sayılmaz. Ama Fight club filminin hayli enteresan olan giriş jeneriği de bu listeye girmeyi hak ediyor. İnsanın vücudunun derinliklerinde başlayan jenerik, kameranın (?) nöronlar, damarlar ve organlar arasında dolaşa dolaşa seyahat etmesiyle devam ediyor. Muhtemelen de soluk borusu, dil, damak, burun derken kafanın dışına çıkarak o kafaya doğrultulmuş bir silahın gösterilmesiyle son buluyor. Her ne kadar animasyon yardımıyla da olsa 1:30 dakikalık bu seyahat sinemada son yılların en akılcı girişlerinden biri olarak anılmaya layık.

27 – Raging Bull (1980)

Robert De Niro’nun kusursuz Jake La Motta performansıyla hatırlanan Raging Bull, seyirciyi kalbinden yakalayan pek çok sahneye sahipti. Unutulmazlardan biri de La Motta’nın unvan maçı öncesi önce Joey ile ufak bir antrenman yapması sonra da ringe doğru yürüyüşünü gösteren efsane plan sekans oluyordu. Tadı damakta kalan bu sahneden sonra, La Motta’nın “patron” nidaları eşliğinde yumruk antrenmanı yapması seyirci için ayrı bir anlam taşımaya başlıyordu.

28 – Lat sau san taam (Hard Boiled) (1992)

Çinli yönetmen John Woo’nun Hollywood’a transferi öncesi ülkesinde çektiği son filmi olan Hard Boiled. Özellikle bir dakika bile düşmeyen temposu ve adeta gırla giden çatışma ve ölüm sahneleriyle dikkat çekiyordu. Filmin en çarpıcı sahnelerinden biri ise cevval polisimiz Chow-Yun Fat ve bir arkadaşının hastanede giriştikleri çatışmayı aktarıyordu. 3 dakika boyunca kesme yaşanmayan sahnede yine binlerce kurşun dökülüyor, onlarca teçhizat paramparça oluyordu. Yaptığı bu kalabalık iş, John Woo’nun yüksek bir bonservis bedeliyle Hollywood’a geçmesinde önemli bir rol oynamıştı. العاب وجوائز مالية حقيقية

[Yazının devamı…]

Yorum Gönderin