The Conjuring 2: Korkunun “Wan” Hali

Avustralyalı yönetmen James Wan’ın, Saw ile giriş yapıp, Insidious ile hızlandırdığı korku sineması yolculuğu “The Conjuring 2” ile dolu dizgin devam ediyor. Ünlü demonoloji* uzmanı çift Ed ve Lorraine Warren ile tanıştığımız ilk filmden üç yıl sonra gelen devam filminde yine çaresiz bir aileye musallat olan ve kayıtlara Enfield Poltergeist vakası olarak geçen karanlık varlıkların marifetlerini izliyoruz.

MK1_5074.dng

Babaları tarafından terk edilmiş ve ekonomik güçlüklerle boğuşan annelerinin kanatları altında yaşayıp gitmeye çalışan dört çocuğun, hayatları yeterince zor değilmiş gibi bir de başlarına doğa üstü güçlerin bela olmasıyla filme hızlı bir giriş yapıyoruz. Aileyi başlarına gelen felakete yeterli empatiyi gösterecek kadar tanımanın ardından, James Wan filmlerinin ayırt edici özelliklerinden biri olan kendini kalabalıkta ya da gün ışığında göstermekten çekinmeyen iblislerle karşılaşıyoruz. Wan’ın hiç de utangaç olmayan iblisleri bu kez de kısa sürede hem komşuları hem de polisleri aktivitelerine tanık ediyorlar. Ancak tüm bu tanıklıklara rağmen olaya müdahale etmekte tereddütlü davranan kilise, Warren çiftinden olayın kesinliğinden emin olmalarını talep edince Warren’ların önceden sinyallerini aldıkları tehlikeli bir süreç başlıyor.

1976 yılında geçen The Conjuring 2, korkmak isteyenlere ihtiyaçları olan her şeyi veriyor. Ses ve müziğin buram buram gerilim koktuğunu sahneler aynı zamanda güçlü bir sanat ve görüntü yönetimiyle de izleyeni içine çekiyor. İlk filme yapılan göndermelerin yanı sıra incilikle kurgulanmış korku sekansları korkuyu iliklerimize kadar hissetmemizi sağlıyor. Özellikle Teneke Adam ve ürkütücü rahibe portresi üzerine kurgulanmış sahneler tek başlarına birer kısa film olabilecek kadar üstünler. Oyunculuklara gelince, Vera Farmiga ile Patrick Wilson’ın alışık olduğumuz uyumu göz doldursa da filmin asıl yıldızı Madison Wolfe. Küçük oyuncu Wolfe, canlandırdığı karakterin yaşadığı tüm dehşeti en ince ayrıntısına kadar başarıyla perdeye yansıtıyor.

Screen-Shot-2016-03-26-at-3.48.39-PM

Tıpkı ilk filmdeki gibi bolca dini referans kullanan film, Ed ve Lorraine çifti arasındaki romantizmi de bir tık öteye taşıyor. Mağdur ailenin baba figürü eksikliğine karşın Warren ailesinin birbirine aşkla bağlı oluşu Amerikan sinemasının son yıllarda vurgulamayı pek sevdiği kutsal aile yapısına da denk düşüyor. Filmin benzerlerinden ayrılan yönü ise “gerçek olaylardan esinlenme”nin ötesinde perdeye aktardığı olayın gerçekliğini ses kayıtları ve fotoğraflarla da desteklemesi. Doğaüstü fenomenleri araştırarak, kiliseye olayların gerçek olup olmadığı yönünde bilgi veren New England Psişik Araştırma Derneği’nin kurucuları olan Warren çiftinin, ilgilendikleri vakalarla ilgili belgeleri yayınladıkları bir de internet siteleri (http://www.warrens.net/) var. Yani doğaüstü olaylara inanma eğiliminiz varsa “The Conjuring 2” tam size göre.

* Cin ve iblisleri sistematik olarak inceleyen çalışma dalı

Yorum Gönderin