The Belko Experiment: Ofiste Sıradan Bir Gün


Ofiste “Sıradan her zamanki gibi bir gün” derken her şeyin bir anda kabusa dönüşebileceği hiç aklınıza gelir mi? Elbette ki gelir ama sizin kâbusunuz gündelik küçük sorunlar olurken The Belko Experiment bunu korkunç bir boyuta taşıyor. Filmin yönetmenliğinde Rogue ve Wolf Creek gibi korku filmlerinden tanıdığımız Greg McLean yer alırken, senaryosunda ise Dawn of the Dead ve Guardians of the Galaxy gibi başarılı gişe filmlerinin ismi James Gunn yer alıyor. Açıkçası filmin daha başında James Gunn adını görünce iyi bir şey izleyeceğiniz hissine otomatik olarak kapılıyorsunuz.
Film, dinamik ve hareketli bir müzik eşliğinde Kolombiya sokaklarında başlıyor. Daha sonra da Kolombiya’nın Bogota şehrinin ıssız bir bölgesine yapılmış büyük Belko şirketinin binasını görüyoruz. Normalde olmayan askeri bir kontrol eşliğinde elemanlar şirkete girişlerini yapsalar da birçoğu önemsemeden ofislerinde işlerine koyuluyorlar. Aslında film ilk dakikalarında çok mutlu mesut bir ofis ortamı göstererek ne kadar büyük bir olayın gelmekte olduğunu bizlere müjdeliyor diyebiliriz.
Belko şirketi çalışanlarına maaşın yanında ev ve araba sağlayan, aynı zamanda sırf çalışanlarının güvenliği (!) için işe başlamadan kafalarına takip cihazı yerleştiren harikulade bir yer. Tabii filmin ilerleyen dakikalarında çalışanlar bu kadar iyiliğin boş yere yapılmadığını ve takip cihazlarının aslında ne kadar korkunç bir planın parçası olduğunu keşfediyorlar. Fakat her şey için çok geç oluyor.
The Belko Experiment bizlere psikolojik gerilim ile harmanlanmış bir slasher deneyimi sunmayı amaçlamış ki bence amacına da çok iyi bir şekilde ulaşmış. Hiçliğin ortasında bir şirkette kapana kısılan ve bir deneye tabi tutulan çalışanlar haliyle birbirlerini en acı ve dehşet verici şekillerde öldürmeye başlıyorlar. Senaryo bu açıdan emin adımlarla ilerliyor. Bu başarı da yine tabii ki James Gunn’a ait.
Filmde bizlere Michael Rooker (The Walking Dead, Guardians of the Galaxy), David Dastmalchian (The Dark Knight, Prisoners) gibi bilindik yüzler eşlik ediyorlar. Söylemeliyim ki neredeyse bütün oyuncular oluşan kaos ortamını en iyi şekilde seyirciye aktarmayı başarıyorlar.
Müzik kullanımı açısından, bilindik şarkıların latin coverlarını kullanmayı tercih etmişler ki film Kolombiya’da geçtiği için gayet uygun ve hoş bir seçim olmuş. Sinematografik açıdan doğru fakat sıradan sahnelere, çekimlere sahip. Hemen hemen her korku-gerilim türündeki filmlerde alışık olduğumuz tarzda.
The Belko Experiment, bizlere asıl sürprizi sonu ile yaparak basit bir slasher filminden ibaret olmadığını gösteriyor. Açık uçlu sonu ile devam filmlerinin gelebileceğinin müjdesini şimdiden verip zeminini hazırlıyor.
Kısaca bahsedecek olursak: The Belko Experiment, 2016 senesinin kenarda kalmış, psikolojik gerilimi slasher türü ile buluşturan başarılı bir yapım.


Leave a Reply